Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda davacı Türk soylu olup Bulgaristan vatandaşı iken o ülke ordusunda yaptığı askerlik süresini sonradan Türk vatandaşı olması nedeniyle borçlanmak istemektedir. Kanunun amacı, Türk vatandaşı iken Türkiye’de yapılan askerlik sürelerini borçlandırmaktır. Türk vatandaşlığına geçmeden yapılan çalışmaların borçlanılamayacağı gibi askerlik süresinin de borçlanılması mümkün değildir. Kabule göre de Bulgaristan’daki askerliğin statüsünün araştırılması gerekmektedir. Eğer zorunlu ve sosyal sigorta kapsamı dışında ise borçlanma imkânı tanınabilir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddi görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....

    Kendi milli hukuklarına uygun olarak yapılan ve hukuken geçerli olan bir evliliğin sonradan kazanılan vatandaşlık nedeniyle Türk mevzuatlarına göre, iptal edilmesine ilişkin yasal bir düzenleme mevcut değildir. MÖHUK'un 5'... maddesinde ifade edildiği üzere "Yetkili yabancı hukukun belirli bir olaya uygulanan hükmünün Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması halinde, bu hüküm uygulanmaz, gerekli görülen hallerde, Türk hukuku uygulanır" hükmü yer almaktadır....

      Bu durumda öncelikle, davalının açık adresinin ilgili konsolosluk tarafından tespitinin istenilmesi, bu şekilde, önceki tebligat yapılamayan adresten farklı bir adresin gösterilmesi durumunda yine Tebligat Kanunu'nun 25 ve 25/a maddeleri gereğince muhataba tebligat yapılması, yine tebliğin benzer sebeplerle mümkün olmaması halinde 15 Kasım 1965 tarihli Hukuki ve Ticari Konularda Adli ve Gayri Adli Belgelerin Yabancı Memleketlerde Tebliğine Dair La Haye Sözleşmesi hükümlerine göre tebligat yapılmasının denenmesi, buna göre de tebligatın yapılamaması, halinde ise muhatabın yerleşim yeri adresi olan Metz/Fransa'da yayınlanan, Türkçe gazetede, Türk Konsolosluğu vasıtası ile ilanen tebligat yapılması, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 28/son maddesi gereğince, tebliğ olunacak evrak ile ilan suretlerinin davalı ......

        Başka bir anlatımla işlemin bir tarafı ... .... ile ..... arasındaki vekalet ilişkisine dayanmaktadır. 22.04.1969 tarih 6243 yevmiye numaralı vekaletname Bursa .....Noterliğince düzenlenmiş ise de, bu vekaletnamede ismi yazılı olan Halil Seymen gerçekte Türkiye Cumhuriyeti nüfusuna kayıtlı olmadığı, diğer söyleyişle vekaletnamenin sahte olduğu anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 1024. maddesinin 2. fıkrası, "Bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan veya hukuki sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur." hükmünü içermektedir. Davaya konu taşınmaza ilişkin ayni hakkın sahte vekaletnameye dayanarak yolsuz tescil edildiği ve Medeni Kanunun 1025. maddesi uyarınca da terkine tabi olduğu ortadadır. Düzeltilmesi istenen hak, bir nedeni olmadan (yolsuz) tescil edildiğinden bu tapu kaydına dayanan mülkiyet hakkına dayanılarak tapuda isim düzeltilmesi ve tespit istenemez....

          Türk Medeni Kanunu'nun 282 nci maddesi uyarınca, çocuk ile ana arasında soybağı doğumla, baba ile arasında soybağı ise ana ile evlilik, tanıma veya hakim hükmüyle kurulur. Soybağı ayrıca evlat edinme yoluyla da kurulur, ayrıca, kısaca af kanunları olarak nitelendirilen bir evlenme aktine dayanmayan birleşmelerden doğan çocukların neseplerinin düzeltilmesine ilişkin kanunlara göre de soybağı düzeltilebilir (HGK'nin 30.01.2008 tarihli ve 2008/2- 36- 47 sayılı kararı). Somut olayda davacının dava dilekçesindeki anlatımına göre, kendisinin Suriye uyruklu ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Bekir Yıldırım’ın kızı olduğunu, Bekir Yıldırım’ın Suriye uyruklu Adula Elavas ile gayri resmi evliliğinden dünyaya geldiğini, babasının Türk vatandaşı olduğu, bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Bekir Yıldırım’ın kendisinin babası olduğunun tespiti ile buna bağlı olarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunun tespitine karar verilmesini istediği anlaşılmaktadır....

          Ayrıca 3201 sayılı Yasanın 1.maddesi değiştirilmiş, “Türk Vatandaşları ile doğumla Türk Vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk Vatandaşlığını kaybedenlerin on sekiz yaşını doldurduktan sonra Türk Vatandaşı olarak yurtdışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen T3 prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirileceği belirtilmiştir....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/06/2020 NUMARASI : 2020/55 ESAS 2020/100 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Diğer Kayıtların Düzeltilmesi İstemli) KARAR : Van 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/55 Esas-2020/100 Karar sayılı dava dosyasında verilen nüfus kaydının düzeltilmesi talebinin reddine dair karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, dosyanın yapılan incelemesi sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının babasının Türkiye vatandaşı Reşit Özkan, dedesinin ise Hüseyin Özkan olduğunu, isminden de anlaşıldığı üzere Hüsyin oğlu Reşid'in oğlu Enver olduğunu, Irak doğumlu olarak görünmekteyse de Hakkari/Çukurca ilçesinde doğmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, Türkiye topraklarında doğan ve anne veya babası Türk olanın Türkiye vatandaşı olacağını, davacının babasının köy ihtiyar heyetinde bulunduğunu ve askerlik yaptığını, memurların yazın kayıt işlemlerini yapmasından...

          Adli Makamlarınca düzenlenen 5 Ocak 2012 tarih ve 31 Gs 47/12 (17 Js 67/12) sayılı yakalama müzekkeresine istinaden iade amacıyla uluslararası düzeyde aranan... uyruklu 01/01/1978 ... doğumlu ... isimli şahsın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 18 ve ...'...

            Asliye Hukuk ve Hatay 1. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile uyuşmazlığın merci tayini yoluyla giderilmesi Hatay 1. Aile Mahkemesi tarafından talep edilmekle dosya kapsamı incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Suriye vatandaşı olan davacının annesinin Türk vatandaşı olduğunu ve halen Türkiye'de yaşadığını, kendisinin vatandaşlık başvurusunda bulunduğunu ancak Türk vatandaşı olan annesiyle henüz soy bağının yasal olarak kurulamamış olduğunu, bu sebeple annesinin Ayyuş SEVER olduğunun tespit edilmesini talep ve dava etmiştir. Hatay 5. Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/12 Esas 2019/3 Karar sayılı ilamı ile, "Davanın soybağının tespiti ile düzeltilmesine ilişkin olduğu, mahkemelerinin görevsiz olduğu" gerekçesi ile görevsizlik kararı vermiştir. Hatay 1....

            köyü nüfusuna kayıtlı ... oğlu ... ... 'ın ... kaydındaki 01.07.1942 olan doğum tarihinin 14.03.1940 tarihi olarak tashihine, davacının 6111 sayılı Yasa'dan faydalanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının, 14.03.1940 ... doğumlu, ... ve ... oğlu, .../Doğanşehir/... Köyü nüfusuna kayıtlı, ... TC Kimlik numaralı, ... ... numaralı ... olduğu, ancak ... ... numarasının da davacının eski numarası olduğu, dava dilekçesine ekli 03.12.2010 tarihinde alınmış olan ekstrede; 01.07.1942 doğumlu, ... oğlu, .../Darende nüfusuna kayıtlı, sigorta başlangıcı 01.02.1992 tarihi olan ve adresi Doğanşehir/... Köyü olarak görünen ...'ın bilgilerinin bulunduğu, söz konusu ekstredeki TC kimlik numarasının davacıya ait olduğu, ancak ... numarası, kayıtlı olduğu yer, doğum tarihi, sigorta başlangıç tarihinin farklı olduğu, ... numarasının ise davacıya ait olan ... sicil numarası olarak göründüğü, ......

              UYAP Entegrasyonu