Açık, anlaşılır, net şekilde ve çelişkiyi ortadan kaldıracak şekilde düzenlenmiş olan el yazısı ve doküman grafolojisi alanında uzman bilirkişi heyetinin 03.10.2022 tarihli raporuna göre, bonolardaki imzanın davacı Cengiz Amedi'nin eli ürünü olduğu" gerekçesiyle itirazın reddine, İİK'nın 170 gereği imzaya itirazla beraber takibin durdurulmasına karar verilmediğinden davacı aleyhine kötüniyet tazminatı ve para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosya kapsamında aldırılmış olan iki heyet raporunun birbirleri ile çelişkili olduğunu, çelişkinin giderilmesi amacıyla dosyanın tekrar heyete gönderilmesi ile bilirkişi raporu aldırılması gerekli iken mahkemece aleyhe olan raporun hükme esas alındığını beyan ederek istinaf başvurusunda bulunduğu görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, usulsüz tebliğ şikayeti ve imzaya itiraz istemine ilişkindir....
Açılan davanın kambiyo senetlerine özgü takipte öncelikle borçluya yapılan tebligatın usulsüz olduğu şikayeti ile birlikte dayanak senetteki imzaya itiraz olduğu, yapılan yargılama sonucunda davacı borçlunun sürekli oturmadığı ve çalışmadığı ancak hissedarı olduğu hastaneye çıkarılan tebligatın birlikte çalışan sıfatıyla yargılama sırasında tanık olarak dinlenen kişiye yapıldığı tanık beyanı ve yapılan araştırmalardan davacının tebligatın yapıldığı adreste daimi oturmadığı ve çalışmadığı nedenle adres ola7rak ve hissedarı olduğu tüzel kişinin çalışanının da kendi çalışanı kabul edilmeyeceği nedenle tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin kararın doğru olduğu, süresinde takip konu senet altındaki imzaya itiraz edildiği nedenle usulüne uygun olarak toplanan verilerle labaratuar ortamında optik cihazlarla yapılan inceleme ve düzenlenen rapor ile senet altındaki imzanın davacıya ait olmadığı kesin kanaat raporu ile belirlendiğinden imzaya itirazın kabulüne dair kararın da doğru olduğu, davalının usulsüz...
Nitekim davacı Perihan vekilince tebligatın yapıldığı tarihte başka bir ilde ağır bir ameliyat geçirdiği ileri sürülmüş olup tebliğ tarihinde davacı Perihan ile eşinin aynı konutta ikamet etmedikleri de anlaşıldığından tebliğ memurunca tespit ve tevsik görevinin yerine getirilmemesi nedeniyle davacı Perihan'a yapılan tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, davacı Perihan'a gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği ve davacı tarafından beyan edilen öğrenme tarihinden önce de davacının tebligattan haberdar olduğuna dair dosyada bilgi ve belgede yer almadığından öğrenme tarihi olan 10/02/2020 itibariyle davacı tarafından ileri sürülen borca, yetkiye ve imzaya itirazların değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davacı Perihan yönünden davanın süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir....
edilmesine, itirazı süresinde yaptıklarına, bonodaki imzanın tarafına ait olmaması nedeniyle imzaya, borca ve fer'ilerine itiraz ederek takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
, bu durumda davacı yana yapılan tebligatın usule uygun olduğu, davacı yanca daha önceden teslim edilen sıra vadeli senetlere ilişkin kısmi ödeme yapıldığını ve kısmi ödeme yapılan senetteki imzaların da aynı imzalar olduğunu, davacı tarafa tebliğ edilen ödeme emrinde açıklama kısmında borç dayanağı senet bilgilerinin yazıldığını ve yine ekinde senet suretinin davacı tarafa tebliğ edildiğini, fiili haciz sırasında senedin davacı tarafından görülerek fotoğraflandığını, davacı yanın imzaya itiraz ettiği senetlere ilişkin icra baskısı olmaksızın takip öncesinde kısmi ödeme yaptığını belirterek, davanın reddine, davacı aleyhine %20'den az olmamak üzere inkar tazminatına, %10 para cezasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : İcra dosyasının incelemesinde; davalı-alacaklının davacı-borçlu hakkında 01/06/2016 tanzim, 01/06/2017 vade tarihli senetten kaynaklanan 152.000,00 TL asıl alacak ve ferileri de dahil olmak üzere toplam 158.640,11 TL alacağa ilişkin olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yaptığı, çıkarılan örnek 10 nolu ödeme emrinin davacıya 17/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği, Davacı tarafından 19/12/2017 günlü dava dilekçe ile tebligatın usulsüz olduğu, tebliğ tarihinin 18/12/2017 olarak tespitinin istendiği, mahkemece yapılan yargılamada usulsüz tebliğe yönelik şikayetin kabul edilerek ödeme emri tebliğ tarihinin 18/12/2017 olarak tespitine karar verildiği, buna göre imzaya itirazın süresinde olduğu gözetilerek imzaya itiraz yönünden inceleme yapılmak suretiyle imzaya itirazın reddine karar verildiği, davacı tarafından da imzaya itirazın reddine yönelik olarak verilen karara karşı istinaf kanun yoluna müracaat edildiği anlaşılmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, kambiyo senetlerinde imzaya ve borca itiraz istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davalının kambiyo senetlerine mahsus takip başlattığı, davalının borca ve imzaya itiraz ettiği, mahkemece imzaya itirazın kabulüne karar verildiği, davalının karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. (I)Usulsüz tebligat iddiasının ileri sürülmedikçe dinlenemeyecek olmasına (Yargıtay 12.HD 2016/30317 E, 2018/3243 K) ve davacının usulsüz tebligat iddiasında bulunmamasına göre mahkemece 01/07/2018 tarihli tebligatın usulsüz olduğunu tespit etmesi doğru görülmemiştir....
İİK'nun 168/4-5. maddesi hükmüne göre, borçlunun, borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya ve yetkiye itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Şikayetçi borçlunun icra mahkemesine başvurusu, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte yetkiye, imzaya ve borca itiraz niteliğinde olup, takip şekli itibariyle tüm hususların yasal hak düşürücü süre içerisinde icra mahkemesi nezdinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Somut olayda borçluya gönderilen ödeme emri tebligatının incelenmesinde; "muhatabın çarşıda olması nedeniyle aynı adreste sürekli çalışan ... imzasına tebliğ edildiği" şerhi mevcuttur....
Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur” hükmü yer almaktadır. Örnek 10 ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesinin, borca ve imzaya itiraz süresi, takip dayanağı senedin vasfına yönelik şikayet süresi, ödeme süresinin başlaması ve takibin kesinleşmesi gibi nedenlerle borçlular yararına sonuçları doğmaktadır. O halde mahkemece borçluların usulsüz tebligat şikayetinin esasının incelenmesi, ödeme emrinin borçlulara usulsüz tebliğ edildiğinin tespiti halinde ise, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihine göre tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı borçlu vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; Şikayet dilekçesinin tetkikinde, dilekçenin açıklama kısmında tebliğ usulsüzlüğü şikayetinin yanında borca ve imzaya itiraz edildiğinin de belirtildiği ancak netice ve talep kısmında sadece usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin talepte bulunulduğu, bu haliyle dilekçenin açıklama kısmı ile netice ve talep kısmı arasında çelişki olduğu görülmektedir. Mahkemece bu durum karşısında şikayetçi vekiline kesin süre verilerek bu çelişkinin giderilmesinin istenmesi gerekirken, bu yola başvurulmadan borca ve imzaya itirazların da bulunduğu kabul edilerek yargılama yapılması ve borca ve imzaya itirazların reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır....