Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TMK.‘nun  688. maddesi; “Paylı mülkiyette birden çok kimse, maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla maliktir.Başka türlü belirlenmedikçe, paylar eşit sayılır.Paydaşlardan her biri kendi payı bakımından malik hak ve yükümlülüklerine sahip olur…”Yine, aynı yasanın 693. maddesinde; “Paydaşlardan her biri diğerlerinin hakları ile bağdaştığı ölçüde paylı maldan yararlanabilir ve onu kullanabilir. Uyuşmazlık halinde yararlanma ve kullanma şeklini hâkim belirler. Bu belirleme, paylı malın kullanılmasının zaman veya yer itibarıyla paydaşlar arasında bölünmesi biçiminde de olabilir…”Dava, muristen intikal eden araca davalı paydaşın el atmasının önlenilmesi isteminden ibarettir.HUMK.nun 76....

    Çekişme, söz konusu paylı mülkiyete konu taşınmazın bahçesinin kullanılma ve yararlanma biçiminin ne olması gerektiği noktasındadır. Bilindiği üzere, 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda (TMK) paylı mülkiyet, Yasa'nın 688 ile 700. maddelerinde düzenlenmiş, düzenlemede, genellikle 1926 tarihli önceki yasa hükümleri dikkate alınmış, “Yönetim ve Tasarruf’a” ilişkin bazı konularda açıklık sağlanmış, bu arada 693. madde ile de önceki yasadan farklı bir yasa hükmü getirilmiştir. Sözü edilen maddede aynen “Paydaşlardan her biri, diğerlerinin hakları ile bağdaştığı ölçüde paylı maldan yararlanabilir ve onu kullanabilir. Uyuşmazlık halinde yararlanma ve kullanma şeklini hakim belirler. Bu belirleme, paylı malın kullanılmasının zaman veya yer itibarıyla paydaşlar arasında bölünmesi biçiminde de olabilir. Paydaşlardan her biri, bölünemeyen ortak menfaatlerin korunmasını diğer paydaşlara temsilen sağlayabilir” ifadelerine yer verilmiştir....

      Davalıların temyiz itirazlarına gelince; Çekişme konusu taşınmazın paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, davacının 07/04/2008 tarihinde pay satın almak suretiyle paydaş olduğu ve 09/12/2013 tarihli bilirkişi raporu eki krokide mavi renk ve C harfi ile gösterilen yeri kullandığı sabittir. Bilindiği ve TMK 695. maddesinde düzenlendiği üzere; “Yararlanma, kullanma ve yönetime ilişkin konularda paydaşların yaptıkları düzenleme ve aldıkları kararlar ile mahkemece verilen kararlar, sonradan paydaş olan veya pay üzerinde aynî hak kazanan kimseleri de bağlar. Taşınmazlarda yararlanma, kullanma ve yönetime ilişkin kararların sonradan paydaş olan veya pay üzerinde aynî hak kazananları bağlaması için, bunların tapu kütüğüne şerh edilmesi gerekir” Öte yandan, paylı mülkiyette payından az yer kullandığını iddia eden paydaşın açtığı elatmanın önlenmesi davasının dinlenmesine de olanak yoktur....

        Bu tanıma göre paylı mülkiyetin, söz konusu olabilmesi için birden fazla kişinin bir mala paylı malik bulunması ve bu malın malikleri arasında maddi olarak paylaşılmamış olmasını gerektirir. Paylı mülkiyette mülkiyet hakkına sahip olan birden ziyade kişi olmasına rağmen eşya üzerinde tek bir mülkiyet hakkı mevcuttur. Eşya üzerindeki bu tek mülkiyet hakkı malikler arasında bir paylı mülkiyet birliğini meydana getirir. Dolayısıyla, her paydaşın taşınmazın her zerresinde mülkiyet hakkı vardır. Paylı mülkiyet rejimine tabi bir taşınmazın paylaşılması ise kuşkusuz resmi biçim koşuluna uyularak yapılmalıdır. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşların payına elatmalarının önlenmesini her zaman isteyebilir. Ancak, o paydaşın taşınmazda payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa elatmanın önlenmesi davası dinlenemez....

          DAVALILARIN İSTİNAF İSTEMİ YÖNÜNDEN İNCELEMEDE; TMK'nin 698. maddesinde; “Hukukî bir işlem gereğince veya paylı malın sürekli bir amaca özgülenmiş olması sebebiyle paylı mülkiyeti devam ettirme yükümlülüğü bulunmadıkça, paydaşlardan her biri malın paylaşılmasını isteyebilir. Paylaşmayı isteme hakkı, hukukî bir işlemle en çok on yıllık süre ile sınırlandırılabilir. Taşınmazlarda paylı mülkiyetin devamına ilişkin sözleşmeler, resmî şekle bağlıdır ve tapu kütüğüne şerh verilebilir.Uygun olmayan zamanda paylaşma isteminde bulunulamaz.”, Hükmüne yer verilmiştir. Bu maddenin son fıkrasında yer alan "uygun olmayan zaman" TMK'nın 2. maddesindeki dürüstlük kuralına göre, her paydaşın çıkarları gözetilerek mahkemece belirlenir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 29.04.2014 gününde verilen dilekçe ile paylı mülkiyette ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 06.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, paylı mülkiyette ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir. Davacı, davalılardan ... ile 311 sayılı parseldeki taşınmazda; ... ile 873 sayılı parseldeki taşınmazda paylı malik olduğunu, aralarında anlaşarak ortaklığın giderilemediğini, ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir. Davalılar davaya cevap vermemişlerdir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Paylı Mülkiyette Elatmanın Önlenmesi, Tapu İptali Ve Kal İstemi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, paylı mülkiyette elatmanın önlenmesi ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.07.2021 tarihli ve 31536 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (7.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 16.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

              HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Ortaklığın Giderilmesi (Paylı Mülkiyette) istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2021 tarihinden itibaren geçerli 431 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 5. Hukuk Dairesi iş bölümünün 2. maddesinde; "Paydaşlar veya mirasçılar arasında taşınır ve taşınmaz malların taksimi ve şüyuunun giderilmesi (TMK m. 642, 696- 699) davaları (paydaşlıktan çıkarma dâhil) sonucu verilen hüküm ve kararlar," şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenleme karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'ne aittir. HMK 352/1 maddesinde ''Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli karar verilir.'' hükmü öngörülmüştür....

              SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/09/2021 NUMARASI : 2020/242 ESAS, 2021/892 KARAR DAVA KONUSU : Ortaklığın Giderilmesi (Paylı Mülkiyette) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK' nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Mersin ili, Tarsus ilçesi, Yeşil Mahalle 1020 ada 88 parselde ortaklığın satış sureti ile giderilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulü ile Mersin İli, Tarsus İlçesi, Yeşil Mahalle 1020 ada 88 parsel sayılı taşınmazların tüm hak ve yükümlülükleri ile birlikte açık artırma ile satılarak mevcut ortaklığın giderilmesine yönelik karar verilmiştir. HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Ortaklığın Giderilmesi (Paylı Mülkiyette) istemine ilişkindir....

              Ayrıca, Türk Medeni Kanununun 688.maddesinde paylı mülkiyet “birden çok kimsenin maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla malik olmaları” şeklinde ifade edilmiştir. Paylı mülkiyette, mülkiyet hakkına sahip birden ziyade kişi olmasına rağmen eşya üzerinde tek bir mülkiyet hakkı mevcuttur. Eşya üzerindeki bu tek mülkiyet hakkı malikler arasında bir paylı mülkiyet birliğini meydana getirir. Her paydaş mülkiyet hakkının belli bir payına sahip olur ve her paydaş diğerinden bağımsız ayrıca tasarrufi işlemlerde bulunabilir. Dolayısıyla somut olayda, bir paydaşın temsilen diğer paydaşların menfaatini koruması durumu söz konusu edilemez. Bundan dolayı mahkemece sadece dava açan paydaşların payındaki vakıf şerhinin kaldırılmasıyla yetinilmelidir. Değinilen yönün gözardı edilmesi doğru olmadığından, kararın bozulması gerekmiştir....

                UYAP Entegrasyonu