iptali istemiyle --------- açtığı davanın bu davada bekletici mesele yapılıp yapılamayacağı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.Dava konusu ----- esas sayılı icra dosyasında; başlatılan takibin alacaklısının ------- borçlusunun ------- Olduğu, takibin 72.802,27-TL alacağın tahsiline yönelik kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu görülmüştür.Bekletici mesele yapılan-------------- esas sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; dosyanın davacısının ---- davalısının --- olduğu, davanın şikayet davası olup, davacının, ------ sayılı icra dosyasında kendisine gönderilen 1., 2. ve 3.haciz ihbarnamelerine dair tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek bu işlemlerin iptalini istediği, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilerek, davacıya İİK 89/2.maddesine göre gönderilen haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olan 23/02/2022 olarak düzeltilmesine, 1.haciz ihbarnamesine yönelik talebin reddine karar verdiği; kararın istinaf edildiği, istinaf incelemesini...
O halde, şikayetçinin, tebliğ yapılan kişinin çalışanı olmadığına yönelik beyanı karşısında, şikayetin niteliği gözetilerek bu husus araştırılıp, konu ile ilgili tarafların delilleri toplandıktan sonra, mahkemece, şikayetçiye gönderilen birinci haciz ihbarnamesinin usulüne uygun tebliğ edilmediğinin tespiti halinde, birinci haciz ihbarnamesine ıttıla tarihine göre süresinde itiraz edilmiş ise, artık şikayetçiye ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi çıkarılamayacağından, bir başka anlatımla ikinci ve üçüncü haciz ihbarnameleri yok hükmünde olacağından, ilk haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesi gerekirken, şikayetçinin 89/1 haciz ihbarnamesi tebligatını alan Serkan Balcı isimli şahsın, şirket çalışanı olmadığına yönelik iddiası değerlendirilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Müdürlüğü dosyasında 3. şahsa haciz ihbarnamesinin tebliğe çıkarılmadığı, usulüne uygun tebligat yapılmadığı, alacaklı şikayet olunan vekilinin sunduğu tebliğ belgesinin suret belge olup, işlemlere dayanak edilemeyeceği, keza 3. şahsın itirazına ilişkin tarihsiz ve yapılan araştırmada tarayıcıdan geçmeyen 27.10.2011 havale tarihli gözüken haciz ihbarnamesi cevabının da suret belge olup işlemlere dayanak edilemeyeceği, 30. İcra Müdürlüğü'nce aslı olmayan belgelere dayanılarak düzenlenen sıra cetvelinin usulsüz olduğu, 30....
Somut davada, davalı üçüncü kişiye 89/1 haciz ihbarnamesinin 27/10/2021 tarihinde, 89/2 haciz ihbarnamesinin ise 31/12/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı üçüncü kişinin 10/01/2021 tarihinde itiraz ettiği anlaşılmakla,,yasal 7 günlük süreden sonra 89/2 haciz ihbarnamesin itiraz edilmiş olduğundan. 89/3 haciz ihbarnamesi gönderilmesi talebinin reddine ilişkin icra müdürlüğü işlemi usul ve yasaya aykırıdır. Öte yandan; 89/1,89/2 haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edilip edilmediği hususunun muhatabı olan davalı üçüncü kişi tarafından süresi içinde şikayet edilmesi gerekmekte olup, dosya kapsamından üçüncü kişi tarafından yapılan bir şikayet başvurusu bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan sebeplerle icra müdürlüğü işleminin iptaline dair İlk Derece Mahkemesi kararı yerinde olduğundan davalının istinaf kanun yolu başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
A.Ş icra mahkemesine başvurusunda, 2. haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek tebliğ tarihinin düzeltilmesini istediği, mahkemece şikayetin kabulüne karar verildiği görülmektedir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Haciz ihbarında bulunulan 3.kişinin kendisine gönderilen haciz ihbarı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı Yasanın 16/l. maddesi gereğince bu şikayetini işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir....
İlk derece mahkemesi kararı; mahkemece yapılan değerlendirmeler neticesinde, davacının 1. haciz ihbarnamesine ilişkin şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine, davacının 2. ve 3. haciz ihbarnamesine ilişkin şikayetinin reddine" karar verilmiştir. GEREKÇE; Mersin 3. İcra Dairesi'nin 2018/3654 esas sayılı dosyasında alacaklı T3 tarafından borçlu İnanç Grup Narenciye Oto.İnş.Nak.Tic.Ltd.Şti.aleyhine icra takibi başlatıldığı görülmüş olup uyuşmazlık davacıya gönderilen İİK madde 89/1- 2- 3 haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır. Davacı vekili tarafından sunulan 20/04/2023 tarihli dilekçe ile istinaf kanun yoluna başvurulmuş mahkeme kararının kaldırılması talep edilmiş, mahkemece verilen 25/04/2023 tarihli EK Karar ile; " davacı vekilinin süresinde olmayan istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş, söz konusu Ek Karara karşı da davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İİK.'...
itiraz edilmediği gerekçesi ile ikinci ve üçüncü haciz ihbarnameleri tebliğ edilerek müvekkilinin takip dosyasına borçlu sıfatı ile eklendiğini ve mal varlığına haciz konulduğunu, daha önce 1. haciz ihbarnamesine itiraz eden müvekkiline yeniden 1....
, İİK 89/2 haciz ihbarnamesine itiraza ilişkin dilekçe üzerindeki tarih ve şikayet dilekçesindeki beyana göre İİK 89/2 haciz ihbarnamesine 21/11/2018 tarihinde itiraz ettikleri, davacı tarafa birinci haciz ihbarnamesinin 01/08/2018 tarihinde tebliğ edildiği, şikayet dilekçesinde 27/08/2018 tarihinde birinci haciz ihbarnamesine itiraz ettiklerinin beyan edildiği, 89/2 haciz ihbarnamesinin de 12/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, itirazın ise 21/11/2018 tarihinde yapıldığı, İİK 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamelerine tebliğden itibaren yasal süre içerisinde itiraz edilmediğinden, itirazlar süresinden sonra olduğundan, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
için başvuru yapması sonucu ilgili dosyadan haberdar olduğunu, icra dairesi tarafından gönderilen 1. ve 2. haciz ihbarnamelerinin daimi işçiye tebliğ edildiğini, 3. haciz ihbarnamesinin de muhattabın bizzat kendisine tebliğ edilmiş olduğu tebliğ mazbatalarında belirtildiğini, 1. ve 2 haciz ihbarnamesine ait tebliğ mazbatalarında birçok eksiklik bulunduğunu, ana ve temel eksiklik daimi işçiye değil şirket yetkilisine tebliğ edilmesi gerekli olan tebligat hiçbir gerekçe ve sebep belirtmeksizin işçiye tebliğ edilmesinin usule, yasaya ve yerleşik yargıtay kararlarına aykırı olduğunu, 3. haciz ihbarnamesine ait tebliğ mazbatasında da yine birçok eksiklik olmakla beraber kime tebliğ olduğu belirli olmaksızın muhattabın bizzat kendisine tebliğ edildiği belirtilmekle şirketin bizzat kendisine tebliğ yapılmasının imkansız olduğu gözetilmeksizin ve tebliği alan kişinin kimlik bilgileri belirtilmeksizin yapılan tebligat yasaya ve usule aykırı olduğunu, tebligatların usulsüzlüğüne karar verilmesini...
Somut olayda, davacının "Fatih Mahallesi, 30005 Sokak, No:4, İç Kapı No:10, Mezitli/Mersin" adresine tebliğe çıkarılan 89/1 ihbarnamesine ilişkin tebligatın bila tebliğ dönmesi üzerine mernis adresi olan aynı adrese TK 21/2. maddesi uyarınca şerh verilerek ihbarnamenin bu maddeye göre tebliğ edildiği, anılan tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu, 89/2 ihbarnamesine ilişkin tebligatın doğrudan TK 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, önceki tebliğ usulü takip edildiğinden bu tebliğ işleminde de usulsüzlük bulunmadığı anlaşılmaktadır. Tebligatın açık mavi zarfla yapılmasının aranmasının ise, aşırı şekilcilik olduğunun, icra müdürlüğünde mavi renkli zarf bulunmaması halinde, beyaz renkli zarfa usulüne uygun şekilde TK 21/2. Maddesine uygun şerhin yazılması halinde, salt zarfın beyaz renkli olması nedeniyle usulsüz olduğu sonucuna varılamayacağının kabulü gerekir. (Yargıtay 12....