Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVANIN TESPİTİ, DAVA ŞARTLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ : Dava, haklı sebeple limited şirket ortaklığından çıkma istemine ilişkindir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun Çıkma ve çıkarılma Genel olarak başlıklı 638 nci maddesi "(1) Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir. (2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir....

    Hal böyle olunca, 5510 sayılı Yasa'nın 9. maddesi uyarınca davacının halen limited şirket ortağı olduğu anlaşılmakla, 1479 sayılı Yasanın 24/I-d maddesi uyarınca da limited şirket ortaklarının kanun gereği zorunlu sigortalı sayılacağı hususları gözardı edilerek davanın reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08/11/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Davacı yan davalı şirket müdürünün özen yükümlülüğünü ihlal ettiği iddiasıyla davalının şirket müdürlüğünden azlini talep etmiş, anılan iddianın dayanağı olarak da davalının talebi üzerine aile mahkemesince verilen uzaklaştırma kararını ileri sürmüştür. Aile mahkemesince verilen uzaklaştırma kararı nedeniyle davacının şirkete gidemiyor olması TTK'nun 630/2. maddesi uyarınca limited şirket müdürü olan davalının şirket müdürlüğünden azli için haklı sebep teşkil etmemektedir. Davacı tarafından dava dilekçesinde davalı şirket müdürünün özen yükümlülüğüne aykırı davrandığını belirtilmiş ise de, uzaklaştırma kararının dışında haklı sebep olarak ileri sürdüğü başka bir iddia bulunmadığı gibi, dava dilekçesinde davalının şirketi borçlandırdığı, şirket borçlarını ödemediğine yönelik herhangi bir iddia da ileri sürülmüş değildir....

      Mevzuat hükmü uyarınca, kanuni temsilci sıfatını haiz olmadıkları ya da başkaca bir görev almadıkları sürece Devlet memurlarının limited şirket ortağı olabilecekleri Danıştay İçtihatları ile kabul edilmiştir.Bu durumda, İdare Mahkemesinin limited şirkete ortak olmanın Türk Ticaret Kanunu'nun 540.maddesi uyarınca 657 sayılı Yasa'nın 28.maddesinde belirtilen yasak faaliyet kapsamında değerlendirilmesi gerekeceği yolundaki gerekçesinde isabet bulunmamakla beraber, "şirket müdürlüğü görevini üstlenen davacının eylemine uyan disiplin cezasıyla cezalandırılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı" gerekçesiyle davanın reddine ilişkin kararda hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddiyle … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E: …, K:… sayılı kararının belirtilen gerekçeyle onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına 23.3.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyize konu vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin kısımlarının ONANMASINA, 3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesine gönderilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davalı idareye iadesine, 06/04/2021 tarihinde kesin olarak, oy birliğiyle karar verildi....

          Dolayısıyla limited şirket ortağı, şirketin 6183 sayılı Kanun kapsamındaki tüm kamu borçlarından, aynı Kanun’un 35. maddesi gereği sermaye payı oranında şahsi malvarlığıyla sorumludur. 6183 sayılı Kanun’un 35. maddesi kapsamında limited şirket ortağının sorumluluğunun bir diğer şartı ise; kamu alacağının asli borçlu olan limited şirketten tamamen yahut kısmen tahsil edilememiş olması veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılmasıdır. Bu kapsamda kamu alacağından dolayı limited şirket ortağının sorumluluğu, ancak alacağın şirketten tahsil imkânının bulunmaması hâlinde doğacaktır....

          Ceza Dairesi         2016/6080 E.  ,  2016/6382 K."İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma Hüküm : TCK 268/1. madde atfıyla 267/1, 62, 50/1-a, 52/2-4 maddeleri uyarınca mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü Adli para cezalarının yerine getirilmemesi halinde 6545 sayılı Kanunla değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi uyarınca infaz aşamasında resen uygulama yapılabileceğinden, hüküm fıkrasındaki TCK'nın 52/4. maddesi gereğince yapılan ihtarat sonuca etkili görülmemiştir Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 01.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, 6102 sayılı TTK'nın 638. maddesi gereğince açılan limited şirket ortaklığından haklı nedenle çıkma istemine ilişkindir. Somut olayda davacı, davalı şirketin %50 hisse sahibi ortağı olduğunu belirterek, şirket ortağını ve şirket muhasebecisini bulamadığı, ortağına senelerdir ulaşamadığı, ulaşamaması sebebiyle şirketten ayrılamadığı, şirketin faaliyete geçmediği, herhangi bir kar sağlayamadığı ve genel kurul gerçekleştirilmediği iddialarıyla haklı nedenle şirket ortaklığından çıkma talebinde bulunmuştur. Limited ortaklık sürekli bir borç ilişkisi olmakla; ortaklardan birinin devamı kendisi için çekilmez hâle gelen bir ilişkiyi sürdürmesi beklenemeyeceğinden, haklı sebeplerin varlığı hâlinde bu ilişkiyi sona erdirmesi mümkündür. Limited ortaklıklarda, haklı bir sebebin gerçekleştiğini düşünen her ortak TTK m. 638/2 hükmüyle verilen imkândan yararlanarak haklı sebeple çıkma davası açabilir....

              Hukuk Dairesi         2015/30245 E.  ,  2018/6382 K."İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, özel kanundan kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkindir. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 4. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 30/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Esasen, 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesi de 01/07/2015 tarihine kadar maddedeki halleri tespit edilen şirketlere ilişkin olarak geçici bir uygulamaya yön vermiştir. Bu itibarla, Kanun koyucu, tasfiye edilmeksizin tüzel kişiliğinin sona ermesine ilişkin usulü belirleyen geçici 7. maddede tüzel kişiliği sona eren şirketlerin kanuni temsilcilerinin sorumluluğunu ayrıca belirlemiştir. 6102 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesinde, ticaret sicilinde kaydı silinerek tüzel kişiliği sona eren anonim şirketler ve kooperatiflerin kanuni temsilcileri ile limited şirket ortaklarının, silinme tarihinden önceki şirkete ait kamu borçlarından doğan sorumluluklarının 6183 sayılı Kanun kapsamında devam edeceği kural altına alınmıştır. Bu kuralda, limited şirket ortaklarının sorumluluğu düzenlenmişken ayrıca limited şirketlerin kanuni temsilcilerinin sorumluluğu öngörülmemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu