"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı mirasçısı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve özellikle davacı erkek tarafından açılan anlaşmalı boşanma davasına ilişkin verilen hükümden sonra, fakat karar henüz kesinleşmeden önce davacı erkeğin 04.11.2013 tarihinde öldüğü, erkeğin mirasçısı tarafından TMK m.181/2 uyarınca, kusur belirlemesi yönünden davaya devam edildiği, mirasçılar tarafından yeniden delil gösterme hakkı olmadığı halde bildirdikleri tanıkların dinlenmesinin doğru olmadığı ancak kararın sonucu itibariyle doğru olduğunun anlaşılmasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine...
İlk derece mahkemesince yapılacak iş asıl ve karşı dava yönünden evlilik birliği ölümle sona erdiğinden boşanma davaları konusuz kalmakla boşanma yönünden karar verilmesine yer olmadığına ve mirasçılar tarafından davaya devam edilmesi halinde TMK 181/2.madde gereğince sağ kalan eşin kusurunun olup olmadığının tespiti yönünde karar vermekten ibarettir. İlk derece mahkemesince TMK 181/2.madde gereğince sağ kalan eşin kusurlu olup olmadığı tespit edilmesi gerekirken vefat eden davalı karşı davacı kadının kusursuz olduğunun tespitine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Dosya kapsamında usulüne uygun dayanılan vakıa ve deliller dikkate alındığında davalı karşı davacı kadın, davacı karşı davalı erkeğin kusurlu olduğunu iddia etmiş ise de, alınan tanık beyanları kapsamında davacı karşı davalı erkeğe kusur olarak verilebilecek somut, görgüye dayalı beyan bulunmadığı dikkate alındığında erkeğe kusur verilmesi mümkün değildir....
Mahkemece; "Tüm dosya kapsamı toplanan bilgi, belge ve delillerin incelemesinde; Asıl dava ve karşı dava; TMK'nın 166/1- 2 maddesi uyarınca evlilik birliğinin ortak hayatın sürüdürülmesi tarafların kendilerinden beklenilemeyecek derecede temelinden sarsılması hukuksal nedenine dayalı boşanma istemine ilişkindir. Nüfus kayıtlarının incelenmesinde tarafların 15/06/1997 tarihinde evlendikleri ve evliliklerinden müşterek çocuklarının bulunmadığı anlaşılmıştır. Dava devam ederken 31/03/2018 tarihinde davacı karşı davalı erkek T1 vefatı ile ölen eşin önceki eşinden olma mirasçılarının TMK'nın 181/2. maddesi uyarınca asıl davaya devam etmeleri üzerine yargılamaya TMK'nın 181/2. maddesi uyarınca devam olunmuştur. TMK 181. maddesi gereğince; “Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler....
Kanunu’nun 181 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince kusur tespiti yönünden davaya devam etmediklerinden kusur tespiti hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Davacının ölmesi üzerine boşanma davasına devam eden mirasçıların talebi Türk Medeni Kanununun 181/2 maddesi gereğince boşanmada kusurun davalıda olduğunun tespitine yöneliktir. Boşanma davasında kusurun diğer eşte olduğunun tespiti hükmü, mirasçılık belgesinin verilmesinde dikkate alınacaktır. Bilindiği gibi, boşanmada kusurlu bulunan diğer eşin mirasçı olamayacağı TMK'nın 181. maddesinde hüküm altına alınmış olup, bu yönde bir tespite dair ayrı bir dava da açılamaz. Farklı bir ifadeyle, boşanma davası sırasında ölen eşin mirasçılarından birinin davaya devam etmesi halinde diğer eşin kusurlu olup olmadığının tespiti yapılacak olup, böylesi bir tespit sonucu da anılan yasal düzenleme gereği yasal mirasçı olup olamayacağı saptanmış olacaktır. Açılacak mirasçılık belgesi verilmesi istemli davada da, bu tespit hükmü gözetilerek yasal mirasçılar ile miras paylarının belirleneceği kuşkusuzdur....
Yargılama sırasında 23/04/2020 tarihinde davacının vefaatı ile mirasçılardan Harun Demir ve Ömür Tüney tarafından TMK'nın 181/2. maddesi gereğince kusur belirlemesi yönünden davaya devam edilmiştir. Mahkemece; "Yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendiğinde; tarafların 24/06/2019 tarihinde evlendikleri ve davacı eşin 23/04/2020 tarihinde vefat etmesi ile evlilik birliğinin ölüm ile sona erdiği, müteveffa davacının mirasçıları Ömür Tüney ile Harun Demir'ın vefat eden davacı tarafından açılmış olan boşanma davasını takip etmek istediği ve TMK md. 181/2 uyarınca davayı takip hakkı bulunduğu anlaşılmıştır....
Hükmü davalı-karşı davacı kadın istinaf etmiş bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan inceleme neticesinde, evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda davalı-karşı davacı kadının eşit kusurlu olduğuna karar verilmiş, karar davacı-karşı davalı erkek mirasçıları tarafından kusur belirlemesi yönünden temyiz edilmiştir. Evlilik ölümle sona ermiştir. Bölge adliye mahkemesince yapılacak iş, davacı-karşı davalı erkek mirasçıları davaya kusur belirlemesi yönünden devam ettiklerinden Türk Medeni Kanunu'nun 181/2 inci maddesi uyarınca davalı-karşı davacı kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olup olmadığı yönünde tespit kararı vermekten ibarettir. Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde davalı-karşı davacı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda eşit kusurlu olduğunun tespitine dair hüküm tesisi usul ve kanuna aykırıdır....
İstinaf Sebepleri Davacı erkek mirasçısı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereği davacı erkek mirasçısının davaya kusur belirlemesi yönünden devam ettiği, yeni vakıaya ve delillere dayanabileceği, bu durumun iddianın genişletilmesi yasağının istisnası olduğu, dayanılmayan vakıaların yüklenemeyeceği yönündeki gerekçenin hatalı olduğu, davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca açıldığı ve kadının kusurlu davranışlarının ispatlandığı belirtilerek; kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. C....
Bu nedenle mahkemece, ölüm nedeniyle konusuz kalan davalar hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve mirasçılara Türk Medeni Kanunu'nun 181/2. maddesi uyarınca kusur tespiti bakımından davaya devam edip etmeyecekleri sorularak, davaya devam etmeleri halinde Türk Medeni Kanunu'nun 181/2. maddesi uyarınca kusur yönünden bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1.bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Mehtap'a yükletilmesine, temyiz peşin harcın istek halinde yatıran Gökhan'a geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 29.11.2021 (Pzt.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı (mirasçıları) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi gereğince iş bu davayı 18.09.2012 tarihinde açmış, davalı kadın ise 23.04.2014 tarihinde vefat etmiştir. Davalı kadın mirasçıları tarafından Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesi gereğince kusur yönünden davaya devam edilmiştir. Mahkemece, yasal mirasçıların Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesi gereğince kusur yönünden davaya devam edebilmelerine yönelik hakkın kanunen sadece davacı mirasçılarına tanındığı gerekçe gösterilerek davalı kadın mirasçılarının bu talepleri karşısında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş....