Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlular aleyhine bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, borçlular tarafından ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği, senet asıllarının icra müdürlüğü kasasında olmadığı, yetkisilik kararı üzerine yasal süreden sonra yetkili icra müdürlüğüne gönderildiği, senedin tahrif edildiği ve kambiyo vasfı olmadığı şikayeti ile borca itiraz itiraz edildiği, mahkemece borçluların yetki itirazının kabulü ile dosyanın ... icra müdürlüğüne gönderildiği dolayısıyla takipten haberdar oldukları ve yasal süresi içinde itiraz edilmediği,takibin...

    İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ; Mahkemesince;usulsüz tebliğ şikayeti yönünden; şikayetin süre yönünden reddine, icra memur muamelesini şikayet yönünden; şikayetin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kocaeli 2....

    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, usulsüz tebliğ ile şikayet olunan tarafından yapılan takibin kesinleştirilmesinin yerinde bulunmadığı, usulsüz tebliğ sonucu kesinleştirilerek oluşturulan sıraya şikayetçinin itiraz etmesinde hukuki yararının olduğu, ancak takipte taraf olmayan .... kişinin hacizlerin kaldırılması ile kendisi dışındaki kişilere yapılan tebligatın iptalini isteme hakkının bulunmadığı gerekçesiyle ....09.2015 tarihli sıra cetvelinin iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan ......

      Dava ilamsız takipte gecikmiş itiraz olup mahkemece davanın görev yönünden reddine ilişkin kararın dairemizce bozulması üzerine mahkemece, gecikmiş itiraz iddiasının yerinde olmadığı, borçluya usulüne uygun tebligat yapılmadığının tespiti ile; şikayet tarihinin öğrenme tarihi olan 21/8/2015 olarak belirlenmesine ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Ancak borçlunun, usulsüz tebligat şikayetinin; Tebligat Kanunu 32. madde gereğince usulsüz tebligatı öğrendikten itibaren 7 gün içerisinde şikayet yoluna başvurması gerekmesi karşısında, borçlu tebligattan 21/8/2015 tarihinde haberdar olduğunu bildirdiği halde, İİK'nin 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonra 04.09.2015 tarihinde icra mahkemesine şikayette bulunmuştur. O halde, mahkemece şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

        Maddesinde düzenlenen 7 günlük şikayet süresi içerisinde yapılmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, şikayete konu taşınmaza ilişkin 103 örnek haciz davetiyesinin 10/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra 18/02/2020 tarihinde davanın açıldığı, borçlu davacının tebligatın usulsüz tebliğ edildiğine dair iddiası da bulunmadığı gibi 10/02/2020 tarihli tebligat ile takipten haberdar olduğunu da dava dilekçesinde beyan etmiştir. Davacı vekilince her ne kadar istinaf dilekçesinde İİK 103. Maddesinde düzenlenen haciz tutanağının incelenmesi için borçluya tanınan 3 günlük sürenin sonunda 7 günlük şikayet süresinin başlayacağı iddia edilmiş ise de Yargıtay 12....

        İİK'nın 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, haczin bildirimine ilişkin İİK'nın 103. maddesi gereğince düzenlenen davet kağıdı borçluya usulsüz olarak tebliğ edilmiş olsa bile aynı taşınmaza ilişkin kıymet takdir raporu 10.12.2021 tarihinde tebliğ edilmiş olup, şikayet dilekçesinde kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin bir iddia da bulunmadığına göre borçlunun 28.12.2021 tarihinde İcra mahkemesine haczin kaldırılması istemiyle yapmış olduğu başvuru, öğrenme tarihine göre yasal yedi günlük süreden sonradır. O halde, İlk Derece Mahkemesince, borçlunun meskeniyet şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararın bozulması gerekmiştir....

          H.D. 11/02/2008T. 14684/1245 sayılı kararında; “Davalının ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu belirterek istinaf talebinde bulunduğu, ödeme emri tebliğinin usulsüz olması halinde borçlunun usulsüz tebliği öğrendiği tarihten itibaren 7 gün içinde hem icra dairesinde ödeme emrine itiraz etmesi hem de icra mahkemesinden tebligatın usulsüz olduğunun tespitini ve ödeme emrinin tebliğ tarihini öğrenme tarihi olarak düzeltilmesini şikayet yolu ile istemesi gerektiği” şeklinde belirtildiği, aynı yönde YGHK’nun 17/01/2018T. 1849/48K sayılı kararının da olduğu, somut durumda mahkememizce 27/10/2022 tarihli celsede ayrı bir dava açılıp açılmadığının davalı vekiline sorulduğu ancak açılmadığının belirtilmesi karşısında artık mahkememizce usulsüz tebligat şikayeti dinlenmemiştir....

          Merkez Tunceli adresine tebliğ edildiği, adrestebulunmaması sebebi ile de Atatürk Mah. Muhtarlığına tebligat yapıldığını öğrendiğini, 7201 Sayılı TK'nun 32. Maddesinde " Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur" hükmü bulunduğunu ve tebliğ tarihinin 22.10.2020 olarak kabulünün gerektiğini, müvekkilinin tehiri icra kararı alamdığından ve takibe itiraz edemediğinden usulsüz takibin kesinleştiğini, yapılan takibin usulsüz kesinleşmesi nedeni ile haciz işlemlerinin kaldırılması gerektiğini, bu hususa ilişkin Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2012/32459E-2013/3328 K....

          DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Davacının, tebliğ işlemlerinin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öğrenme tarihinin aksi ise ancak yazılı belge ile ispatlanabilir....

          Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Somut olayda örnek 10 numaralı ödeme emri borçluya 13.02.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Tebliğ usulsüzlüğüne ilişkin açıkça bir şikayeti olmayan borçlu; İİK.nun 168. maddesinde öngörülen yasal 5 günlük süreden sonra 27.03.2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda borca itiraz ettiğini bildirmiştir. İİK'nun 168/ 4-5. maddesi gereğince borçlunun itirazlarını beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekmektedir....

            UYAP Entegrasyonu