Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece “Asıl davada davacı-karşı davalı kocanın TMK 166/1. madde gereğince ağır kusurlu olduğunun tespitine, karşı davada davacı-karşı dacalı kadının TMK 166/1. madde gereğince az kusurlu olduğunun tespitine” şeklinde hüküm kurulmuştur. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 181/2. maddesi gereğince sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olup olmadığına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken ölen eşin kusuruna ilişkin tespit yapılması doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 05.07.2021 (Pzt.)...

    HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle; I-Taraf vekillerinin; kusur tespitine yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile, Denizli 2. Aile Mahkemesi'nin 13.09.2019 tarih, 2017/837 esas ve 2019/568 karar sayılı kararının kusura ilişkin gerekçesinin yukarıda açıklandığı şekilde HMK'nun 353/1- b-2 maddesi uyarınca DÜZELTİLMESİNE, II-Davacı/davalı T1 vekilinin; kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminata yönelik istinaf talebinin KABULÜ ile Denizli 2. Aile Mahkemesi'nin 13.09.2019 tarih, 2017/837 esas ve 2019/568 karar sayılı kararının kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat yönünden KALDIRILMASINA ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b,2. maddesi uyarınca bu yönden yeniden esas hakkında hüküm tesisine. "Davalı/davacı T3 maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine." III-Denizli 2....

    Bu aşamada davalı kocanın yasal mirasçısı ... ve ..., Türk Medeni Kanunu'nun 181/2. maddesi uyarınca, kusur belirlemesi yönünden davaya devam edilmesini talep etmiştir. Açıklanan nedenle boşanma davası konusuz kalmış ise de; mirasçılarının talebi nedeniyle kusur belirlemesi yönünden bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltmeyolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 13.12.2018 (Prş.)...

      Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; "Davanın kabulüne, tarafların TMK nun 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına, dava tarihinden itibaren aylık 300 TL tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devam etmek üzere davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 8.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine" karar verilmiştir....

      Bu durumda Türk Medeni Kanunu'nun 181/2. maddesi gereğince davalı kadının kusurlu olup olmadığının tespiti ve bu hususta bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 17.12.2018 (Pzt.)...

        Türk Medeni Yasası 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek; mahkemece kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken kadının tedbir nafakası talebinin reddine hükmedilmesi hatalı olmuştur. Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kadın yararına dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmek suretiyle kararın HMK 353/1,b-2 maddesi uyarınca düzeltilmesi cihetine gidilmiştir. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir (TMK m. 175/1).Nafaka yükümlülüğünde kusur aranmaz (TMK m. 175/2). Dosya kapsamından davacı kadının sürekli ve düzenli gelir getirici bir işi ve malvarlığının bulunmadığı anlaşılmaktadır....

        İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı koca; boşanma kararına bir itirazı olmadığını belirtmek suretiyle, kusur tespiti, velayet, nafaka, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile vekalet ücretine yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 166/1, 2 maddeleri uyarınca evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Yapılan incelemede; davalı kocanın, madde bağımlılığının olduğu ve buna ilişkin tedavi gördüğü, birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmıştır. Davacı kadına atfı kabil bir kusurun varlığı ise ispat edilememiştir. Bu durumda, ilk derece mahkemesinin kusur tespiti usul ve yasaya uygundur....

        GEREKÇE : Dava ve birleşen dava TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve fer'ilerine ilişkindir. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

        Davalı kadının mirasçılarından ..., vekili aracılığıyla dosyaya sunduğu temyiz dilekçesinde Türk Medeni Kanunu'nun 181/2. maddesi gereğince kusur belirlemesi yönünden davaya devam etmek istediklerini beyan etmiştir. Bu durumda mahkemece, davalı kadının mirasçıları davaya dahil edilerek, konusuz kalan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmek ve kusur belirlemesi bakımından davaya devam edilerek, sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurunun bulunup bulunmadığı hususunda da bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 20.09.2022 (Salı)...

          Hal böyle olunca, tapu kütüğünde herhangi bir işlem yapılmadığına ve elektronik ortamda yapılan işlemler tapu kütüğüne uygun olmadığına göre, Tapu ve Kadastro Verilerinin Paylaşımı Hakkında Yönetmeliğin, “Elektronik tapu siciline geçilene kadar ihtilaf halinde tapu sicili bilgileri esastır.” şeklindeki geçici 1. maddesi ve TMK’nun 705. maddesi gereğince elektronik ortamda yapılan işlemlerin geçersizliğinin tespiti ile yetinilerek, tapu kayıtlarının iptali ve tesciline karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Kabule göre de, iptal-tescil hükmü kurulurken davacı ...'in "... " olan soyadının " ..." olarak yazılması doğru olmamıştır. Davalı ... Bankası A.Ş. vekilinin bu yöne ilişkin yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi uyarınca Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1....

            UYAP Entegrasyonu