Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kapalı Cezaevinde bizzat borçluya tebliğ edildiği, İİK'nın 54. maddesinde düzenlenen prosedür uygulanmadan yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu anlaşılmakla TK’nın 32. maddesi gereğince tebliğ tarihinin davacının takip dosyasına sunduğu dilekçe ve vekâletname tarihi dikkate alınarak 17/10/2016 tarihi olarak düzeltilmesine, davacı borçlunun diğer itirazları yasal 5 günlük hak düşürücü süre içerisinde yapılmadığı anlaşıldığından mahkemece verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Borçlu temyiz dilekçesinde; şikayet ve istinaf dilekçelerini tekrarla, adı geçen vekilin sadece ceza davasında avukat olduğu, şikayete konu icra dosyasına vekaletin sunulmadığı iddiaları ile kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1....

    ün 29.01.2016 tarihinde vefatı sebebiyle, mirasçıları tarafından murislerine gönderilen haciz ihbarnamelerin usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmüş ise de şikayet dilekçesinde borçlular tarafından açıkça 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüz olduğu ileri sürülmediğine göre, borçlular murisinin haciz ihbarnamelerinden en geç 103 davetiyesinin tebliğ edildiği 5.06.2015 tarihinde haberdar olduğunun kabulü gerekir. Asıl borçlu muris yönünden kesinleşen haciz ihbarnamesi tebliğ işlemlerine yönelik mirasçıların şikayet hakkı bulunmamaktadır. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Kabule göre de; Bölge Adliye Mahkemesince,...'...

      İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, gerekçede müvekkilinin hacizden haberdar olduğu belirtilmiş ise de, kendisinin konuya vakıf olmadığını, hukuki anlamda haklarını hangi sürede ve nasıl kullanabileceği bilgisini öğrenememiş olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, İİK'nun 82.maddesinin 1.fıkrasının 12.bendine dayalı haczedilmezlik şikayeti olup, aynı kanunun 16/1. maddesine göre haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır. Şikayet konusu işlem şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden başlar. Ancak tebliğ tarihinden daha önce öğrenmiş ise, şikayet süresinin öğrenme tarihinden başlayacağı aşikardır. Dava konusu taşınmaza, takip dosyasından 02/04/2019 tarihinde haciz konulmuş, davacıya 103 davetiyesi 02/05/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir....

      Davacı vekili istinaf dilekçesinde; şikayet dilekçesinde saydığı nedenlerle kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Şikayet, kıymet takdir raporu ve 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile birlikte açılmış meskeniyet şikayetine ilişkindir. Mahkemece davacının usulsüz tebliğ iddiası incelenmeksizin davanın esasına girilerek ipotekli takipte borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunma hakkının mevcut olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar vermiştir. Oysa İİK'nın 16. maddesine göre meskeniyet şikayeti süreye tabi olup, öncelikle usulsüz tebliğ iddiası incelenmeli, tebliğin usulüne uygun olmadığı sonucuna varıldığı takdirde işin esası incelenerek sonuca gidilmelidir....

      tarihten sonra 30 günlük sürenin bitim tarihi olan 12.04.2021 tarihi itibariyle tebligatın Türk ve Hollanda mevzuatına göre yapılmış sayılacağı ve tebligatın usulüne uygun yapıldığı, icra dosyası kapsamında yapılan son tebligatın bu tebligat olduğu, diğer tebligatlara ilişkin usulsüz tebliğ şikayetinin ise 12.04.2021 tarihinden itibaren yedi günlük süre içinde yapılmadığı gerekçesiyle usulsüz tebliğ şikayetinin ve ilama dayalı olarak ilamsız takip yapılamayacağına ilişkin şikayetin reddine karar verilmiştir....

        mahkemesi kararının kaldırılarak usulsüz yapılan tebligatın iptal edilerek tebliğ tarihinin 05/07/2019 olarak düzeltilmesine , karşı taraf aleyhine %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

        İcra Hukuk Mahkemesi 2022/27 Esas sayılı dosyasında yargılama yapmış olup, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini tebliğ tarihinde askerde olduğunu ileri süren davacının o tarihte askerde olmadığı, kendisine istirahat raporu verildiği, dava dilekçesinde ödeme emri tebligat parçasındaki imzaya da açıkça itiraz edilmediğinden ödeme emrinin bizzat davacıya 23/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, bu nedenle ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği yönündeki şikayetin yerinde olmadığı, ayrıca usulsüz tebligat şikayeti yerinde olmadığından takibe konu çekle ilgili imzaya yönelik itirazın ödeme emri tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içesinde ileri sürülmediği anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti, borca itiraz, hacizlerin kaldırılması ve takibin durdurulması şikayetinden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince borçlu şirket yönünden usulsüz tebligat şikayetinin reddine, diğer borçlu yönünden usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, hacizlerin kaldırılması ve takibin durdurulması ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararın davacı borçlular vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı borçlular vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

          Bu durumda mahkemece; HMK'nın 297. maddesi uyarınca öncelikle davacının ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti bakımından değerlendirme yapılıp bir karar verilmesi, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü halinde ise kambiyo takibine yönelik borca, faize ve fer'ilerine itirazın da yasal 5 günlük süresinde olduğunun anlaşılması durumunda bu itirazların esasının incelenmesi gerekirken, davacının usulsüz tebliğ şikayeti bakımından hiçbir değerlendirme yapılmadan, olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden doğduran borca itiraz bakımından karar verilmesi yerinde olmamıştır. Mahkemenin kabulüne göre de; davacının borca itirazı reddedildiği halde faize yönelik itirazları bakımından da bir değerelendirme yapılmaması yerinde olmamıştır....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile borca itiraz niteliğinde olup, istinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davacı borçlu hakkında Adana 6....

          UYAP Entegrasyonu