Davacı-karşı davalı erkek fiili ayrılık sebebine dayalı (TMK m. 166/son) boşanma davası açmış, davalı-karşı davacı kadın ise, 02.10.2014 tarihinde harcını yatırarak evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı (TMK m. 166/1) karşı dava açmıştır. Bu halde, her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir. Mahkemece kurulan hükümde boşanma davası ve fer'ileri hakkında kabul kararı verilmiş, ancak bu kararın hangi davaya yönelik olduğu anlaşılamadığı gibi, hükmün gerekçesinde de bu yönde bir açıklama bulunmamaktadır. Hüküm bu haliyle Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2. maddesine uygun olmadığından, kararın bozulması gerekmiştir....
Davalı-karşı davacı erkeğin karşı davası Türk Medeni Kanununun 172/2 maddesine dayanmaktadır. Bu maddeye göre ayrılık süresinin bitiminde eşler arasında ortak hayat yeniden kurulamamışsa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir., 2011/1148 karar sayılı ilamı ile taraflar için hükmedilen bir yıllık ayrılık kararının bitiminden itibaren tarafların ortak hayatı yeniden kuramadıkları sabit olup her iki taraf da TMK m.172/2'ye göre dava açma hakkına sahiptir. Mahkece davalı-karşı davacı erkeğin davası da kabul edilmeli ve boşanmanın sonuçlarını düzenlerken ilk davada ispatlanmış olan olaylar ve ayrılık süresinde ortaya çıkan durumlar göz önünde tutulmalıdır (TMK m.172/3). O halde, mahkemece davalı-karşı davacı erkeğin davasının da kabulü gerekirken reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı kadın tarafından tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına ve özellikle 19.2.2013 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında 29.4.2014 olarak yazılmasının mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hataya dayalı bulunduğunun anlaşılmasına göre davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, TMK 170 maddesine dayalı ayrılık, erkeğin birleşen davası ise TMK'nın 166/1 maddesi gereğince açılmış şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasıdır. İlk Derece Mahkemesince kadının asıl davası dosyadan tefrik edilmiş, birleşen dava kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Davacı-davalı kadın istinaf dilekçesinde ayrılık kararı verilmemesini istinaf etmiştir. Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 2018/7177 Esas 2019/6828 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; TMK'nın 170/1 maddesine göre, boşanma sebebi ispatlanmış ise hakim boşanmaya veya ayrılığa karar verir. Davacı-davalı kadın, maddi vakıalarını ileri sürerek ayrılığa karar verilmesini talep etmiştir. Ayrılığa karar verilebilmesi için mahkemece boşanma sebeplerinin sabit görülmesi gerekir....
Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası, taraflardan davalı kadın tarafından, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak açılmış ve dava; davacı kadının iddialarını ispatlayamaması ve tarafların dava açıldıktan sonra pikniğe gittikleri,buna göre daha önceki olayların affedildiği gerekçesiyle reddedilmiş ve onanarak 26.04.2012 tarihinde kesinleşmiştir. İlk davayı açarak fiili ayrılığa zemin hazırlayan davalı kadın bu sebeple kusurlu olduğu gibi, davanın reddi nedeniyle, erkeğe bir kusur yüklenemeyecektir.Toplanan delillerden, fiili ayrılık döneminde davacı erkeğe kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığı da ispatlanamadığına göre, Türk Medeni Kanununun 166/4 maddesine dayanak teşkil eden ve retle sonuçlanan ilk davayı açan, böylelikle fiili ayrılığa sebep olan davalı kadının, boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir....
Aile mah. 2014/239 esas 2014/703 karar sayılı ilamı ile müvekkili tarafından davalı aleyhine açılan TMK 166 maddesine dayalı boşanma davasının reddedildiğini, bu kararın 30/11/2015 tarihinde kesinleştiğini, O tarihten beri tarafların bir araya gelmediklerini, 3 yıllık fiili ayrılık nedeniyle TMK 166/son maddesi gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir....
Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir(TMK m.166/1-2)” şeklinde genel boşanma sebebi yer almaktadır. Türk Medeni Kanunu'nda fiili ayrılık adı altında özel/ayrı bir boşanma sebebi ise düzenlenmemiştir. Ancak olayın özelliğine göre, çok uzun süreli fiili ayrılıkların, genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1-2) hukuki sebebiyle açılmış davalarda değerlendirilmesi gerekir. Buna engel olacak yasal bir düzenleme yoktur. Çünkü fiili ayrılık sırasında da eşlerin birbirlerine karşı yukarıda yazılı tüm yükümlülükleri devam etmektedir (TMK m. 185,186,322,327)....
GEREKÇE; Asıl dava TMK 166/4 maddesinde düzenlenen fiili ayrılığa dayalı boşanma, karşı dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davası, birleşen dava ise daha önce mahkeme kararıyla takdir edilen tedbir nafakasının arttırılması talebine yöneliktir. HMK 355. Maddesine göre inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı ve sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflarca mahkeme kararının tümü istinaf konusu yapıldığından kesinleşen husus bulunmamaktadır....
O halde, davalı (kadın) yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir. 4-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın davalı (kadın) yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....
Gerçekleşen bu durum karşısında kadının fiili ayrılık (TMK md. 166/son) sebebine dayalı boşanma davasının kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 28.10.2015 (Çrş.)...