Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ödeme emrinin davacı-borçluya 17/09/2020 tarihinde usulune uygun şekilde tebliğ edildiğini, itiraz süresinin geçtiğini, tebliğ memurunun, mazbatanın üzerine tarih düşerken tebliğ alan kişinin bilgileri doğrultusunda mazbataya isim- soyisim ve çalışan bilgilerini girdiğini, tebligatın, borçlu tarafın tebliğ adresine yapıldığını, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, çekin karşılıksız çıkması durumunda icra ve ceza sorumluluğunun çekin verildiği tarihteki şirket yetkilisinde olduğunu belirterek, borca ve imzaya itirazın reddine, itiraz edilen tutar üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davacının davasının süre nedeniyle reddine, davalının icra inkar tazminatı ve para cezası taleplerinin yasal koşulları oluşmadığından reddine, dair karar verilmiştir....

Somut olayda; dava dilekçesinde açıkça ödeme emirlerinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayet bulunmadığı, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetin de İİK'nın 16. maddesine göre 7 günlük hak düşürücü süreye tabi olduğu, mahkemece re'sen dikkate alınamayacağı, bu durumda ödeme emrinin davacı/borçlu T1'e 15/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, itiraz süresinin son gününün 20/05/2019 tarihi olduğu, davacı T1'in ise hak düşürücü süre geçtikten sonra 22/05/2019 tarihinde imzaya ve borca itirazı ile birlikte senet vasfına yönelik şikayette bulunduğu anlaşıldığından, mahkemece istemin süre aşımından reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı/borçlu T3 Ltd. Şti. yönünden istinaf dilekçesinin reddine, davacı/borçlu T1'in istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

ait olmadığını, bonodaki imzaya ayrıca ve açıkça itiraz ettiklerini belirterek, ödeme emri tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olan 24/05/2022 olarak kabul edilmesine ve itirazların süresinde olduğunun kabulüne, dosyadaki usulsüz tebligata dayanan tüm hacizlerin fekki ile icra takibinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ödeme emri tebligat işleminin usulsüz olduğuna dair şikayet ile borca ve imzaya itiraz uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince; usulsüz tebligat şikayetinin esastan, borca ve imzaya itirazın ise süre aşımından reddine karar verilmiş, takibin durdurulmaması nedeniyle alacaklının tazminat talebinin de reddine hükmedilmiştir. Kararın şikayetçi borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

    No:7/14 Konyaaltı/Antalya adresinde muhatabın adreste olamaması nedeniyle daire:12'den sorulduğu, muhatap çarşıya gittiğinden mahalle muhtarına tebliğ yapıldığı ve daire:12 ye haber verilerek tebliğ işleminin tamamlandığı, beyanına başvurulanın kim olduğu tespit edilemediğinden yapılan tebligatın usulsüz olduğu, borca ve imzaya itiraz bu nedenle süresinde olduğundan bilirkişilerden rapor aldırılmış, bilirkişiler raporlarında, söz konusu imzanın davacının eli ürünü olduğunu beyan etmişlerdir. Davacının borcunun bulunmadığına ilişkin itirazını İİK'nun 169/a maddesinde sayılan belgelerle ispat edemediği anlaşıldığından bilirkişi raporu da gözetilerek usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile imzaya ve borca itirazın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili borçlarının olmadığını ve yeniden rapor alınması gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

    İcra Müdürlüğü'nün 2018/14884 esas sayılı dosyası ile başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte ödeme emri tebligatının şirket adına tebliğ almaya yetkili olamayan şahsa yapıldığını, usulsüz olduğunu, 31/01/2019 tarihinde hacze gelindiğinde müvekkilinin takipten haberdar olduğunu, müvekkili şirket tarafından davalı şirkete verilmiş herhangi bir bono bulunmadığını, takibe konu senet üzerindeki imzaların müvekkili şirket yetkilileri Alaaddin Sargın ve Ümmü Gülsüm Sargın'a ait olmadığını, tebligatın usulsüz olduğuna, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 31/01/2019 olarak düzeltilmesine, imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına, alacaklı aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile %10 oranında para cezasına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, Davacının usulsüz tebliğe ilişkin şikayetinin kabulü ile; Bursa 19....

    Davacı şirkete yapılan ödeme emri tebliği usulsüz olmakla, davacı şirketin takipten daha önce haberdar olduğu da iddia ve ispat edilmediğinden imzaya itiraz davası süresindedir. İmzaya itiraz yönünden yapılan bilirkişi incelemesi ile bono üzerindeki şirkete atfen atılan imzanın ATO nun 24/12/2019 tarihli müzekkere cevabı ile şirketin kuruluş tarihinden itibaren şirketi temsile tek yetkili olan Aykut Canga'ya ait olmadığı tespit edilmiş olmakla, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve davacıların imzaya itirazlarının kabulü ile haklarındaki takibin durdurulmasına karar verilip aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davacı şirketin istinaf başvurusunun kabulü ile, BÜYÜKÇEKMECE 2. İCRA HUKUK MAHKEMESİ'nin 27/07/2020 Tarih ve 2019/2267 Esas 2020/875 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2- Davacı şirketin usulsüz tebligat şikayetinin KABULÜ ile, Büyükçekmece 2....

    Maddesine göre usul ve yasaya uygun bulunduğu, tebliğ evrakının resmi nitelikte olup içeriğinin aksinin davacı tarafça yeterli ve kesin hükümlerle ispatlanamadığı, posta memuru ile davacı arasında husumet bulunduğu iddia ve ispat edilmediği anlaşılmakla usulsüz tebligata ilişkin şikayetin reddine, davacı borçluya ödeme emrinin 20/06/2018 tarihinde tebliğ edildiği, beş günlük itiraz süresi geçtikten sonra 19/07/2018 tarihinde dava açtığı anlaşılmakla yetkiye ve imzaya itiraza ilişkin davanın süre aşımından reddine karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Usulsüz tebligata ilişkin şikayetin reddine, Yetkiye ve imzaya itiraza ilişkin davanın süre aşımından reddine, karar verildiği görülmüştür....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece, müvekkili tarafından Gebze İcra Dairesinin 2020- 35206 esas sayılı dosyasına yapılan imzaya itirazın 5 günlük yasal süre içerisinde yapılmadığından bahisle davanın reddine karar verildiğini, müvekkiline dava konusu Gebze İcra Müdürlüğünün 2020/35206 esas sayılı dosyasından çıkarılan ödeme emrinin 04.12.2020 tarihinde tebliğ olduğunu, müvekkilinin ise 08.12.2020 tarihinde dava açarak imza itirazında bulunduğunu, müvekkilinin ödeme emrinin kendisine 04.12.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, posta memuru tarafından usulsüz olarak tebligat zarfının doldurulduğunu, müvekkilinin 04.12.2020 tarihinde ödeme emrini tebliğ aldığını beyan ettiğini, yerel mahkemece tebliğ tarihi hususunda itiraz varken ptt’ye ödeme emrinin tebliğ tarihi sorulmadan ve usulsüz tebligat ile hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını...

    Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, imzaya itiraz ettiği, ilk derece mahkemesince, imzaya itirazın kabulü ile borçlu hakkında takibin durdurulmasına karar verildiği, alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, ödeme emrinin 03.07.2018 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, şikayetin ise 27.07.2018 tarihinde olduğu, dolayısıyla yetkili icra dairesince çıkarılan ödeme emri tebliğ tarihine göre yapılan itirazın süresinde olmadığı gerekçesi ilk derece mahkemesi kararının...

      UYAP Entegrasyonu