Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öte yandan, Hukuk Genel Kurulunun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 E. ve 1991/344 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere “..usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir.” Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Somut olayda her ne kadar alacaklı, borçlunun haciz tarihinde takipten haberdar olduğunu iddia etmiş ise de, haciz sırasında borçlu hazır bulunmadığından bu yöndeki iddia yerinde görülmemiştir. O halde, mahkemece borçlunun şikayetin kabulü ile TK.'...

    Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öğrenme tarihinin aksi ise ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarihli, 1967/172- 107 Esas, Karar sayılı kararı) Somut olayda, ödeme emri davacıya 18/01/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı vekili tarafından 02/04/2021 tarihli dilekçe ile takip dosyasına itirazda bulunulmuştur. Dolayısıyla, davacının takipten 02/04/2021 tarihinde haberdar olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının usulsüz tebligata ilişkin şikayet süresi, öğrenme tarihi olan 02/04/2021 tarihinden başlayacağından, 12/04/2021 tarihinde yapılan şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur....

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Usulsüz tebliğ şikayeti ile tebliğlerin öğrenme tarihinin düzeltilmesine ve hacizlerin kaldırılmasına ilişkin şikayet hakkında Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın, İİK’nun 363. maddesi kapsamında temyizi kabil bir karar olduğu anlaşılmakla, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20....

      GEREKÇE: Uyuşmazlık, İİK'nun 150/ı maddesi gereğince borçluya icra emri gönderilebilmesi için icra müdürlüğüne verilmesi gereken belgelerin verilmediği ve hesap kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle takibin/icra emrinin iptaline karar verilmesi talebine ve icra emri ile kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle tebliğ tarihinin düzeltilmesi talebine ilişkindir. Adana 1. İcra Müdürlüğünün 2020/1243 E sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklı banka tarafından şikayetçi aleyhine İİK'nun 150/ı maddesine göre ilamlı takip başlatıldığı görülmüştür. İİK'nun 16/2.maddesi gereğince Kat ihtarı tebliği usulsuz ise süreli şikayete hiç yapılmamış ise süresiz şikayete tabidir (Yargıtay 12 HD'nin 2021/8374 E, 2022/3649 K sayılı emsal kararı). Somut olayda, ilk derece mahkemesince, şikayet sebeplerinden sadece hesap kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet sebebinin incelendiği, diğer şikayet sebeplerinin ise incelenmediği anlaşılmıştır....

      Morgül sokak Esmehan Köse apartmanı kat 4 no 16 Antakya/Hatay" adresinde "muhatap işe gittiğinden aynı konutta birlikte oturan yeğeni Mehmet Yalçınkaya'ya tebliğ edildi" açıklamasıyla usulüne uygun tebliğ edildiği gerekçesiyle usulsüz tebliğ şikayetinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ödeme emrinin "muhatap işe gittiğinden aynı konutta birlikte oturan yeğeni Mehmet Yalçınkaya'ya tebliğ edilmiştir." açıklamasıyla tebliğ edildiğini, ancak müvekkilinin tebligat adresinde Mehmet Yalçınkaya ile birlikte oturmadığını ve bu isimde yeğeninin bulunmadığını, mahkemece bu hususlar araştırılmadan karar verildiğini, her ne kadar dava dilekçesinde ödeme emrinin Köseoğlu İnşaat'a tebliğ edildiğini yazmış iseler de bu hususun maddi hatadan kaynaklandığını, müvekkilinin tanımadığı bir kişiye yapılan tebligatın usulsüz olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;İcra Takibi borçlusu T1'nın maddi gerçeğe aykırı ve hukuki dayanaktan yoksun iddialarda bulunarak şikayet yoluna başvurduğunu, davacı borçluya ödeme emrinin usulüne uygun olacak şekilde tebliğ edildiğini, mahkeme kararının tebliğ şerhiyle açıkça çeliştiğini, tebliğ mazbatasında şüpheye yer bırakmayacak şekilde davacı-borçlu T1'nın komşusu Osman Kula'ya haber verildiğini, tebligat haber kağıdı davacı-borçlunun kapısına yapıştırıldığının yazılı olduğunu Mahkemenin şikayetin kabulü yönündeki kararının hukuka aykırı olduğunu, beyanla istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Başvuru İİK'nun 16 maddesine dayanan ödeme emrinin usulsüz tebliğ işlemini şikayet niteliğindedir. T.K.'...

      Muhatap, şikayet dilekçesinde öğrenme tarihi bildirmemiş ise en geç şikayet tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir. Öte yandan, haciz ihbarnamesi tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nın 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....

      Somut olayda, borçluya ödeme emrinin 21.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal beş günlük süreden sonra 01.06.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurarak takibe konu senedin kambiyo vasfında olmadığına yönelik şikayet ile birlikte imzaya ve borca itirazda bulunduğu, başvurusunda usulsüz tebligat şikayetinde de bulunmasına rağmen mahkemece bu husus gözardı edilip imzaya itirazın esastan incelenerek sonuca gidildiği görülmektedir. Mahkemece, öncelikle usulsüz tebligat şikayeti yönünden inceleme yapılmalıdır. Ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiği sonucuna varılması halinde diğer şikayet ve itirazların süre yönünden reddi, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun tespiti halinde ise, TK'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihi düzeltilerek, buna göre şikayet ve itiraz süresinde ise işin esasının incelenmesi, aksi takdirde istemin süreden reddi gerekir....

        Takip dosyasının incelenmesinde; şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği ödeme emri tebliğ işleminden sonra kendisine 19.02.2016 tarihinde taşınmaz haczine ilişkin 103 davet kağıdı tebliğ edildiği görülmektedir. Her ne kadar söz konusu tebliğ işlemi de Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca usulsüz yapılmış ise de, 103 davetiyesine yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayet olmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin en geç 19.02.2016 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla şikayetçinin, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair 15.04.2016 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru 7 günlük sürede değildir....

          Her ne kadar borçlu vekili icra mahkemesine sunduğu 11.11.2014 tarihli dilekçesinde ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğünü ileri sürerek usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesini talep etmiş ise de, borçlunun usulsüzlüğü ileri sürülen tebliğ işlemini en geç icra mahkemesine başvuru tarihi olan 14.08.2014 tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekeceğinden, 11.11.2014 tarihinde ileri sürülen tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik iddia İİK’nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonradır. Bu durumda; mahkemece, borçlunun imzaya itirazının süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken itirazın esası incelenerek kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

            UYAP Entegrasyonu