WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Haczedilmezlik şikayeti yönünden; Alacaklı tarafından ilamsız takipte, borçlu, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüyle birlikte İİK'nun 82/3 maddesi kapsamında aile bireylerinin zorunlu ihtiyacı için lüzumlu eşyanın haczedilemeyeceğinden bahisle kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, Mahkemece usulsüz tebliğ şikayeti değerlendirilerek karar verildiği haczedilmezlik şikayetine ilişkin yargılama yapılmadığı karar verilmediği anlaşılmaktadır....

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, usulsüz tebliğ ile şikayet olunan tarafından yapılan takibin kesinleştirilmesinin yerinde bulunmadığı, usulsüz tebliğ sonucu kesinleştirilerek oluşturulan sıraya şikayetçinin itiraz etmesinde hukuki yararının olduğu, ancak takipte taraf olmayan .... kişinin hacizlerin kaldırılması ile kendisi dışındaki kişilere yapılan tebligatın iptalini isteme hakkının bulunmadığı gerekçesiyle ....09.2015 tarihli sıra cetvelinin iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan ......

    Bu durumda icra hakimi tebliğ işleminin 7201 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak yapılıp yapılmadığını inceleyecek ve aynı kanunun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebliğ tarihini düzeltecektir. Somut olayda, davacı taraf usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte gecikmiş itirazda da bulunduğunu beyan etmektedir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Somut olayda, davacı tarafça dava dilekçesinde, usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte gecikmiş itirazda da bulunulmuş ve ödeme emrinin tebliği tarihinin öğrenme tarihi olan 04/09/2019 tarihi olarak düzeltilmesi talep edilmiş ise de; ilk derece mahkemesince, davacı tarafın gecikmiş itiraz istemi hakkında herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır....

    Haciz ihbarnamelerinin gönderildiğini, müvekkilinin kapısına haber kağıdı yapıştırılmadığını, tebligatın kime yapıldığının belli olmadığını, Tebligat Kanunu Madde 21/ 1 ve 21/ 2 çerçevesinde de açıkça usulsüz bir tebligat olduğunu, 89/2'ye ilişkin tebligatın 11.11.2019 tarihinde aynı konutta ikamet eden demek suretiyle isim belirtmeden tebliğ edildiğini, tebligatın usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, müvekkilinin alacaklı T3 tanımadığını ve alacaklıya borcu da bulunmadığını, müvekkili T1'nin kimlik bilgileri ve numarası usulsüz bir şekilde ele geçirilerek kendisine haciz ihbarnamesi yollandığını, borçlu gösterilmek suretiyle araçlarına ve banka hesaplarına haciz işlemi yapıldığını, tebliğ memuru tarafından gerekli araştırma yapılmadan söz konusu tebligatın muhatabın adresinde ismi belirtilmeyen bir şahsa bırakıldığını ve komşusuna haber verilmek suretiyle denilerek usulsüz bir şekilde haciz ihbarnamelerinin tebliğ edildiğini, usulsüz tebligat nedeniyle İİK Madde 89/1 ve 89/2 haciz...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun satış ilanının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğine ilişkin şikayeti ile birlikte diğer şikayet nedenlerini de ileri sürerek ihalenin feshini istediği, mahkemece şikayetin süreden reddine hükmedildiği anlaşılmaktadır. Sair temyiz itirazları yerinde değilse de; İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi Dairemizin süreklilik arz eden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebidir....

      Hukuk Dairesinin 31/03/2016 tarih 2015/32651 esas 2016/9632 karar) Mahkemece, usulsüz tebliğ şikayeti hakkında duruşma açılıp, tarafların beyan ve belgeleri tesbit edilerek borçluya itirazlarını ispat, alacaklıya ise bu hususta savunma hakkı tanındıktan ve tarafların varsa gösterecekleri deliller toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, evrak üzerinden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tebliğ işleminin usule uygun olduğunu, kaldı ki davacının 02/03/2022 tarihinde uyap üzerinden ödeme emrini incelediğini, gecikmiş itirazın süresinde olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İİK 65. maddesine göre borçlunun gecikmiş itirazda bulunabilmesi için, öncelikle borçluya ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olması ve borçlunun kusuru olmaksızın bir mani sebebi ile süresi içerisinde borca itiraz edememiş olması gerekir. Ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edilmiş olması halinde, HMK 33/1 maddesinde belirtilen hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğu kuralından hareketle şikayet dilekçesinde istemin gecikmiş itiraz olarak yazılması durumunda dahi istemin resen usulsüz tebligat şikayeti olarak nitelendirilmesi gerekir....

      Borçlu vekili İcra Mahkemesine başvurusunda ödeme emri tebligatının usulsüzlüğü şikayeti yanında yetki itirazında bulunmuş ve ayrıca İİK.nun 170/a ve 58.maddelerine dayanarak ödeme emri ile takibin iptalini istemiştir. Mahkemece ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle borçlunun tebligat usulsüzlüğü şikayeti kabul edilmiş, ancak, sair itiraz ve şikayetleri konusunda bir hüküm kurulmamıştır. Takibin şekline göre her türlü itiraz ve şikayetin İcra Mahkemesince değerlendirilmesi gerektiğinden mahkemece eksik inceleme ile sair hususlar incelenmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.  SONUÇ :Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 29.05.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.  ...

        Bu durumda, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğin usule aykırı olarak yapılması halinde muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur. Davacı taraf ödeme emrinden 29/12/2021 tarihinde haberdar olduğunu beyan etmiş olup, bu tarihten daha öncesinde haberdar olduğuna dair herhangi bir bilgi ya da belge bulunmayıp, öğrenme tarihinden itibaren İİK'nun 16. Maddesinde belirtilen 7 günlük yasal süresi içerisinde şikayet yoluna başvurulmuştur. Açıklanan nedenlerle, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesinin kararı da bu cihettedir. Her ne kadar, davalı taraf icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde, ödeme emrinin tebliğ alındığının beyan edildiğini ileri sürmüş ise de; söz konusu itiraz dilekçesinde, ödeme emrinin tebliğ tarihi konusunda bir açıklama bulunmadığından ileri sürülen bu husus yerinde değildir....

        Bu kapsamda borçlunun gecikmiş itiraz başvurusu değerlendirildiğinde; gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın yapılmış olmasıdır. Usulsüz tebligat durumunda gecikmiş itiraz yoluna başvurmaya gerek yoktur. Zira usulsüz tebligatta itiraz süresi henüz başlamamıştır. Süre, borçlunun tebligatı öğrendiğini bildirdiği tarihte başlar, oysa gecikmiş itirazda itiraz süresi başlamıştır, ancak borçlu ortaya çıkmasında kusursuz olduğu bir engel nedeniyle itirazda bulunamamıştır. (HGK 05/06/1991 1991/12-258 E, 1991/344 K) Tebligat usulsüz ise borçlu veya vekilinin mahkemeye verdiği dilekçede yanlışlıkla gecikmiş itiraz ibaresini kullanmış olması önemsizdir. Zira hukuksal nitelendirmeyi yargıç resen yapar. Bu durumda yargıç dilekçeyi Tebligat Yasasının 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayet başvurusu olarak incelemelidir....

          UYAP Entegrasyonu