WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. 21.06.1944 tarih ve 13/24 sayılı İnançları Birleştirme Kararında ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 689. maddesinde düzenlendiği üzere paydaşların anlaşma ile dahi sınırlandırılamayacak hak ve yetkileri, 1. fıkrada “Paylı mülkiyet konusu eşyanın kullanılabilirliğinin ve değerinin korunması için zorunlu olan yönetim işlerini yapmak ve gerektiğinde mahkemeden buna ilişkin önlemlerin alınmasını istemek”, 2. fıkrada “Eşyayı bir zarar tehlikesinden veya zararın artmasından korumak için derhâl alınması gereken önlemleri bütün paydaşlar hesabına almak” şeklinde düzenlenmiş olup, paylı mülkiyette paydaşlardan birisi taşınmazın korunması amacıyla elatmanın önlenmesi davası açabilir. Bunun için tüm paydaşların birlikte hareket etmesi zorunlu değildir....

    Dava konusu taşınmaz paylı mülkiyet hükümlerine tabi olarak davalı ... ile dava dışı paydaşları adına tapuda kayıtlıdır. Paylı mülkiyette paydaşlar arasında mecburi dava arkadaşlığı mevcut olmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı söz konusudur. Paylı mülkiyette her paydaşın payı oranında bağımsız mülkiyet hakkı mevcut olup, bu payda tasarruf edebilir. Her ne kadar davacı 114 ada 1 parselin tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemişse de; diğer paydaşlar aleyhine harcını yatırmak suretiyle usulüne uygun dava açılmadığından, çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, aleyhine dava açılmış olan 1/7 pay maliki ... yönünden delillerin toplanıp tartışılıp değerlendirilerek uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, sadece bir paydaş aleyhine dava açılamayacağı gerekçesiyle usul ve yasaya aykırı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava dosyası Dairemizin 28.05.2013 tarihli kararıyla uyuşmazlık ve hükmün boşanmış olan tarafların 1/2'şer paylı mülkiyetinde bulunan taşınmazın, diğerinin payını ödemek suretiyle bölünmeden davacıya bırakılması, bu yolla davacı adına tescili ile bu malın alımı için kullanılan bakiye kredi borcunun mal rejimi hükümlerine göre taraflar arasında paylaştırılması isteğine ilişkin olduğu, bu sebeple inceleme görevinin Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 17.07.2014 tarihli 2014/2 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunduğundan bahisle Yargıtay 8. Hukuk Dairesine gönderilmiş ise de Yargıtay 8....

        Borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İ.İ.K.nun 121.maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak elbirliği mülkiyetine konu ve borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir, paylı mülkiyette ise borçlu payının satışı mümkün olduğundan ortaklığın giderilmesi davası açamaz. Olayımıza gelince; dosyada mevcut tapu kaydının incelenmesinden satışına karar verilen taşınmazların paylı mülkiyete konu olduğu, davalı borçlu ...’in ... parselde ½, ... parselde 1/4 oranında müstakil payı bulunduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda ilke kararında açıklandığı gibi paylı mülkiyette bağımsız olarak payın haczi ve satışı mümkün olup, bu durumda alacaklı tarafından istisnai bir yol olan İ.İ.K.’nun 121.maddesine dayalı olarak ortaklığın giderilmesi davası açılamaz. Mahkemece davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmesi doğru değildir....

          DELİLLER : TMK. HMK ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi istemine ilişkindir. TMK’nın 644. maddesi gereğince bir mirasçı, terekeye dahil malların tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi isteminde bulunduğu takdirde sulh hakimi, diğer mirasçılara çağrıda bulunarak belirleyeceği süre içinde varsa itirazlarını bildirmeye davet eder. Elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya mirasçılardan biri belirlenen süre içinde paylaşma davası açmadığı takdirde, istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilir....

          Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik muristen intikal ve paylaşım hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK. nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Mahkemece, “…eşit şekilde ¼ ve ½ hisseli olarak elbirliği mülkiyeti şeklinde tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi..” infazda duraksamaya yol açacak ve hatta infazı mümkün olmayacak bir durum yaratacağı açıktır. Davacılar dava dilekçesinde açıkça paylı olarak iptal ve tescile karar verilmesini istemişlerdir. Yani paylı mülkiyeti önermişlerdir. Mahkeme ise, hem paylı ve hem de elbirliği mülkiyeti ibarelerini kullanmak suretiyle hüküm kurmuştur. Hükmün bu şekilde infazı olanaklı değildir. HUMK. nun 74. maddesinde; “…hakim her iki tarafın iddia ve savunmalarıyla bağlı olup, ondan fazlasına veya bir şeye karar veremez…” denilmektedir....

            -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davalarının hiçbir hak düşürücü ve zamanaşamına tabi olmadığı, ancak davacının iddiasını TMK 6. HMK 190. maddeleri gereğince kanıtlayamadığı açıktır. Davanın reddedilmesi bu gerekçe ile ve sonucu itibarıyle doğru olduğuna göre, davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 15.20. TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 23.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              TMK' nun 691/1. maddesinde; “İşletme usulünün veya tarım türünün değiştirilmesi, adi kiraya veya ürün kirasına ilişkin sözleşmelerin yapılması veya feshi, toprağın ıslahı gibi önemli yönetim işleri için pay ve paydaş çoğunluğuyla karar verilmesi gerekir....” hükmü ile paylı mülkiyette taşınmazın ne şekilde kiraya verileceği hususu düzenlenmiştir. 06.05.1955 tarih 12/18 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının ilk bendinde ifade edildiği üzere, müşterek mülkün kiraya verilmesi önemli idari tasarruflardandır. Buna göre paylı mülkiyette taşınmaz pay ve paydaş çoğunluğu kararıyla kiraya verilebilir. Öte yandan, paydaşlardan birinin yapmış olduğu kira akdine, 818 s. BK' nun 38. maddesi (6098 s. TBK' nun 46. maddesi) hükmü uyarınca diğer paydaşın icazet vermesi halinde akde değer verileceği kuşkusuzdur....

              Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkı alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır. Yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur (TMK m. 733/3). Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer (TMK m. 733/4). Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. Somut uyuşmazlıkta TMK'nın 733/3 maddesi gereğince noter aracılığıyla yapılması gereken bildirim yapılmamıştır. Davalıya hisse devri 21.01.2011 tarihinde olup dava 14.12.2011 tarihinde yani 2 yıllık süre geçmeden açılmıştır....

                HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Ortaklığın Giderilmesi ( Paylı Mülkiyette) istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2021 tarihinden itibaren geçerli 431 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 5. Hukuk Dairesi iş bölümünün 2. maddesinde; "Paydaşlar veya mirasçılar arasında taşınır ve taşınmaz malların taksimi ve şüyuunun giderilmesi (TMK m. 642, 696- 699) davaları (paydaşlıktan çıkarma dâhil) sonucu verilen hüküm ve kararla" şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenleme karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'ne aittir. HMK 352/1 maddesinde ''Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli karar verilir.'' hükmü öngörülmüştür....

                UYAP Entegrasyonu