WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiası İİK.nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup açıkça ve delilleriyle ileri sürülmesi gerekir (HGK'nun 27.01.2010 tarih 2009/12-539 E.,2010/16 sayılı kararı). Somut olayda borçlunun icra mahkemesine verdiği dilekçesinde kendisine gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz olduğuna dair açık bir iddiası bulunmamaktadır. Şikayet dilekçesinde yer alan: "ödeme emrinin muhtara bırakıldığı, ödeme emrinden 21.09.2015 tarihinde haberdar olunduğu" şeklindeki beyanlar usulsüz tebligat şikayeti olarak yorumlanamaz. Zira tebligat usulsüzlüğü ayrıca, açıkça ve delilleriyle ileri sürülmüş değildir. O halde yöntemine uygun olarak açıkça ve delilleriyle ileri sürülen bir tebligat usulsüzlük şikayeti bulunmadığı halde mahkemece hukuki tavsifte hataya düşülerek 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uygulanmak suretiyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

    İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ödeme emri tebligat işleminin usulsüz olduğuna dair şikayet ile borca ve imzaya itiraz uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince; usulsüz tebligat şikayetinin esastan, borca ve imzaya itirazın ise süre aşımından reddine karar verilmiş, takibin durdurulmaması nedeniyle alacaklının tazminat talebinin de reddine hükmedilmiştir. Kararın şikayetçi borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

      No:7/14 Konyaaltı/Antalya adresinde muhatabın adreste olamaması nedeniyle daire:12'den sorulduğu, muhatap çarşıya gittiğinden mahalle muhtarına tebliğ yapıldığı ve daire:12 ye haber verilerek tebliğ işleminin tamamlandığı, beyanına başvurulanın kim olduğu tespit edilemediğinden yapılan tebligatın usulsüz olduğu, borca ve imzaya itiraz bu nedenle süresinde olduğundan bilirkişilerden rapor aldırılmış, bilirkişiler raporlarında, söz konusu imzanın davacının eli ürünü olduğunu beyan etmişlerdir. Davacının borcunun bulunmadığına ilişkin itirazını İİK'nun 169/a maddesinde sayılan belgelerle ispat edemediği anlaşıldığından bilirkişi raporu da gözetilerek usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile imzaya ve borca itirazın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili borçlarının olmadığını ve yeniden rapor alınması gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre, davacılar aleyhine bono alacağından dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, davacı şirkete ödeme emrinin 14.11.2019 tarihinde tebliğ edildiği, diğer davacıya henüz ödeme emri tebliğ edilmeden önce 16.12.2019 tarihinde dava açıldığı, davacı şirket vekilinin ödeme emrinin şirkete usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile usulsüz tebligat şikayetinde bulunduğu, ayrıca imzaya itiraz ettiği, mahkemece şirkete yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu ve davanın yasal süre içerisinde açılmadığı gerekçesi ile şirketin davasının reddine, davacı Aykut'un imza itirazının kabulüne karar verildiği, davacı şirket vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır....

      O halde usulsüz tebligat şikayeti yönünden verilen kararda herhangi bir isabetsizlik olmadığı görülmüş, ancak borca itiraz yönünden takibin şekline göre karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken bu talep yönünden herhangi bir hüküm kurulmaması yerinde değil ise de, istinafa gelen tarafın sıfatı nazara alındığında bu durum eleştirilmekle yetinilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulması kanısına varılmıştır....

      Maddesine göre usul ve yasaya uygun bulunduğu, tebliğ evrakının resmi nitelikte olup içeriğinin aksinin davacı tarafça yeterli ve kesin hükümlerle ispatlanamadığı, posta memuru ile davacı arasında husumet bulunduğu iddia ve ispat edilmediği anlaşılmakla usulsüz tebligata ilişkin şikayetin reddine, davacı borçluya ödeme emrinin 20/06/2018 tarihinde tebliğ edildiği, beş günlük itiraz süresi geçtikten sonra 19/07/2018 tarihinde dava açtığı anlaşılmakla yetkiye ve imzaya itiraza ilişkin davanın süre aşımından reddine karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Usulsüz tebligata ilişkin şikayetin reddine, Yetkiye ve imzaya itiraza ilişkin davanın süre aşımından reddine, karar verildiği görülmüştür....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece, müvekkili tarafından Gebze İcra Dairesinin 2020- 35206 esas sayılı dosyasına yapılan imzaya itirazın 5 günlük yasal süre içerisinde yapılmadığından bahisle davanın reddine karar verildiğini, müvekkiline dava konusu Gebze İcra Müdürlüğünün 2020/35206 esas sayılı dosyasından çıkarılan ödeme emrinin 04.12.2020 tarihinde tebliğ olduğunu, müvekkilinin ise 08.12.2020 tarihinde dava açarak imza itirazında bulunduğunu, müvekkilinin ödeme emrinin kendisine 04.12.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, posta memuru tarafından usulsüz olarak tebligat zarfının doldurulduğunu, müvekkilinin 04.12.2020 tarihinde ödeme emrini tebliğ aldığını beyan ettiğini, yerel mahkemece tebliğ tarihi hususunda itiraz varken ptt’ye ödeme emrinin tebliğ tarihi sorulmadan ve usulsüz tebligat ile hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını...

      İcra Müdürlüğü'nün 2018/14884 esas sayılı dosyası ile başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte ödeme emri tebligatının şirket adına tebliğ almaya yetkili olamayan şahsa yapıldığını, usulsüz olduğunu, 31/01/2019 tarihinde hacze gelindiğinde müvekkilinin takipten haberdar olduğunu, müvekkili şirket tarafından davalı şirkete verilmiş herhangi bir bono bulunmadığını, takibe konu senet üzerindeki imzaların müvekkili şirket yetkilileri Alaaddin Sargın ve Ümmü Gülsüm Sargın'a ait olmadığını, tebligatın usulsüz olduğuna, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 31/01/2019 olarak düzeltilmesine, imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına, alacaklı aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile %10 oranında para cezasına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, Davacının usulsüz tebliğe ilişkin şikayetinin kabulü ile; Bursa 19....

      Yapılan değerlendirmede; öncelikle usulsüz tebligat şikayeti yönünden yapılan incelemede davacılar vekili müvekkillerinin yurt dışında olduğundan bahisle yapılan tebligatların usulsüz olduğunu iddia etmiş ise de, davacı borçlulara yerleşim yerleri adresleri itibariyle tebligatların TK'nun 21/2 maddesi gereğince usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davacıların yurt dışında olmasının TK'nun 21/2 maddesi gereğince tebliğ yapılmasına engel teşkil etmeyeceği görüldüğünden usulsüz tebligat şikayetinin reddi ile bu nedenle yetki itirazının süresinde yapılmadığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır....

      O halde mahkemece öncelikle takip dosyasında borçluya gönderilen ve tebliğ edilen ödeme emri tebligatlarının usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği, usulüne uygun tebligat yapılmamış ise bunun şikayet konusu yapılıp-yapılmadığı değerlendirilerek, buna göre usulsüz tebligat şikayetinin İİK.nun 16/1.maddesi kapsamında 7 günlük hak düşürücü sürede olup olmadığı tespit edilip, usulsüz tebligat şikayetinin süresinde kabul edilmesi halinde ise öğrenme tarihi TK'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihi sayılacağından borçlunun imzaya itirazı bu tarih dikkate alınarak yasal 5 günlük süre içerisinde yapılıp yapılmadığı denetlenerek, sonra işin esasının incelenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      UYAP Entegrasyonu