Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının tüm, davalı Kurumun ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, 10.11.1986 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespiti ve Kurumun 24.01.2013 tarihli işleminin iptali ile davacının yurt dışında Türk vatandaşı olarak geçen süreyi borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşı olma koşulu aranmaksızın 5510 sayılı Kanun'un 4/1-a bendi kapsamında borçlanma hakkı bulunduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının yurtdışında işe başlama tarihi olan 10/11/1986 tarihinin ilk işe giriş tarihi olarak tespitine ve davacının yurtdışı borçlanma talebinin geçerli olduğunun tespitine, davacının Türkiye' de sigortalılığı bulunmadığından 5510 sayılı Yasa' nın 4/a kapsamında kabul edilmesi yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir....

    yı silahla yaraladığı iddiası kapsamında Kazakistan Adli Makamlarınca iadesi için 6706 sayılı Türkiye Cumhuriyeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Arasındaki Cezai Konularda Uluslararası Adli İşbirliği Kanunu'nun 15. maddesi uyarınca bir değerlendirmede yapılmak üzere dosyanın yerel mahkemeye gönderildiği, yapılan yargılama sonunda, Türk vatandaşı olmayan ... ... hakkında verilen hükmün incelenmesinde; Dosya kapsamına ve mevcut delil durumuna göre, Kazakistan vatandaşı ... ...'...

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada;"...Tüm dosya kapsamı ve delillerin incelenmesinde değerlendirilmesi neticesinde; Irak vatandaşı olan davacının Irak nüfus kayıtlarında 00985367 kimlik numarası ile kayıtlı olan annesi Nazahet Alı Dawood Zaidan'ın aynı zamanda Türk vatandaşı olduğu ve TC kimlik numarası ile Hacer Nezahat Zaid İn olarak kayıtlı bulunduğu, ikisinin aynı kişi olduğunun mahkeme ilamı ile tespit edilerek nüfus kayıtlarına işlendiği gibi DNA incelemesi neticesinde temin edilen ATK raporu ile de Hacer Nezahat Zaid İn'in %99,99 ihtimalle davacının biyolojik annesi olabileceğinin tespit edildiği anlaşıldığından " gerekçeleri ile; 1- Davanın KABULÜNE, yabancı kimlik nolu davacı T1 annesinin İstanbul ili Fatih ilçesi Saraçishak Mahallesi cilt: 95, hane:479, sıra: 6'da nüfusa kayıtlı TC kimlik numaralı HACER NEZAHAT ZAİD İN olduğunun TESPİTİNE, dair karar verilmiştir....

      Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 13/09/2022 tarih 2022/315 Esas 2022/271 Karar sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından İstinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi; A)DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının, Türkiye Cumhuriyeti ve İran İslam Devleti olmak üzere çifte tabiiyetli olduğunu, İran Devleti’nden verilme kimlik belgesine göre ön adının SIMA olarak geçtiğini, hem İran Devleti'nden verilme nüfus ve evlilik belgesine göre; işbu ön adı yazılış şeklinin Türkçe SİMA'nın yazılış şekline göre olduğunu düşündüklerini, kendisinin Türkiye'de kalmak istediğini, iş bu ön isim karışıklığından dolayı bir çok bürokratik zorluklar yaşandığını belirterek hem İran hem Türk vatandaşı olan davacının İran kayıtlarına göre SIMA (ön isimli), soyadıyla da AMINI olan kişi ile Zeynep SİMA (ön isimli AMİNİ soyisimli) olan davacının aynı şahıs olduğunun tespitine karar verilmesini...

      Türk Medeni Yasasının 411. maddesinde; “vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir.” Aynı Yasanın 19. maddesinde de; “Bir kimsenin ikametgahı, yerleşmek niyetiyle oturduğu yerdir...” hükümleri yer almaktadır. Yerleşim yerinin tespit edilemediği hallerde, karine olarak nüfusa kayıtlı olunan yerde yerleşim yeri olarak kabul edilir. Somut olayda; yaşı küçük olan yetim çocuklar ... ve ...'in ... Mah. nüfusuna kayıtlı oldukları, vasisi olan dedeleri ile birlikte ... Mah. ... Cad. ...Sok.No: ..., ... adresinde kaldıkları anlaşılmakla, yetkili mahkeme ... Sulh Hukuk Mahkemesidir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 30/10/2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        . … İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Azerbaycan vatandaşı olan davacının, 2021 Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı 1. Dönem Başvuru Kılavuzu'na göre 2527 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle tercihlerini genel kontenjan/Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kontenjanından yapma talebinin reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ......

          Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; 3201 sayılı Yasa ile düzenlenen yurt dışı sigortalılık sürelerini borçlanma hakkının Türk vatandaşlığına haiz olanlar yönünden mümkün olacağını, bununla beraber yurt dışı çalışma sürelerini belgelendirme şartının da Türk vatandaşı iken yerine getirilmesinin zorunlu olduğunu, borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşı olanların yurt dışında Türk vatandaşı olarak çalıştıkları sürelerin borçlanılabileceğini, davacının Türk Vatandaşlık Kanunu'nun 28. maddesine göre kazanılmış hakkından söz edilebilmesi için Türk vatandaşlığından çıktığı tarihte 3201 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak borçlanma işlemlerinin tamamını gerçekleştirmiş olmasının gerektiğini, borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşı olmayan davacının yurt dışında Türk vatandaşı olarak geçirdiği süreleri 3201 sayılı Yasaya göre borçlanma imkanının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....

          Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 23.11.2005 tarih ve 10- 492/646, 08.03.2006 tarih ve 21- 6/56, Yargıtay l0.HD'nin 20.11.2006 tarih ve 11422- 14965, 20.06.2006 tarih ve 2251- 9376, 23.03.2006 tarih ve 2215- 3162, 16.10.2006 tarih ve 10610- 12898 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, 3201 sayılı Kanun bir borçlanma yasası olup, Kanun'un 1. maddesine ve Uygulama Yönetmeliğinin 2. maddesine göre, Türk vatandaşlarının, Türk vatandaşı olarak yurt dışında geçen çalışmalarını borçlanabilmeleri öngörülmüştür....

          a)Yurtiçi sigortalılık kayıt ve tescili bulunmayan, 11.07.2003 tarihi itibarıyla izinle çıkarak Türk Vatandaşlığını kaybeden 01.01.1966 doğumlu davacının, 27.06.2012 günlü borçlanma başvurusu, talep tarihinde Türk Vatandaşı olmadığı gerekçesiyle reddi üzerine, eldeki bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır....

            Ayrıca 3201 sayılı Yasanın 1.maddesi değiştirilmiş, “Türk Vatandaşları ile doğumla Türk Vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk Vatandaşlığını kaybedenlerin on sekiz yaşını doldurduktan sonra Türk Vatandaşı olarak yurtdışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen T3 prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirileceği belirtilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu