Petrol Dolum Tesislerinden Irak ülkesine götürmek üzere 16.780 kg kurşunsuz benzini teslim aldığı, akabinde yola çıkarak 18.06.2005 tarihinde Habur Gümrük Sahasına geldiği, burada yapılan incelemede 520 kg kurşunsuz benzinin eksik olduğunun tespit edildiği, bu şekilde sanığın belirtilen miktar benzini satarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,sanık savunması, katılan ifadesi,araç tarama formu, Uluslar arası hamule senedi, kaçak olay tespit ve zapt etme tutanağı ve tüm dosya kapsamına göre suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır....
Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı vekili müvekkilinin davalıya ait işyerinde Uluslar arası tır şoförü olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, fazla mesai yaptığını, aylık ücretlerinin ödenmediğini iddia ederek ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 10.01.2014 tarihli ilamı ile sair temyiz itirazları incelenmeksizin hüküm ile gerekçe arasındaki çelişki nedeni ile bozulmuştur....
Uluslar Arası Taşımacılık Sistemleri ve Dış Ticaret Ltd. Şti’nin yetkilisi olan sanığın, katılan ... Sağlık Hizmetleri isimli şirket yetkilisi ... ile irtibata geçerek kendilerine yurt dışından ürün gönderildiğini ve navlun bedeli olarak 4.297 TL ödenmesinin gerektiğinin bildirildiği, ilaç ve tedavi araç gereçleriyle alakalı yurt dışından çok sayıda kargo gelmesi nedeniyle durumdan şüphelenmeyen katılan şirketin navlun bedelini sanığın hesabına gönderdiği, ancak sanığın yetkilisi olduğu şirket tarafından ürünlerin faturaları gönderilmesine rağmen ürünlerin gönderilmediği, bunun üzerine yapılan araştırmada sanığa ulaşılamadığı sanığın bu şekilde nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan olayda; Sanığın savunması, katılan şirket vekilinin ve tanıkların beyanları ile dosya kapsamından mahkemece sanığın atılı suçu işlediğine ilişkin verilen mahkumiyet hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme HÜKÜMLER : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 1-Suça sürüklenen çocuk hakkındaki mala zarar verme suçundan kurulan hükmün temyiz isteminin incelenmesinde; Suç tarihinde 15-18 arası yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuk hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 35. maddesine aykırı şekilde sosyal inceleme yaptırılmadan ve yaptırılmama gerekçesi de tartışılmadan hüküm kurulduğu anlaşılmış ise de, temyiz incelemesinden sonra kanun yararına bozma yasa yoluna başvurulması mümkün görülmüştür. 14/04/2011 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun'un 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen ek 2. madde uyarınca doğrudan verilen 3.000 TL'ye kadar olan adli para cezalarından ibaret mahkumiyet hükümleri kesin olup, suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme suçundan dolayı tayin edilen adli...
"İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ... ... sigortasına giriş olan 20.04.1990 tarihinin Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak belirlenmesi, 20.04.1990 - 30.09.1994 tarihleri arası ... çalışmaların 5510 sayılı Yasa'nın 4/1-a madde kapsamında ve yine 03.08.1983 - 20.04.1990 tarihleri arası ev kadınlığı süresinin 3201 sayılı Yasa uyarınca borçlanabileceği ile 22.10.1994 doğumlu bir çocuk için doğum borçlanması yapılabileceğinin tespiti istemlerine ilişkindir. Mahkeme, konusuz kalan tüm istemler hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suça sürüklenen çocuk müdafiinin 14/06/2016 tarihli temyiz dilekçesi ile suça sürüklenen çocuk hakkında işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan verilen kararı da temyiz ettiği ancak bu temyiz talebi ile ilgili olarak tebliğnamede görüş bulunmadığı anlaşılmakla, suça sürüklenen çocuk hakkında işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan bakımından ek tebliğname düzenlendikten sonra incelenmek üzere iadesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 12.10.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; 1-Suç tarihi itibariyle 12-15 arası yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuk ... hakkında, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 35/1. maddesi uyarınca sosyal inceleme raporunun aldırılmaması, 2-Suç tarihi itibariyle 12-15 arası yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuk ... hakkında, işlediği fiillerin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin gelişip gelişmediği hususunda uzman hekim raporu alınması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, 3-Suç tarihi itibariyle 15-18 arası yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuk ... hakkında, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 35/1. maddesi uyarınca sosyal inceleme raporu aldırılmaması veya anılan Yasanın aynı maddesinin 3. fıkrasına göre de sosyal inceleme raporu alınmama nedeninin gerekçeli kararda gösterilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar ... ve ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye...
HÜKÜM : Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar TEMYİZ : Suça sürüklenen çocuk müdafii Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz itirazlarını içeren dilekçesinden kararı yalnızca suça sürüklenen çocuk hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı yönüyle temyiz ettiği, bu temyiz dilekçesinin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik olduğu kabul edilerek itiraz mercii tarafından tetkik edildiği ve kararın kesinleştiği, suça sürüklenen çocuk müdafiinin katılan sıfatıyla sanık ... ve suça sürüklenen çocuk ... hakkında verilen beraat kararlarını temyiz etmediği anlaşılarak yapılan incelemede; Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 03.02.2009 gün 2009/13-12 sayılı kararı uyarınca, sanık hakkında verilen 5271 sayılı CMK'nin 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının,...
Bir kişinin "çocuk" olup olmaması ile ilgili bir tartışma olamaz. Ulusal ve uluslar arası mevzuata göre 18 yaşını doldurmamış olanlar çocuktur. Ancak bir hastanede hangi yaş sınırlarına hangi durumda hangi kliniğin bakacağı bir iç protokolle ayrıca düzenlenmiş olabilir. Dosyada Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesinde uygulamanın nasıl yapıldığı veya yapılması gerektiği ile ilgili bir bilgi mevcut değildir. Ancak hastanın gittiği diğer hastanelerde de çocuk klinikleri tarafından takibe ve bakıma alınmış olmasının ...'un yaptığı uygulamanın yani hastayı çocuk kliniklerine göndermesinin doğru bir davranış olduğunu göstermektedir. Dolayısı ile söz konusu hekimin "asistan" sıfatı ile "pratisyen hekim" kadar olan "bireysel" hata ve sorumluluğundan söz etmek de mümkün değildir. Kanaatimizce bu olayda sistemden, hastane idaresinden ve diğer kişilere ait bireysel hatalardan kaynaklanan zararlı sonuç, haksız biçimde ...'...