Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; TMK'nun 169. maddesinin boşanma ve ayrılık davalarında uygulanması gereken bir madde olup, bu madde uyarınca boşanma ve ayrılık davasından ayrı olarak müstakilen dava açılmasının mümkün olmadığı, taraflar arasındaki boşanma davasında ise, TMK'nun 169. maddesinin uygulanmadığı, diğer taraftan davacı vekilinin evlilik içi tedbir nafakası isteminde bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. TMK’ nun 195. maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler. Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine Kanunda öngörülen önlemleri alır....

    Davacı davalı erkeğin davası, TMK'nun 166/son maddesine, davalı davacı kadının davası ise TMK 161, 162, 164 ve 166/1 maddelerine dayalı boşanma davasıdır. İlk derece mahkemesince kısa kararda erkeğin boşanma sebebi olarak TMK'nın 166/4 .maddesinin, gerekçeli kararın hüküm kısmında TMK 166/1.maddesinin, gerekçede ise TMK'nın 166/4 maddesinin yazıldığı, kararda çelişki olduğu ancak çelişkinin Dairemizce düzeltilebileceği anlaşıldığından, ilk derece mahkemesi kararının 1. bendinin kaldırılmasına, kararın tarafların TMK. 166/4. maddesi gereğince boşanmalarına şeklinde düzeltilmesine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesinde yer alan fili ayrılık sebebiyle boşanma kararı verilebilmesi için, daha önce boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış olan boşanma davasının reddine karar verilmiş ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmiş ve bu süre içinde her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulamamış olması gerekir....

    Bu kez davacı koca, eldeki bu davayı Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı olarak "fiili ayrılık” nedeni ile açmıştır. Mahkeme, ilk davanın reddinden sonra tarafların 3 yıl süreyle bir araya gelmedikleri gerekçesi ile boşanma kararı vermiş ve davacı erkeği ağır kusurlu olarak kabul etmiştir. Retle sonuçlanan ve kesinleşen ilk boşanma davasında, tarafların boşanmayı gerektirir kusurlu bir davranışları kanıtlanamadığına göre, ilk davanın açıldığı tarihten önceki olaylar artık taraflara kusur olarak yüklenemeyecek ise de; fiili ayrılık döneminde davacı erkeğin başka bir kadınla yaşamaya başlayıp ondan çocuk sahibi olduğu ve böylece sadakatsiz davranışlar içerisine girdiği sabittir. Bu durumda, davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir. Gerçekleşen bu duruma göre davalı kadının maddi ve manevi (TMK m. 174/1-2) tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi, isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir....

      Mahkemece işin esasına geçilerek taraflara delillerini sunmaları için süre verilmesi, sunulduğu takdirde toplanılması ve hasıl olacak sonuca göre karar vermek gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı kadın ve yanında bulunan müşterek çocuk 2014 doğumlu ... yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....

        Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından boşanma davası hakkında verilen karar, kusur belirlemesi, reddedilen maddi tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri, vekâlet ücreti yargılama giderleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-davalı erkek tarafından açılan fiili ayrılık nedeniyle boşanma(TMK.166/4) davası ile davalı davacı kadın tarafından açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine(TMK.166/1) dayalı boşanma davalarında ilk derece mahkemesince, erkeğin tam kusurlu olduğu belirtilerek her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine...

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı - karşı davalı vekili yasal süresinde sunduğu 25.05.2018 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; karşı dava harcının süresinde yatırılmadığını, müvekkiline yüklenen kusurların daha önce gerçekleşen olaylar olduğunu, ilk derece mahkemesinin kadının davasını TMK m. 166/3 olarak kabul ettiğini, ancak kusur araştırması yaptığını belirterek talepleri gibi karar verilmesini istemiştir. Davalı - karşı davacı vekili yasal süresinde sunduğu 24.05.2018 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının çok az olduğunu belirterek talepleri gibi karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE: Asıl dava; eylemli ayrılık hukuki sebebine (TMK 166/son) dayalı boşanma; karşı dava eylemli ayrılık hukuki sebebine (TMK 166/son) dayalı boşanma ve ferîleri istemine ilişkindir....

          GEREKÇE: Asıl dava ve karşı dava; TMK 166/1.maddesine dayalı boşanma ve fer'i taleplere , asıl dava ayrıca; TMK 162.maddesine dayalı boşanma talebine ilişkindir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı (...) tarafından kusur belirlemesi ve maddi tazminat yönünden, davalı-karşı davacı (...) tarafından ise her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde yer alan evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ilişkin yasal karine mevcut olsa bile, davalı bu yasal karineye dayanmak zorunda olmaksızın evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine (TMK m. 166/1) dayalı olarak boşanma davası açabilir. Mahkemece boşanmaya sebep olan olaylarda “davacı-karşı davalı (...)'...

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; asıl davanın kabulüne, TMK 170 maddesi gereğince 1 yıl süre ile ayrılık kararı verilmesine, bu süre içinde müşterek çocuk 18/03/2014 doğumlu ELİF ÇAKIR'ın velayetinin davacı anneye verilmesine, yargılama aşamasında dava tarihinden itibaren verilen daha sonra artırılan 400 TL çıkartılan tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra da 400 TL ve iştirak nafakası olarak ayrılık süresince davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama sırasında TMK 119 göre verilen araca ilişkin tedbir kararının karar kesinleştikten sonra kaldırılmasına, birleşen davanın kabulüne, yargılama sırasında müşterek çocuk ile verilen şahsi ilişkinin çocuğun da 2014 doğumlu olması nedeniyle karar kesinleşene kadar devamına, velayet ve şahsi ilişkinin karar kesinleşinceye kadar tedbiren uygulanmasına karar verilmiştir....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; asıl davanın kabulüne, TMK 170 maddesi gereğince 1 yıl süre ile ayrılık kararı verilmesine, bu süre içinde müşterek çocuk 18/03/2014 doğumlu ELİF ÇAKIR'ın velayetinin davacı anneye verilmesine, yargılama aşamasında dava tarihinden itibaren verilen daha sonra artırılan 400 TL çıkartılan tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra da 400 TL ve iştirak nafakası olarak ayrılık süresince davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama sırasında TMK 119 göre verilen araca ilişkin tedbir kararının karar kesinleştikten sonra kaldırılmasına, birleşen davanın kabulüne, yargılama sırasında müşterek çocuk ile verilen şahsi ilişkinin çocuğun da 2014 doğumlu olması nedeniyle karar kesinleşene kadar devamına, velayet ve şahsi ilişkinin karar kesinleşinceye kadar tedbiren uygulanmasına karar verilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu