Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; "Tüm dosya kapsamı toplanan bilgi, belge ve delillerin incelemesinde; Asıl dava ve karşı dava; TMK'nın 166/1- 2 maddesi uyarınca evlilik birliğinin ortak hayatın sürüdürülmesi tarafların kendilerinden beklenilemeyecek derecede temelinden sarsılması hukuksal nedenine dayalı boşanma istemine ilişkindir. Nüfus kayıtlarının incelenmesinde tarafların 15/06/1997 tarihinde evlendikleri ve evliliklerinden müşterek çocuklarının bulunmadığı anlaşılmıştır. Dava devam ederken 31/03/2018 tarihinde davacı karşı davalı erkek T1 vefatı ile ölen eşin önceki eşinden olma mirasçılarının TMK'nın 181/2. maddesi uyarınca asıl davaya devam etmeleri üzerine yargılamaya TMK'nın 181/2. maddesi uyarınca devam olunmuştur. TMK 181. maddesi gereğince; “Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler....

İlk derece mahkemesince yapılacak iş asıl ve karşı dava yönünden evlilik birliği ölümle sona erdiğinden boşanma davaları konusuz kalmakla boşanma yönünden karar verilmesine yer olmadığına ve mirasçılar tarafından davaya devam edilmesi halinde TMK 181/2.madde gereğince sağ kalan eşin kusurunun olup olmadığının tespiti yönünde karar vermekten ibarettir. İlk derece mahkemesince TMK 181/2.madde gereğince sağ kalan eşin kusurlu olup olmadığı tespit edilmesi gerekirken vefat eden davalı karşı davacı kadının kusursuz olduğunun tespitine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Dosya kapsamında usulüne uygun dayanılan vakıa ve deliller dikkate alındığında davalı karşı davacı kadın, davacı karşı davalı erkeğin kusurlu olduğunu iddia etmiş ise de, alınan tanık beyanları kapsamında davacı karşı davalı erkeğe kusur olarak verilebilecek somut, görgüye dayalı beyan bulunmadığı dikkate alındığında erkeğe kusur verilmesi mümkün değildir....

Davacının ölmesi üzerine boşanma davasına devam eden mirasçıların talebi Türk Medeni Kanununun 181/2 maddesi gereğince boşanmada kusurun davalıda olduğunun tespitine yöneliktir. Boşanma davasında kusurun diğer eşte olduğunun tespiti hükmü, mirasçılık belgesinin verilmesinde dikkate alınacaktır. Bilindiği gibi, boşanmada kusurlu bulunan diğer eşin mirasçı olamayacağı TMK'nın 181. maddesinde hüküm altına alınmış olup, bu yönde bir tespite dair ayrı bir dava da açılamaz. Farklı bir ifadeyle, boşanma davası sırasında ölen eşin mirasçılarından birinin davaya devam etmesi halinde diğer eşin kusurlu olup olmadığının tespiti yapılacak olup, böylesi bir tespit sonucu da anılan yasal düzenleme gereği yasal mirasçı olup olamayacağı saptanmış olacaktır. Açılacak mirasçılık belgesi verilmesi istemli davada da, bu tespit hükmü gözetilerek yasal mirasçılar ile miras paylarının belirleneceği kuşkusuzdur....

    Yargılama sırasında 23/04/2020 tarihinde davacının vefaatı ile mirasçılardan Harun Demir ve Ömür Tüney tarafından TMK'nın 181/2. maddesi gereğince kusur belirlemesi yönünden davaya devam edilmiştir. Mahkemece; "Yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendiğinde; tarafların 24/06/2019 tarihinde evlendikleri ve davacı eşin 23/04/2020 tarihinde vefat etmesi ile evlilik birliğinin ölüm ile sona erdiği, müteveffa davacının mirasçıları Ömür Tüney ile Harun Demir'ın vefat eden davacı tarafından açılmış olan boşanma davasını takip etmek istediği ve TMK md. 181/2 uyarınca davayı takip hakkı bulunduğu anlaşılmıştır....

    Hükmü davalı-karşı davacı kadın istinaf etmiş bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan inceleme neticesinde, evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda davalı-karşı davacı kadının eşit kusurlu olduğuna karar verilmiş, karar davacı-karşı davalı erkek mirasçıları tarafından kusur belirlemesi yönünden temyiz edilmiştir. Evlilik ölümle sona ermiştir. Bölge adliye mahkemesince yapılacak iş, davacı-karşı davalı erkek mirasçıları davaya kusur belirlemesi yönünden devam ettiklerinden Türk Medeni Kanunu'nun 181/2 inci maddesi uyarınca davalı-karşı davacı kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olup olmadığı yönünde tespit kararı vermekten ibarettir. Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde davalı-karşı davacı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda eşit kusurlu olduğunun tespitine dair hüküm tesisi usul ve kanuna aykırıdır....

      Bu nedenle mahkemece, ölüm nedeniyle konusuz kalan davalar hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve mirasçılara Türk Medeni Kanunu'nun 181/2. maddesi uyarınca kusur tespiti bakımından davaya devam edip etmeyecekleri sorularak, davaya devam etmeleri halinde Türk Medeni Kanunu'nun 181/2. maddesi uyarınca kusur yönünden bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1.bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Mehtap'a yükletilmesine, temyiz peşin harcın istek halinde yatıran Gökhan'a geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 29.11.2021 (Pzt.)...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı (mirasçıları) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi gereğince iş bu davayı 18.09.2012 tarihinde açmış, davalı kadın ise 23.04.2014 tarihinde vefat etmiştir. Davalı kadın mirasçıları tarafından Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesi gereğince kusur yönünden davaya devam edilmiştir. Mahkemece, yasal mirasçıların Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesi gereğince kusur yönünden davaya devam edebilmelerine yönelik hakkın kanunen sadece davacı mirasçılarına tanındığı gerekçe gösterilerek davalı kadın mirasçılarının bu talepleri karşısında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davanın kabulüne, tarafların TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, davalının yoksulluk nafakası talebinin kabulü ile davalı lehine 800 TL tedbir/yoksulluk nafakasına, davalı lehine 18.000 TL maddi, 15.500 TL manevi tazminata, davacının Hendek 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/593 Esas sayılı 2015/483 Karar sayılı dosyası üzerinden davalı lehine hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılması talebine yönelik davasının HMK'nın 123.maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiştir....

          Bu tarihten sonra, ölenin mirasçısı...ve... 30.06.2015 tarihinde verdikleri dilekçeyle, "boşanma davasına kusur tespiti yönünden devam etmek istediklerini" bildirmişlerdir. Bu durumda, ölenin mirasçılarından birinin davaya devam etmek istemesi halinde Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesi gereğince "kusur tespiti bakımından" davaya devam edilebilir. Gerçekleşen bu durum karşısında konusuz kalan boşanma davaları hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmek ve kusur tespiti konusunda hüküm tesis edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.02.11.2016(Çrş.)...

            GEREKÇE : Dava TMK 166/1 md.gereğince boşanma talebinden ibarettir.Tüm dosya kapsamı ile;Nüfus kayıtları,sunulan mirasçılık belgesi ile İlk Derece Mahkemesinin kararı sonrası davalının 17.06.2021 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır.Bu durumda mahkemece yapılacak iş;Davalı mirasçılarının; davacının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olup olmadığının tespiti yönünden(TMK m. 181/2) davaya devam edip etmeyeceklerini belirlemek,devam etmek isterler ise Yargıtay 2.HD.nin 2013/17669 E-2013/29765 K.sayılı ,16.02.2013 tarihli kararında gösterilen ilkelerde dikkate alınarak boşanma davasının konusuz kaldığının gözetilmesi ve kusur tespitine yönelik değerlendirme yaparak sonucuna göre karar vermekten ibarettir....

            UYAP Entegrasyonu