WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İCRA HUKUK TARİHİ : 13/04/2021 NUMARASI : 2020/495 ESAS- 2021/235 KARAR DAVA KONUSU : USÜLSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili 27/02/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin hakkındaki takibi e devlet aracılığı ile ''yeni 2018 günü öğrendiğini'', çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek, haksız takibin iptalini talep etmiş, mahkemece borca ve imzaya itiraza ilişkin davanın tefriki ile usulsüz tebliğ şikayetinin her iki davacı yönünden de reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından istinaf edilmiş, dairemizin 15/10/2020 tarihli kararıyla istinaf kabul edilerek karar kaldırılmıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda, usulsüz tebliğ şikayetinin davacı T2 yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer şirket yönünden ise esastan reddine karar verilmiştir....

Hukuk Dairesi'nin 20/12/2021 Tarih ve 2021/1716 Esas 2021/3532 Karar sayılı ilamı ile "İstinaf talebinin HMK 353/1/a/6 maddesi gereğince kabulü ile İstanbul 9. İcra Hukuk mahkemesi'nin 25/04/2021 gün, 2019/723 Esas ve 2021/989 Karar sayılı ilamının ortadan kaldırılmasına, dosyanın HMK 353/1- a-6 maddesi gereğince istinaf sebepleri ve gerekçeleri ile sınırlı olarak yeniden yargılama yapılarak hüküm inşa edilmek üzere ilk derece mahkemesine iadesine" karar verildiği, ilk derece mahkemesi tarafından yeniden yapılan yargılama sonucunda "Davacı T2 yönünden; Usulsüz Tebligat Şikayetinin REDDİNE, Borca itiraz, imzaya itiraz, faize itiraz, şikayet ve kambiyo şikayetinin süreaşımı nedeniyle ayrı ayrı REDDİNE, 2- Diğer davacılar T4 T1 T3 yönünden; Usulsüz tebligat şikayetinin KABULÜNE, İstanbul 11. İcra Müdürlüğü'nün 2019/15327 E....

ispata elverişli olmadığı ve alacaklının da kabulü bulunmadığından davacının senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu kanıtlayamamış olup, mahkemece borca kısmi itirazın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığını, ancak davacının imzaya itirazı olmadığı halde imza yönünden inceleme yapılarak bir başka ifade ile talep dışına çıkılarak imzaya itirazın reddi ile birlikte imzaya itiraz için öngörülen İİK'nın 170. maddesine dayalı olarak tazminat ve özellikle para cezasına hükmedilmesinin yerinde olmadığından bu hususun re'sen incelendiğini, davacının borca kısmen itiraz ettiği, borca kısmi itirazın reddine karar verildiği, takibin de tensiple birlikte geçici olarak durdurulduğu ve alacaklının da cevap dilekçesinde tazminat talep ettiği gözetildiğinde, borçlu aleyhine sadece İİK'nın 169/a-6. maddesi uyarınca itiraz edilen asıl alacak kısmı olan 313.000,00 TL üzerinden tazminata hükmedilmesi gerekli ve yeterli iken, borçlunun dava dilekçesinde borcun 60.000,00 TL'lik kısmını kabul...

    Davacı, yapılan tebligatların usulsüz olduğunu beyan ederek icra dosyasından dava tarihi itibariyle haberdar olduğunu ileri sürmüştür. Takibin dayanağı belge, ödeme emri, takip talebi ve ekleri ile ödeme emri tebliğ mazbatasına ait UYAP işlem kütükleri incelendiğinde; davacının ilk defa 13.04.2022 tarihinde uyap vatandaş portal sistemi üzerinden girerek yukarıda belirtilen tüm evrakları okuduğu anlaşılmıştır. Usulsüz tebliğ iddiasıyla birlikte imzaya ve borca itiraza ilişkin dava 28.04.2022 tarihinde açılmıştır. 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 169/1 maddesi atfıyla 168/5. maddesine göre borca itirazın; 170/1 maddesi atfıyla 168/4. maddesine göre imzaya itirazın, ödeme emri tebliğ tarihinden itibaren 5 gün içinde ileri sürülmesi gerekir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32/1 maddesine göre;"Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır."...

    Blok No. 72 İç Kapı No: 14 Mamak/Ankara" olduğunu, ödeme emrinin ise "Hasandede Köyü Merkez/Kırıkkale" adresinde muhtar aracılığı ile tebliğ edildiğini, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürerek usulsüz tebligat şikayetinde bulunduğu, mahkemece, tebligatın usule uygun olduğu gerekçesi ile bu yöndeki reddine, davacının imzaya itirazının da süre yönünden reddine karar verildiği görülmüştür. İİK'nun 168/4- 5. maddesi hükmüne göre, borçlunun, borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya ve yetkiye itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Davacı borçlunun icra mahkemesine başvurusu, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya itiraz niteliğinde olup, takip şekli itibariyle tüm hususların yasal hak düşürücü süre içerisinde icra mahkemesi nezdinde ileri sürülmesi gerekmektedir....

    Mahkemece; ödeme emrinin tebliğ edildiği 04.5.2021 tarihinden sonra davacının 28.4.2021 tarihli İcra Dairesi Kararını 20.5.2021 günü UYAP Vatandaş Portal üzerinden açarak incelediği; aynı biçimde, hakkındaki tebliğ mazbatasını da 31.5.2021 günü incelediği, bu bağlamda hakkında yürütülen icra takibinden haberdar olduğu, buna karşın, İİK 16/2 gereğince yedi günlük yasal ve hak düşürücü süre içinde usulsüz tebliğ şikâyetinde bulunmadığı gibi, İİK 169/1 yollamasıyla 168/1- b.5 maddesi gereğince beş günlük yasal ve hak düşürücü sürede imzaya ve borca itiraz kapsamında dava açmadığı anlaşılmakla şikâyetin ve davanın süre aşımından reddine karar verilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla birlikte takipten bildirdikleri tarihte haberdar olduklarını, e-devlet şifresinin birden çok kişide bulunduğunu ve bu sebeple sisteme girilmesinin haberdar olduğu anlamına gelmeyeceğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

    bulunmadığını, imzaya ve borca itirazın kabulünü talep etmiştir....

    Bu halde icra mahkemesi, öncelikle davacının usulsüz tebliğ şikayetini incelemeli, tebliğin usulsüz olduğuna kanaat getirirse ve takipten haberdar olunduğu tarihten itibaren yasal süresi içerisinde dava açılmış ise sair itiraz ve şikayetlerin incelemesine geçmeli, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olduğu veya davanın takipten haberdar olunan tarihten itibaren yasal süresi içerisinde açılmadığı sonucuna varırsa, davanın süre yönünden reddine karar vermelidir. Ödeme emrinin borçluya tebliğ tarihine göre yasal süresi içerisinde açılmadığı görüldüğü halde davacı borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti taraf delilleri toplanıp incelenmeden, bu hususa gerekçeli kararda yer verilmeden davalı alacaklının imza incelemesine ilişkin delil avansını yasal süresi içerisinde yatırmadığından bahisle davacının imzaya itirazının kabulüne karar verilemez....

    Somut olayda; davalının davacı aleyhine, alacağının tahsili için kambiyo takibine geçtiği, davacının dava dilekçesinde açıkça ödeme emri tebligatının usulsüz olması sebebi ile ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini ve borca, imzaya itirazının kabulünü talep ettiği halde, borçlunun isteminin gecikmiş itiraz talebi olarak değerlendirilmesi yerinde görülmemiştir. Borçlunun başvurusu, usulsüz tebligata dayalı, tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemi olarak tavsif edilmelidir. Bu durumda usulsüz tebligata ilişkin şikayet değerlendirilerek sonucuna göre imzaya ve borca itirazlarının da değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Bu nedenle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK'nun 353/(1)-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın açıklanan hususlar yönünden yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

    Davacı aynı zamanda borca ve imzaya da itiraz etmiş ise de, İİK 168. maddesi gereğince bu başvurunun 5 gün içerisinde yapılması gerekmekte olup bu süre hak düşürücü süre olduğundan ve davacı tarafça 5 günlük yasal itiraz süresi geçtikten sonra itirazda bulunulduğundan itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Ayrıca İİK da şikayete ilişkin hükümlerde tazminat düzenlemesi bulunmadığından ve borca ve imzaya itiraz esasa girilmeden reddedildiğinden davalı taraf lehine tazminat ve davacı aleyhine para cezası takdir edilmemiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Usulsüz tebligata ilişkin şikayetin REDDİNE, Davacının borca ve imzaya itirazlarının süre aşımı nedeniyle REDDİNE, Yasal şartları bulunmadığından davacı aleyhine para cezası ve tazminat takdirine yer olmadığına, " karar verildiği görülmüştür....

    UYAP Entegrasyonu