Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Her ne kadar ilk derece mahkemesince davacı borçluya ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olduğu kabul edilerek buna göre davanın süreden reddine karar verilmiş ise de, davacıya ödeme emri tebliğine ilişkin tebligat parçası incelendiğinde, tebliğ işleminin TK'nun 21/1 maddesine göre gerçekleştirildiği, muhatabın nerede olduğunun sorulduğu, komşu isminin yazıldığı, ancak hangi komşuya haber verildiğinin belirtilmediği, yine muhatabın dışarıya gittiğinin belirtildiği ancak muhatabın geçici mi sürekli mi konuttan ayrıldığının ve tevziat saatleri sonunda dönüp dönmeyeceğinin belirlenmediği, bu haliyle tebliğ işleminin usulsüz olduğu anlaşılmakla davacının imzaya ve borca itirazı süresinde olduğundan davacının imzaya ve borca itirazına ilişkin deliller toplanıp esas hakkında karar verilmesi gerekirken, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olduğu kabul edilerek süreden red kararı verilmesi doğru...

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiğini, 30/10/2018 tarihinde icra dosyasından haberdar olunduğunu, müvekkilinin borcu bulunmadığını, müvekkilinin taşınmazı üzerindeki haczin haczedilmezlik kuralı gereği kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği, mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda davanın süre yönünden reddine karar verildiği, karara karşı davacı borçlu vekilinin istinaf yoluna başvurduğu, dava dilekçesinde takipten 30.10.2018 tarihinde haberdar olunduğunun belirtildiği, dava tarihinin 08.04.2019 olduğu dikkate alındığında, usulsüz tebligat şikayetinin yasal 7 günlük süreden sonra yapıldığı, usulsüz tebligat şikayeti süresinde yapılmadığı için borca itirazın da süresinde olmadığı, haczedilmezlik şikayeti yönünden yapılan incelemede takip dosyasında davacı adına çıkartılan İİK 103....

İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "..., davacı Mustafa Göç vekili birleşen davasında usulsüz tebliğe ilişkin şikayette bulunmuş ise de Mustafa Göç'e ödeme emrinin aynı konutta yakınına tebliğ suretiyle 09/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacının şikayetinde yakınının sıfatına yada aynı konutta yaşamasına dair herhangi bir itiraz ileri sürmediği yalnızca yakını tarafından hukuken hatalı bilgilendirme yapılması nedeniyle itiraz süresinin 10 gün olarak düşünmesi nedeniyle usulsüz tebliğ iddiasında bulunduğu, hatalı bilgilendirmenin usulsüz tebliğ haline sebebiyet vermeyeceği, tebliğin usulüne uygun şerhlerle 09/03/2021 tarihinde yapıldığı bu itibarla davacının birleşen davada usulsüz tebliğ şikayetinin reddi gerektiği anlaşılmıştır....

İlk derece mahkemesince, haczedilmezlik şikayeti ve kıymet takdir işlemine yönelik şikayetler hakkında hüküm kurulmuş ise de; şikayetçilere gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ve şikayetçilerden T2 gönderilen 103 davet kağıdının usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetler hakkında inceleme yapılmadığı ve olumlu/olumsuz bir hüküm kurulmadığı görülmüştür. Usulsüz tebligat şikayetinin incelenmesi, haczedilmezlik şikayetinin yasal 7 günlük sürede yapılıp yapılmadığının tespiti yönünden de önem taşımaktadır....

İcra Müdürlüğünün 2022/23660 E sayılı dosyasında yapılan kambiyo senetlerine mahsus takip nedeni ile imzaya ve borca itiraz etmiş ve dava dilekçesinde ödeme emrini 17/10/2022 tarihinde teslim aldığını belirtmiş ise de davacıya ödeme emrinin 14/10/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davacının tebligatın usulsüz olduğuna dair bir beyanının olmadığı, sürenin 14/10/2022 tarihinden başladığı, (Davacının tebligatı muhtardan alma tarihinden itibaren sürenin başlamayacağı) imzaya ve borca itirazın 5 günlük sürenin dolacağı 19/10/2022 tarihine kadar yapılması gerekirken 5 günlük itiraz süresi geçtikten sonra 20/10/2022 tarihinde yapılan imzaya ve borca itirazın süreden reddine" dair karar verildiği görülmüştür....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/12/2021 NUMARASI : 2020/77 ESAS 2021/968 KARAR DAVA KONUSU : İtiraz (İcra Takibine Gecikmiş İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde istinaf yolu ile tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde özetle; Antalya Genel İcra Dairesinin 2020/285 esas sayılı dosyasından hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan icra takibinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, takip dayanağı senette atılı imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek şikayet ve imzaya itirazda bulunmuş icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usulsüz tebligata yönelik şikayet süresinin 7 gün olduğunu, imzaya itiraz süresinin de 5 gün olduğunu, yasal süresi içerisinde davacı tarafından şikayet yoluna başvurulmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

Bu haliyle tebligat usulüne uygun olduğundan usulsüz tebliğ şikayetinin reddine karar vermek gerekmiştir….Mahkememizce yapılan emniyet araştırmasında Selim Örencik'in tebliğ tarihinde şirket çalışanı olduğunun tespit edildiği de dikkate alındığında Bu haliyle yapılan tebligat TK'nun 12 ve 13. maddeleri ile Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21. Maddesine uygundur. Bu nedenlerle şirket yönünden de usulsüz tebliği şikayetinin reddine karar vermek gerektiği, usulsüz tebliğ şikayetinin reddine karar verildiğinden imzaya ve borca itirazda yasal 7 günlük süreden sonra yapıldığı” gerekçesi ile “Davanın reddine, Yasal şartlar bulunmadığından davacı aleyhine tazminat ve para cezası takdirine yer olmadığına” karar verilmiştir....

Usule aykırı tebliğin hükmü ise; Tebligat Kanunu'nun 32. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 53. maddelerinde düzenlenmiş olup, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, hakkındaki takipten daha evvel haberdar olduğuna dair bir delil bulunmaması halinde muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Bu durumda, mahkemece, borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu gözetilerek, borçlunun usule aykırı tebliği öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 11.06.2015 tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verilerek, imzaya ve borca itiraz yönünden işin esasının incelenmesi gerekirken davanın süreden reddi isabetsizdir....

    Maddesi uyarınca borçlunun imzaya, borca, yetkiye ilişkin itirazlarını, senedin kambiyo vasfına ilişkin şikayetlerini ve alacaklının kambiyo takibi yapma hakkı bulunmadığına ilişkin şikayetlerini ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesinde açacağı dava ile ileri sürmesi gerekmekte olup, birleşen dosyada davacı borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti reddedildiğinden ve davacı T1'ya gönderilen ödeme emri 22/12/2018 tarihinde tebliğ edildiğinden, 25/07/2020 tarihinde açılan davanın süre yönünden reddine " dair karar verildiği görülmüştür....

    UYAP Entegrasyonu