WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 8 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki "elatmanın önlenmesi'' davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Fethiye Üçüncü Asliye Hukuk Mahkemesince, Sulh Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizliğe dair verilen 21.11.2007 gün ve 2005/140 E. ve 2007/499 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Sekizinci Hukuk Dairesi'nin 12.06.2008 gün ve 2008/2762-3187 sayılı ilamı ile; (...Dava konusu 181 ada 8 numaralı parsel 1959-1960 yıllarında yapılan kadastro çalışmaları sırasında, üzerindeki kargir evin Rıza tarafından yapıldığı belirtilip, zilyetlikle iktisap süresi dolmadığından zilyedinin Rıza olduğu beyanlar hanesine yazılmak suretiyle Hazine adına tespit edilip tapuya tescil edilmiştir. TMK 981, 982 ve 983. maddeleri mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kişilerin zilyetliğinin korunması için konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir....

    arazisi, güney ve güneydoğusu yol, kuzeybatısı ve kuzeyi...mirasçıları, güneyi...mirasçılarına ait arazilerle çevrili yaklaşık 960 m2'lik tapusuz arazinin zilyetliğine yaptıkları tecavüzün men'ine, 57,60 TL ecrimisil bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından, nizalı taşınmazın bulunduğu köyde kadastro çalışmalarının yapılmadığı sabittir. TMK.nun 981 ve devamı maddelerinde, uyuşmazlık konusu taşınmaz üzerinde henüz mülkiyet hakkı doğmamış zilyetliğin bulunması veya taşınmazın hukuki niteliği itibariyle zilyetlikle kazanıma elverişli olmadığı durumlarda, zilyet olunana müdahale edilmesi halinde zilyetliğin korunmasının istenebileceği düzenlenmiş bulunmaktadır. TMK.nun 683 ve devamı maddelerinde ise, tescili talep etme hakkı doğan zilyedin müdahale edene karşı elatmanın önlenilmesi davası açabileceği hükme bağlanmıştır....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: Mahkemece "davanın zilyetliğin tespiti ve korunması talebine ilişkin olduğu, davacının 6292 sayılı kanuna istinaden taşınmazda kullanılan alanın hazineden satın alınmasını sağlamak amacıyla eldeki davada zilyetliğin tespitini talep etmiş olup, ne ayni ne de kişisel bir hakkı söz konusu olmadığını, uyuşmazlığın zilyetliğin korunmasına yönelik, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 981 ve devamı maddeleri hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerektiğini, zilyetliğin korunmasına ilişkin davalarda ise, HMK 4/1- c maddesi uyarınca görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğu" gerekçesiyle görev dava şartı yönünden davanın usulden reddine, davaya bakmakta Ayvalık Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir....

      Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nin 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise, TMK'nin 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nin 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur. (Yargıtay 8....

      Taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nın 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesini isteyebileceği gibi salt zilyetliğe dayalı olarak TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümleri gereğince istemde bulunma hakkına da sahiptir. Bu durumda mülkiyet iddiasıyla zilyet olan davacının açtığı ecrimisil istemine ilişkin olan davanın, dava dilekçesinde belirtilen ve harç alınan değerine göre sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; ... Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 15/01/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....

        in temyiz itirazlarının 1. bentte yazılı sebeplerle yerinde görülmediğinden reddine, HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde davalı ...'e iadesine 28.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 981. ve devamı maddelerinde düzenlenen zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 24.01.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak, anılan Daire Başkanlığınca da görevsizlik kararı verildiğinden, görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görev sorunu giderilmek üzere dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 31.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Öte yandan aynı Kanun'un 2. maddesinde asliye hukuk mahkemelerinin görevi belirlenmiş olup, buna göre “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarla şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir. “düzenlemesi yer almaktadır. Yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2009/8- 518 Esas, 2009/573 Karar sayılı İçtihadında “TMK 981, 982 ve 983. maddeleri mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kişilerin zilyetliğinin korunması için konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. TMK'nin 973. maddesinde zilyetlik "bir şey üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir" biçiminde tanımlanmıştır. TMK'nin 982 ve 983. maddelerinde zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur....

            Zira , davacının talebi salt zilyetliğin korunması istemine ilişkin değildir.25.11.2009 tarihli ve 2009/8-518 Esas-2009/573 Karar sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında da belirtildiği üzere; zilyet, zilyetliğinin arkasında bulunan nesnel veya kişisel bir hakka dayandığında dava, bir hak davası niteliğini kazanır; o takdirde mahkemenin görevi, yalnız zilyetliğin korunması davasından farklı olarak, dava olunan şeyin değerine göre belirlenir. Diğer taraftan,üçüncü kişiye ait taşınmaz mal üzerine, izinsiz olarak, hafif yapı niteliğinde olmayan yapı kuran zilyetlerin, arsa malikinden başka kişiler aleyhine açtıkları davalar, arkasında barındırdığı bir hakka dayanmakla, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 8/II-3. madde ve fıkrasında yazılı zilyetliğin korunması davası olmayıp; temelinde bir hak davasıdır. Somut olayda; davacı, 27 ada 41 parsel sayılı kayden dava dışı ......

              Dava konusu taşınmaz dava dışı Nedim ve müşterekleri adına kayıtlıdır. Davacı ve davalı bu taşınmaz üzerinde zilyet olduklarını iddia ve savunmaktadırlar. Bu nedenle dava tipik bir zilyetliğin korunması davasıdır. Böyle bir davada tapu kayıt malikinin davaya dahil edilmesi için davacıya kesin mehil verilip davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup doğru olmamıştır. Tarafların taşınmaz üzerindeki hakları zilyetlikten kaynaklanmaktadır. TMK.nun 981 ve müteakip maddeleri, mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kimsenin zilyetliğini korumak üzere konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. TMK.nun 973. maddesinde zilyetlik "bir şey üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir" biçiminde tanımlanmıştır. TMK.nun 982 ve 983. maddelerinde de zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur. Kural olarak; zilyetliğin korunması davalarında görevli mahkeme, HUMK.nun 8/II-3 maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesidir....

                UYAP Entegrasyonu