Somut olayda borçluların, dava dilekçesinde takip dayanağı çekte tahrifat yapıldığı, çekin teminat senedi olduğu ve borcun bulunmadığı iddiası ile ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayetini birlikte ileri sürmesi ve yerel mahkemece ilk verilen kararın istinaf incelemesinde Bölge Adliye Mahkemesi’nce usulsüz tebligat şikayeti hakkında karar verilip, daha sonrasında diğer borca itirazlar hakkında karar verilmesi gerektiğinden bahisle ortadan kaldırılmasına rağmen kaldırma kararı sonrası gerek İlk Derece Mahkemesince gerek Bölge Adliye Mahkemesince, iş bu usulsüz tebligat şikayeti hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği görülmektedir....
O halde, davacının usulsüz tebliğ şikayetinin süre yönünden, sair şikayet ve itirazların esas yönünden reddi yerine, davacının bir kısım talepleri incelenmeksizin, yalnızca usulsüz tebliğ şikayetinin esası incelenmek suretiyle şikayetin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK'nın 353/1- b-2. bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının usulsüz tebliğ şikayetinin süre yönünden reddine, davacının sair itiraz ve şikayetlerinin esas yönünden reddine, davacının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; I-Davacının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile HMK'nın 353/1- b-2. maddesi gereğince Bakırköy 9....
Md 35'e göre tebliğ edildiğinin ve takibin kesinleştiğinin görüldüğünü, müvekkilinin bu tebligattan ve münderecatından 18.03.2021 tarihinde tesadüfen muttali olduğunu, söz konusu ödeme emrinin Tebligat Kanununa göre usulsüz olarak tebliğ edildiğini, müvekkilinin hala aynı adreste faal olarak bulunmasına rağmen tebligat adresinde muhatabın bulanamaması şerhinin abesle iştigal olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden yargılama yapılmasını, şikayetin kabulü ile ödeme emrinin iptaline ve tebliğ tarihinin muttali oldukları 18/03/2021 tarihi olarak kabul edilmesine ve bu sebeple süresinde yapmış oldukları itiraz neticesinde takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Uyuşmazlık, davacı - borçlu hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde usulsüz tebliğ şikayetinin yanında yetki itirazı ve sair itirazlara ilişkindir. İstanbul 3....
GEREKÇE: Adi kiraya ve hasılat kiralarına ait (örnek 13) takipte, borçlu vekili tarafından tebligatların usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle öğrenme tarihinin 25.08.2020 olarak tespiti, gecikmiş itirazlarının kabulü, icra müdürlüğünün 01.09.2020 tarihli itirazın süresinde olmadığından bahisle itirazın reddine dair kararının iptaline karar verilmesini talep edilmiştir. İlk derece mahkemesince, şikayeti reddine karar verilmesi üzerine davacı -borçlu vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiası, İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/05/2022 NUMARASI : 2021/797 ESAS, 2022/310 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ KARAR : İzmir 1....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: mahkemece yapılan değerlendirmeler sonucunda;" şikayetçi tarafından 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin tebliğlerinin usulsüz olduğuna ilişkin bir şikayetinin olmadığı, 89/2 haciz ihbarnamesinde “......birinci ihbara rağmen müddeti içinde itiraz etmemeniz sebebiyle borç zimmetinizde sayılmıştır..." açıklaması yer almakla artık 89/1 haciz ihbarnamesi ile ilgi kurulmuş olup, şikayetçi taraf 19.09.2019 tarihinde tebliğ edilen 89/2 haciz ihbarnamesi üzerine 89/1 haciz ihbarnamesinden haberdar olmuş olduğu, kaldı ki 11.11.2019 tarihinde tebliğ olunan üçüncü haciz ihbarnamesi ile en geç bu tarihte ihbarnamelere muttali olmuş ve bu öğrenme tarihine göre de İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreyi geçirdikten sonra 14.01.2021 tarihinde 89/1 haciz ihbarnamesine yönelik olarak usulsüz tebliğ şikayeti ile başvurmuş olduğundan şikayetin süre yönünden reddine" karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı 3....
Dava usulsüz tebligat şikayeti istemine ilişkindir. 7201 sayılı TK'nun "aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat " başlıklı 16.maddesinde "kendisine tebliğ yapılacak şahıs adreste bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerden birine yapılır" hükmü ile Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25.maddesinde "kendisine tebligat yapılacak kişi adreste bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerden birine yapılır" hükmü yer almaktadır....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, gerekçede müvekkilinin hacizden haberdar olduğu belirtilmiş ise de, kendisinin konuya vakıf olmadığını, hukuki anlamda haklarını hangi sürede ve nasıl kullanabileceği bilgisini öğrenememiş olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, İİK'nun 82.maddesinin 1.fıkrasının 12.bendine dayalı haczedilmezlik şikayeti olup, aynı kanunun 16/1. maddesine göre haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır. Şikayet konusu işlem şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden başlar. Ancak tebliğ tarihinden daha önce öğrenmiş ise, şikayet süresinin öğrenme tarihinden başlayacağı aşikardır. Dava konusu taşınmaza, takip dosyasından 02/04/2019 tarihinde haciz konulmuş, davacıya 103 davetiyesi 02/05/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir....
Borçlu, takip dosyasından kendisine gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile birlikte aynı davada itiraz ve şikayetlerini ileri sürebileceği gibi tebliğ usulsüzlüğünü ayrı bir davada, borca ve imzaya yönelik itirazlarını, ayrıca takibe yönelik şikayetlerini ayrı bir davada ileri sürmesi mümkündür. Borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti ile borca ve takibe yönelik itiraz ve şikayetlerini ayrı ayrı dava açarak talep etmesi halinde borca, imzaya itiraz ve şikayetin yasal süresi içerisinde yapılıp yapılmadığı usulsüz tebliğ şikayetinin sonucuna bağlıdır. HMK'nın 166/1. maddesine göre, bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına kadar yargılama bekletilebilir....
Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Somut olayda şikayetçiye 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri de tebliğ edilmiş ve bunlara yönelik olarak herhangi bir usulsüz tebligat şikayeti ileri sürülmemiştir....