DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; Davacı erkek tarafından açılmış TMK.nun 166/1 maddesine dayalı boşanma ve fer'ilerine ilişkin davadır. Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller kapsamında;Davacı erkek tarafından Mahkemenin 01/10/2013 tarih ve 2012/612E, 2013/520K.sayılı dosyasında açılan boşanma davasının reddedilip, 04/12/2013 tarihinde kesinleştiği ve kararın kesinleşmesinden itibaren 3 yıllık sürede ortak hayatın yeniden kurulamadığı, gerçekleşen bu durum karşısında kocanın fiili ayrılık (TMK md. 166/son) sebebine dayalı boşanma davasının kabulü cihetine gidilmiştir. Boşanmaya neden olan olaylarda kusursuz olan davalının menfaatleri boşanmadan dolayı zedelenecek en azından eşinin olası maddi desteğinden yoksun kalacaktır. Bu nedenle davalının TMK.174/1.maddesine dayalı maddi tazminat talebi kısmen kabul edilmiştir....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2008/17 esas, 2009/32 karar sayılı dosyası ile davacı erkek tarafından açılan ve reddedilen boşanma davasına ilişkin kararın kesinleştiği, tarafların reddedilen boşanma davasından sonra bir araya gelmedikleri ve 3 yıllık sürenin geçtiği, ne var ki anılan davada tarafların kusur durumunun tespit edilmediği, eldeki davaya göre tarafların eşit kusurlu olduğu belitilerek, tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davanın TMK 166/son maddesi uyarınca fiili ayrılık hukuksal sebebine dayalı olarak açıldığı, retle sonuçlanan boşanma davasını davacı erkeğin açtığı, o davadan sonra ortak hayatın yeniden kurulamadığı, eylemli ayrılık döneminde boşanmayı gerektiren kusurlu yeni bir vakıanın meydana gelmediği, bu haliyle ilk boşanma davasını açarak fiili ayrılığı başlatan ve boşanma sebebi yaratan davacı erkeğin tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır....
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına (TMK m.186/1), geçimine (TMK m.185/3), malların yönetimine (TMK m.223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m.169). O halde; mahkemece tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına tedbir nafakasına hükmolunması gerekirken, talep tarihi itibariyle tedbir nafakasına hükmolunması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
Davalı vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davacının 166/ son maddesine dayalı boşanma davası açtığını, yerel mahkemenin davayı terke dayalı niteleyerek reddine karar verdiğini, bunun hatalı olduğunu, mahkemece müvekkiline usulüne uygun her hangi bir tebligat yapılmadığını, savunma hakkının ihlal edildiğini, müvekkili lehine tedbir nafakasına hükmedilmediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını , müvekkili yararına aylık 1.000 TL tedbir nafakasına ve davanın reddine karar verilmesini istinaf kanun yolu ile talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK 355 maddesine göre, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava; TMK m.166/4 maddesinde düzenlenen fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma talebine ilişkindir....
Davalı vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davacının 166/ son maddesine dayalı boşanma davası açtığını, yerel mahkemenin davayı terke dayalı niteleyerek reddine karar verdiğini, bunun hatalı olduğunu, mahkemece müvekkiline usulüne uygun her hangi bir tebligat yapılmadığını, savunma hakkının ihlal edildiğini, müvekkili lehine tedbir nafakasına hükmedilmediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını , müvekkili yararına aylık 1.000 TL tedbir nafakasına ve davanın reddine karar verilmesini istinaf kanun yolu ile talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK 355 maddesine göre, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava; TMK m.166/4 maddesinde düzenlenen fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma talebine ilişkindir....
İlk derece mahkemesince; davanın kabulü ile tarafların fiili ayrılık nedeniyle TMK'nın 166/son maddesi uyarınca boşanmalarına, taraflar için tedbir nafakasına hükmolunmasına yer olmadığına, davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davalı kadın yararına 15.000,00 TL maddi ve 12.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Davacı erkek vekili; kusur tespitine, kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminata yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı kadın vekili; erkeğin istinaf talebinin reddine karar verilmesini istemiştir. Dava; fiili ayrılık (TMK md. 166/son) nedenine dayalı boşanma davasına ilişkindir. Davacı erkek vekilinin; kadın yararına hükmedilen manevi tazminata yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Boşanma yüzünden kişilik hakları zarar gören, kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu diğer taraftan uygun bir manevi tazminat isteyebilir (TMK md.174/2)....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili özetle;mahkeme kararının gerekçeden yoksun olduğunu, davanın TMK.'nun 166/son fıkrasına dayalı olarak açıldığını, TMK.'nun 166/son maddesindeki koşullar gerçekleştiği halde mahkemenin davacının tam kusurlu olmasından bahsederek davayı reddetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükmedilen tedbir nafakasının tarafların sosyal-ekonomik durumları gözetildiğinde yüksek olduğunu belirterek kararın kaldırılması, davanın kabulüne karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: HMK 355 maddesine göre, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, TMK.'nun 166/son maddesine dayalı fiili ayrılık sebebiyle boşanma davasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ayrılık Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından nafaka ve tazminat miktarları yönünden, davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Toplanan delillerden; Davacı kadın tarafından 09.09.2013 tarihinde ayrılık davası (TMK. md. 170/2), 06.11.2013 tarihinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK. md. 166) sebebine dayanan boşanma davası açılmış, davalar birleştirilerek görülmüştür. Davacı kadın vekili 14.10.2014 tarihinde "...birleştirilen ayrılık talebimizden vazgeçiyoruz..." şeklinde beyanda bulunmuştur. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere bu beyan birleştirilen ayrılık davasından feragat niteliğindedir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: HMK 355 maddesine göre, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava; TMK.'nun 166/son maddesine dayalı fiili ayrılık sebebine dayalı boşanma talebine ilişkindir. Tüm dosya kapsamına göre; tarafların 2005 yılında evlendikleri, bu evlilikten müşterek çocuklarının olmadığı, davacının Almanya'da fırın işinde çalıştığı, aylık 1000 euro civarında gelirinin bulunduğu, davalının çalışmadığı, ev hanımı olduğu, davacının davalı aleyhine 06/12/2006 tarihinde 2006/470 Esas sayılı dosyasıyla boşanma davası açtığı, davanın reddedilmesi üzerine 05/02/2010 tarihinde Adana 6.Aile Mahkemesinin 2010/127 Esas sayılı dosya ile TMK.'nun 166/son maddesine dayalı olarak boşanma davası açtığı, 3 yıllık süre dolmadığından davanın reddine karar verildiği, bu kararın 27/06/2013 tarihinde kesinleştiği, ortak hayatın yeniden kurulmadığı iddiasıyla TMK.'...
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının birbirine yakın bulunduğunun anlaşılmasına göre, davalı kadının aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Dava, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalıdır. Tarafların komşusu olan davalı tanıkları, görgüye dayalı olarak tarafların birlikte oturduklarını beyan etmişlerdir. Bunun aksi yönünde olan, davacı tanıklarının görgüye dayalı bulunmayan soyut beyanlarına itibar edilemez. Bu nedenle, tarafların ret ile sonuçlanan ilk boşanma davasının kesinleşme tarihinden itibaren bir araya gelmediklerinden söz edilemez....