Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

e yönelik haciz ihbarnamelerinin iptal edilmesinin sebebi ...'e göre yapılmış ihtarın geçerli bir ihtar olmasından kaynaklanmaktadır. Buna göre İİK'nın ... maddesi gereğince gönderilen haciz ihbarnamesine yönelik itirazın geçerli kabul edilerek dava dışı şirketin davacı şirkete borcunun tespitinin yapılması gerekmektedir ancak açılan dava İİK'nın ... ve ... gereği açılmış olup, Mahkemece bu dava üzerinde incelenmesi mümkün değildir....

    İlk derece mahkemesi tarafından yeniden yapılan yargılama neticesinde; “…..davalı alacaklı tarafça mirasçıların dosyaya taraf sıfatıyla eklenme talebinin olmadığı, şikayet tarihi itibari ile mirasçıların kendilerine yöneltilmiş bir takip bulunmadığı ve icra takibinde taraf sıfatları olmadığı, bu hali ile dosyada taraf sıfatına haiz olmayan davacı mirasçıların usulsüz tebliğe yönelik şikayet haklarının bulunmadığı anlaşılmakla usulsüz tebliğe yönelik şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, mirasçılar her ne kadar dosyada taraf sıfatına haiz olmasalar dahi mirasbırakanın ölümü ile 4721 Sayılı TMK'nın 599....

    İİK'nun 89. maddesinde düzenlenen bu usul tamamlanmadan, üçüncü kişiye tebliğ edilen birinci haciz ihbarnamesine itiraz edilmemesi nedeniyle, anılan ihbarnamede yazılı paranın icra dairesince, üçüncü kişiye çıkarılan muhtıra ile istenilmesi mümkün değildir. Somut olayda, şikayetçi üçüncü kişiye 17.852 TL'lik borç için gönderilen birinci haciz ihbarnamesine verilen cevapta, müzekkere gereğinin yapılacağının bildirildiği, daha sonra yeniden 5.019,63 TL'lik borç için üçüncü kişiye birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği, üçüncü kişiye yukarıda belirtilen ikinci ve üçüncü haciz ihbarnameleri gönderilmeden 5.019,63 TL'nin şikayete konu muhtıra ile talebinin usulsüz olduğu anlaşılmakla, şikayetin kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsizdir....

      incelemesi yapıldığı belirtilmiş ise de incelenen evrakın tebliğ mazbatası mı yoksa 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerini içerir belgeleri mi olduğunun anlaşılamadığını, kararın Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun uygulanmasına dair yönetmeliğe aykırı olduğunu, usulsüz tebliğ işlemini öğrenme tarihi muhatabın beyan ettiği tarih olup aksinin ancak karşı tarafça yazılı belge ile ispatlanabileceğini, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerini içerir tebligatın yapıldığına dair tebliğ mazbatasına ilgililerin adı soyadı yazılmamış olup ilgililere imza da attırılmadığından belgelendirme unsuru gerçekleşmemiş olup bu haliyle tebliğin yok hükmünde olduğunu, davanın öğrenme tarihinden 7 günlük şikayet süresi içinde açıldığını, aksi durumda tebliğ mazbatalarının yok hükmünde olduğu ve süresiz şikayete tabii olduğu göz önünde bulundurulması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, Dosya istinaf...

      Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ödeme emrinin şikayet eden borçluya “İncilipınar Mah. 1236/1 Sokak No:4/2 Merkez ...” adresinde Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca 06.03.2021 tarihinde tebliğ edildiği, şikayet edenin adres kayıt sistemindeki adresinin 03.04.2009 tarihinden beri “İncilipınar Mah. 1236/1 Sokak No:6/2 Merkez ...” adresi olduğu görülmekle ödeme emri tebliğ edilen adresin, borçlunun adres kayıt sistemindeki adresi olmayıp tebliğ işleminin usulsüz olduğu, şikayet eden borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi yeterli olup ödeme emri tebliğ edilen adresin borçlunun adres kayıt sisteminde kayıtlı olan adres olmadığının ayrıca ileri sürülmesi gerekmediği, şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihinin aksi karşı tarafça yazılı belge ile ispatlanamadığından şikayetin süresinde olduğu anlaşılmakla, şikayet eden borçlu takibin durdurulmasını ve hacizlerin kaldırılmasını talep etmiş ise de, takip...

        Dairemizce yapılan değerlendirmede; Davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine fatura alacağı nedeniyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, örnek no 7 ödeme emrinin 20/02/2020 tarihinde iadesi üzerine 04/03/2020 tarihinde borçlu şirketin ticaret sicilindeki adersine Tebligat Kanunun 5. maddesi uyarınca tebligat yapıldığı davacı borçlu şirket vekilince usulsüz tebliğ nedeniyle tebligat tarihinin düzeltilmesi ve öğrenme tarihin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesini talebiyle şikayette bulunmuştur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, müvekkilinin alacaklı bulunduğu icra dosyasında, takip borçlusunun hakediş alacağı için ilgili kuruma gönderilen haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin daha önce olmasına rağmen, sıra cetvelinde 1. sıraya şikayet olunan ... Şti.’nin alındığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini istemiştir. Şikayet olunan ... Yapı Malzm. Nak. Ltd. Şti. ve ... vekilleri şikayetin reddini istemişlerdir....

          Asıl ve birleşen davalar, İİK'nın 89. maddesi uyarınca düzenlenen haciz ihbarnamelerinin tebliğ işlemlerinin usulsüzlüğü şikayetine ilişkindir. Tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvuru, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir....

          Somut olayda, şikayetçinin başvurusu, kendisine gönderilen İİK’nin 89/1, 89/2 ve 89/3. maddeleri kapsamında düzenlenen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğine ilişkin olup, mahkemenin haciz ihbarnamesi tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğuna dair kabulü yerinde ise de; şikayetçi tarafından birinci haciz ihbarnamesine ıttıla tarihine göre süresi içerisinde (04/02/2016 tarihinde) itiraz edilmiş olmakla, borçlunun şikayetçi üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş bir alacağı bulunmadığından, şikayetçiye gönderilen ikinci ve üçüncü haciz ihbarnameleri yok hükmündedir. O halde, mahkemece, ilk haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin ıttıla tarihine göre düzeltilmesi ile ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

            Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, 1-Sanık ... hakkında verilen hükme yönelik yapılan temyiz incelemesinde; Gönderilen haciz ihbarnamesine yönelik olarak verilen cevapta sanığın imzasının bulunmadığının anlaşılması karşısında, atılı suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması nedeniyle beraat kararı verilmesi gerekirken sonuç itibariyle suçun yasal unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraat kararı verilmesi doğru olduğundan şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, temyiz davasının esastan reddiyle HÜKMÜN ONANMASINA, 2-Sanık ... hakkında verilen hükme yönelik yapılan temyiz incelemesinde; Müşteki vekilinin 26/02/2013 tarihli şikayet dilekçesinde sanık ...’a ilişkin herhangi bir şikayeti bulunmadığı halde anılan sanık hakkında da yargılama yapılarak yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, 3-Sanık ... hakkında verilen hükme yönelik yapılan temyiz incelemesinde; Sanığın üçüncü...

              UYAP Entegrasyonu