WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, muhatabın işte olduğunu beyan eden şahsın adı ve soyadı belirtilmediği gibi, bu kişinin imzası veya imzadan kaçınmış ise bu husus da tebligat evrakına şerh verilmediğinden ödeme emri tebligatı 7201 Sayılı Kanunun 21/1 ve Yönetmeliğin 30/1 maddelerine aykırı olup, usulsüzdür. 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Hukuk Genel Kurulunun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 esas ve 1991/344 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; " .. usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü İcra Mahkemesi önüne getirmesi gereklidir." Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir....

    Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Şikayet dilekçesinde öğrenme tarihinin belirtilmemiş olması halinde ise, en geç şikayet tarihinde tebliğden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Öğrenme tarihinin aksi ise ancak, yazılı belgeyle ispatlanabilir ve bu konuda tanık dinlenerek sonuca gidilemez(Hukuk Genel Kurulunun 12.02.1969 tarih ve 1967/172- 107 sayılı kararı). Ayrıca tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiası da her türlü delille kanıtlanabilir(HGK. nun 2003/12- 600 E. – 2003/606 K.)....

    HGK'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12- 258 E 1991/344 K sayılı ilamında da açıklandığı gibi "... usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebliğatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir." Açıklanan nedenlerle, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair şikayetin kabul edilerek, 7201 sayılı kanunun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 04/12/2020 tarihi olarak düzeltilmesine" karar verildiği görülmüştür....

    Tebliğ evrakında tebliğ saatinin yazılmaması, itiraz veya şikayet hakkının kullanılmasının tebliğ saatine bağlı olduğu hallerde gözönüne alınabilecek bir husus olup itiraz ya da şikayet hakkının kullanılmasının gün, hafta ya da ay ile tayin edildiği hallerde etkisi bulunmadığından mazbatada saatin yazılmaması tebliği usulsüz kılmaz. Kaldı ki tebliğin başlangıcından mazbata teslimine kadar yapılan tüm işlemlerin gün ve saatleri PTT tarafından elektronik ortamda tutulmakta olup barkod numarasıyla PTT Gönderi Takip başlığı altında sorgulamaya açıktır. TK'nın 21/2. maddesine göre yapılacak tebliğ işlemlerinde en yakın komşu, kapıcı ya da yöneticiye bildirim yapılacağına dair bir koşula yer verilmemiştir. O halde, davacının usulsüz tebliğe yönelik şikayetinin reddine dair kararda isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1. bendi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/384 KARAR NO : 2022/272 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : POLATLI İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/01/2021 NUMARASI : 2020/101 ESAS - 2021/19 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı borçlular vekili dava dilekçesinde özetle; 03/09/2020 tarihinde vefat eden müvekkillerinin murisinin son dönemlerinde hasta olduğundan takipten haberdar olmadığını, murise yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu, tebliğ mazbatasında bilgisine başvurulan komşusunun isminin yazmadığını, borçlu murisin ödeme emri tebliğ işlemini öğrenmeden öldüğünü, mirasçılarının takipten 12/10/2020 tarihinde haberdar olduğunu mahkemece usulsüz tebligat şikayeti kabul edilmeyecekse, murisin takibin...

    Tebligat Kanununda belirtilen usullere aykırı yapılan tebliğ işlemleri tümden geçersiz olmayıp, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi gerekir. Usulsüz tebligat takibin iptali ve/veya tebliğ işleminin iptali sonucunu doğurmaz. Şikayetçi öğrenme tarihi beyan etmemiş ise şikayet tarihi öğrenme tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda Şikayetçi, öğrenme tarihi beyan etmediğinden ve Davalı-Alacaklı öğrenmeye ilişkin başka bir tarihte ispat etmediğinden şikayet süresinde kabul edilmiştir. Şikayet konusu tebliğ mazbatasında, Şikayetçinin iddia ettiği gibi “aynı konutta yakınına teslim” ibaresi bulunmayıp tebligatın TK 13. maddesine göre ikmal edildiği ve daimi çalışanın imzasının alındığı görülmektedir....

    Maddesinde tebliğ yapılacak kişilerin bulunmaması durumunda bu hususun tebliğ mazbatasında belirtilmesi gerektiğini, tebligatı almaya yetkili kişilerin kim olduğu araştırılmadan, yetkili kişilerin bulunmama nedenleri belirtilmeden, tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi birisinin olup olmadığı tespit edilmeden yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, bu sebeple Tebligat Kanununun 32. Maddesi gereğince ödeme emrine ilişkin olarak yapılan tebligatın usulsüz yapıldığından ve müvekkili şirkete gönderilen ödeme emrinin tebliğ tarihinin 07.08.2020 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesini ve icra dosyasına yapılan itirazlarının süresi içerisinde yapıldığının tespit edilmesini, kira bedeline, borca, ferilerine, faiz türü ile işlemiş faiz oranına itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    yapması gerektiği, davalı borçlunun kira sözleşmesinin varlığına itirazda bulunmaması ve taraflar arasındaki sözleşmenin kesinleşmesi nedeniyle süresinde yapılmayan itirazlarını açılan tahliye davasında ileri süremeyeceği gerekçeleri ile davanın kabulüne, davalının dava konusu taşınmazdan tahliyesine karar verilmiş ise de davalı tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürerek usulsüz tebliğ tarihinin düzeltilmesini istediğine göre, Mahkemece şikayete ilişkin kararın kesinleşmesi beklenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, şikayet dosyasının kesinleşmesi beklenmeden karar verilmesi doğru değil ise de istinaf incelemesi sırasında usulsüz tebliğ şikayetinin reddine dair ilk derece mahkemesi kararının kesinleştiği, tahliye istemli iş bu davanın açıldığı tarih itibariyle de temerrüt olgusunun gerçekleştiği anlaşılmakla ilk derece mahkemesinin usulsüz tebliğ işlemini şikayete ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesi beklenmeden şikayetin reddine karar...

    Borçlu vekilinin mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, 6100 Sayılı HMK.nun 33.maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 Sayılı Yasanın 32. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayetidir (Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.2001 tarih ve 1991/12-258 Esas, 1991/344 Karar sayılı kararı). 7201 Sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öte yandan, Hukuk Genel Kurulunun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas, 1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere "...usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir"....

      Mahalle muhtarının tasdikiyle iade” şerhi ile tebliğ evrakının 01.12.2015 tarihinde iade edildiği, bunun üzerine tebligat zarfı üzerine "mernis adresi" olduğu yazılarak, TK'nun 21/2. maddesi gereğince, muhatabın adrese dayalı nüfus kayıt sistemindeki adresine, 19.01.2016 tarihinde tebligat yapıldığı, ancak tebliğ zarfının üzerine, tebligatı çıkaran mercii tarafından, Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup, bu durumda, tebliğ memurunun tebliğ işlemini T.K.'nun 21/2. maddesi uyarınca yapması, yukarıda değinilen yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırıdır. Bu nedenle, sözü edilen tebligatın usulüne uygun yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur....

        UYAP Entegrasyonu