Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tebliğ işleminin usule uygun olduğunu, kaldı ki davacının 02/03/2022 tarihinde uyap üzerinden ödeme emrini incelediğini, gecikmiş itirazın süresinde olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İİK 65. maddesine göre borçlunun gecikmiş itirazda bulunabilmesi için, öncelikle borçluya ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olması ve borçlunun kusuru olmaksızın bir mani sebebi ile süresi içerisinde borca itiraz edememiş olması gerekir. Ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edilmiş olması halinde, HMK 33/1 maddesinde belirtilen hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğu kuralından hareketle şikayet dilekçesinde istemin gecikmiş itiraz olarak yazılması durumunda dahi istemin resen usulsüz tebligat şikayeti olarak nitelendirilmesi gerekir....

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/841 KARAR NO : 2020/1195 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BİTLİS İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/12/2019 NUMARASI : 2019/47 ESAS, 2019/54 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet KARAR : Bitlis İcra Hukuk Mahkemesi'nin 17/12/2019 tarih, 2019/47 Esas, 2019/54 Karar sayılı kararına karşı Şikayet Eden vekilince istinaf edilmesi üzerine, 6100 sayılı HMK nun 352.maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda ; TALEP : Şikayetçi vekili, dava dilekçesinde özetle; borçlusu oldukları Bitlis İcra Müdürlüğü'nün 2019/2697E sayılı dosyasında ödeme emrinin Tebligat Kanunu'nun 21.maddesine göre 28.08.2019 tarihinde muhtara tebliğ edildiğini, tebligattan 16.09.2019 tarihinde genel merkeze tebliğ olunan bakiye borç muhtırası ile haberdar olunduğunu, tebligatın temsil ve tüzel kişiliği bulunmayan T1 gönderilmesinin usulsüz olduğunu, ayrıca tebligatın muhtara tebliğ edilerek bundan ne şubenin ne de merkezin...

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; tebliğin usulsüz olduğunu, davanın konusu memur işlemini şikayet olduğu için itiraz sürelerinin kararı öğrendikleri tarihten itibaren başlayacağını, karar taraflarına tebliğ edilmediği için kararı öğrendikleri gün yani süresi içerisinde şikayet yoluna gidildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

Öte yandan; İİK'nun 150/1. maddesine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan ilamlı icra takibinde borçlunun hesap kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiği gerekçesi ile icra emri gönderilemeyeceğine ilişkin şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi kapsamında kaldığından yasal 7 günlük süreye tâbidir. Somut olayda, hesap kat ihtarının davacı borçlu şirkete 04/06/2021 tarihinde tebliğ edildiği, örnek no:6 icra emrinin ise 05/09/2021 tarihinde elektronik ortamda tebliğ edildiği görülmekte olup, icra emrinin usulsüz tebliğine ilişkin bir iddia da mevcut değildir. Ancak, davacı tarafça, icra emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük süre geçtikten sonra (01/10/2021) usulsüz tebliğ şikayetinde bulunulmuştur. Mahkemece, bu yöndeki şikayetin süre aşımından reddi yerine, yazılı şekilde karar verilmesi isabetli değildir. Yine, alacaklı tarafça yukarıda belirtilen yazılı belgeler ibraz edilmiş olup, ilamlı ipotek takibi başlatılması için gerekli yasal koşullar oluşmuştur....

yapılıp akabinde mallarına haciz konulduğunu, müvekkilinin tüm bu işlemlerden dava açılmadan 3 gün önce haberdar olduğunu derhal yasal süresi içinde şikayet ve itiraz hakkını kullandığını, Mahkemenin usulsüz tebliğ şikayetini incelemeden ve değerledirilmeden öğrenme tarihi belirtilmediği ve buna mukabil icra dairesine itiraz edilmediği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla, istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılmasını davanın kabulünü istemiştir....

Dava İİK'nun 16,21 maddeleri uyarınca açılmış ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemine yönelik şikayet ve İİK'nun 169/a maddesi uyarınca açılmış kambiyo takibinde borca itiraz davasıdır....

İcra Müdürlüğünün 2018/34682 Esas sayılı dosyasındaki alacağına haciz işlendiğini, bu haczin öncesinde gönderilen haciz ihbarnamelerinden kaynaklandığını, 89/1, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin müvekkiline tebliğinin usulsüz olduğunu, 89/2, 89/3 haciz ihbarnameleri ile 103 davetiyesinin doğrudan doğruya TK 21/2. maddesine göre tebliğ edildiğini, 89/1 haciz ihbarnamesinin ise öncelikle TK 21/1. maddesine göre tebliğ edilmek istendiği ancak muhatabın adreste bulunmama sebebinin bilmesi muhtemel kişilerden sorularak beyanlarının tebliğ mazbatasına yazılıp imzalatılmadığını, imzadan imtina durumunun belirtilmediğini, TK 21/2. maddesine göre çıkartılan tebligatta adresin kapısı çalınarak adreste bulunanların imzasına tebliğ imkanı tanınmadığını tüm bu usulsüz işlemlerden 10/05/2019 tarihinde haberdar olduklarını, 13/05/2019 tarihinde 89/1'e ve 15/05/2019 tarihinde 89/2'ye itiraz ettiklerini, icra müdürlüğünden 89/3 haciz ihbarnamesinin iptali ile hacizlerin kaldırılmasını talep ettiklerini...

Bu durumda tebliğ memurunun, muhatabın tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmeksizin yaptığı tebliğ işlemi TK'nın 21/1. maddesine ve Yönetmelik hükümlerine uygun olmayıp usulsüzdür. Davacı/borçlu her ne kadar dilekçesinde gecikmiş itiraz deyimini kullanarak başvuru yapmış ise de, ilk derece mahkemesi kararında da isabetli olarak açıklandığı üzere, gecikmiş itirazdan bahsedilebilmesi için öncelikle usulüne uygun bir tebligatın varlığı gerekmekte olup, başvurunun usulsüz tebliğ şikayeti olarak nitelendirilerek tebliğ işlemi usulsüz olduğundan şikayetin kabulüne karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

Anılan yasa hükümlerine göre imzaya, borca, yetkiye itiraz ve kambiyo hukuku bakımından şikayet ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süreye tabidir. Bu süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilmelidir. Diğer taraftan ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası, TK'nın 32. ve İİK'nın 16. maddesi uyarınca takipten haberdar olunduğu tarihten itibaren 7 gün, ödeme emrine yönelik itirazların da İİK'nın 16. maddesi uyarınca aynı süre içerisinde İcra Mahkemesinde ileri sürülmesi gerekir. Borca itiraz ve sair şikayetlerle birlikte borçlu, usulsüz tebliğ iddiasında bulunmuş ise, usulsüz tebliğ iddiasının kabulü veya reddine göre sair şikayet ve itirazların yasal süresinde olup olmadığı değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmelidir. Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 07.04.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 13.04.2021 tarihinde açıldığı görülmüştür....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Takip yolunun değiştirilerek iflas takibine dönüştürülmesi sonrasında ödeme emrinin davacı vekiline tebliğ yapıldığı, davacı-borçlu şirkete ödeme emri tebliğ işlemi yapılması gerekirken vekiline yapılan tebliğin usulüne uygun olmadığı, ilamsız takipte olduğu gibi değiştirilen iflas takibinde de ödeme emrinin davacı şirkete yapılması gerektiği, bu yapılmadan vekile yapılan tebliğin usulsüz olduğu, usulsüz tebliğe dayalı yapılan takibin iptali gerektiği, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 06/09/2016 tarih ve 2015/11876 E. 2016/5146 K.sayılı ilamının da aynı doğrultuda emsal nitelikte olduğu anlaşılmakla şikayetin kabulü ile Dörtyol İcra Müdürlüğü'nün 2016/6647 esas sayılı icra takibinin usulsüz tebliğ nedeniyle diğer sebepler incelenmeksizin takibin iptaline karar verilmiştir....

UYAP Entegrasyonu