Davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi için, Talimat mahkemesinden alınan Mali müşavir bilirkişi raporunda; "davalı tarafın ticari defterlerinin 2017-2019 mali dönemlerinin incelendiğini, davalı şirektin davacı şirketten 80.135,57 TL alacaklı olduğu kayıtlarının tespit edildiğini, bildirmiştir. Davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi için , dosyanın tevdii edilidiği Mali müşavir tarafından verilen rapora göre; "davacının, 2016-2017-2018-2019-2020 yılları e defter sistemine tabi olduğunu ve 01/01/2016- 31/12/2020 dönemlerine ilişkin olarak her ay yasal süresi içerisinde yasal defterlerini GİB e gönderdiğini ve onaylarının alındığını, 27/01/2017- 12/01/2018 dönemi 351 gün için 35.948,34 TL ve 12/01/2018- 13/01/2019 dönemi 365 gün için 37.382,17 TL kar mahrumiyetinin hesap edildiğini, aynı bölgede benzer bir bayilik kurulabilmesi için mahkemece makul sürenin 3 ay olduğuna karar verilmesi durumunda 9.217,20 TL kar mahrumiyeti olacağını" bildirmiştir....
-TL'nin fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava edilmiştir....
itibaren ... gün içerisinde fesh edileceğinin bildirildiği ve alacak talebinde bulunulduğu görülmüştür....
Somut olayda davalı yan, davacı şirketin almış olduğu ürün bedellerini ödememesini, yapılan uyarılara da icabet etmeyerek borçlu bulunduğu halde ürün talep edilmesini, borcunu ödemeyen davacıyla ticari ilişki sürdürülmesinin hukuken beklenecek bir davranış olmamasını gerekçe göstererek sözleşmenin haklı olarak fesh edildiğini ileri sürmüş ise de; Talimat Mahkemesi aracılığıyla alınan 16/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere sözleşmenin akdedildiği tarihten önce de aynı tutarlarda alacak bakiyesinin mevcut olduğu belirlendiğinden, feshin haklı nedene dayanmadığı kanaatine varılmıştır. 16/03/2016 tarihli tek satıcılık sözleşmesinin 3.2.maddesinde davalı şirketin, sözleşmenin yürürlükte kaldığı sürece sözleşme konusu malın satış ve dağıtım hakkını tek satıcıdan başkasına vermemeyi taahhüt ettiği, aksi halde tek satıcının sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetme hakkı olacağı, davalı şirketin, tek satıcıya 10.000 Euro ödemeyi taahhüt ettiği düzenlenmiş olup, cezai şarta...
işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tazmini" hususu değerlendirildiğinde; Davalı şirketin sözleşme şartlarına aykırı hareket etmediği ve sözleşme süresi sonunda sözleşmeyi yenilemediği görülmekte olup davacı şirketi küçük düşürecek ya da itibarını zedeleyecek somut ve kasıtlı bir eyleminin bulunmadığı, her ne kadar davacı mevcut sözleşme devam ederken aynı yazılım konusunda davalının başka ... şirketleriyle görüşme yapmasının kendisinin ticari itibarını zedelediğini iddia etmiş ise de söz konusu sözleşme incelendiğinde davalı şirketin münhasıran davacı şirket ile çalışacağına ve bununla birlikte sözleşme süresi boyunca davalı şirketin başka şirketler ile sözleşme konusu yazılım ile ilgili görüşmeler yapamayacağına ilişkin bir hüküm bulunmaması sebebiyle söz konusu tazminat talebinin mümkün olmadığı, davacı yanın talep etmiş olduğu; "Mahrum kalınan kayıplardan dolayı şimdilik 1.000 TL olmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tazminine...
Davalı şirket ve ... vekili, müvekkili şirketin sözleşme yükümünü yerine getirdiği halde davacının sözleşmeyi ihlal ettiğini bildirerek davanın reddini istemiş, davalı ... vekili, müvekkilinin taraf şirketler arasındaki ticari ilişkinin tarafı olmadığını, davalı şirketin yetkilisi olarak şahsen sorumluluğu bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiş, davalı ... vekili, müvekkilinin taraflar arasındaki sözleşmeye kefil olmadığını, güvenilir kişi olduğundan davanın reddi gerektiğini belirtmiştir....
Avusturya merkezli davalı şirketin 2003-2015 yılları arasında Türkiye'de 44 ayrı firma ile çalıştığı, bunlar arasında davacı şirket yetkilisi ile davacı şirketin bulunduğu, 2004 yılından itibaren Türkiye'de farklı firmalarla ticari ilişkilerin mevcut olduğu, davalı şirketin ticari kayıtları itibariyle belirlenmiş olup, defterlere yansıyan fiili durum itibariyle davacının da aralarında bulunduğu başka şirketlere de davalı tarafından satım yapıldığı, davalının Türkiye satışlarının davacı ile sınırlı olmadığı, tek satıcılık sözleşmesi, münhasırlık hususu içeren bir distribütörlük sözleşmesinin olmadığı, olduğu hususunun kanıtlanamadığı anlaşılmış, cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki satış işlemlerinde münhasırlık şartının bulunmadığı belirtilip olsa olsa distribütörlük sözleşmesi bulunmakta olup, herhangi bir münhasırlık kaydı içeren bir ticari ilişki veya tek satıcılık sözleşmesi olmadığı belirtilmiş olup, cevap dilekçesi içeriği itibariyle münhasırlık hususunun kabul edilmediği, distribütörlük...
. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca müvekkilinin davalı şirketin ... markalı su bayiliğini üstlendiğini ve su satış istasyonu açtığını müvekkilinin bu nedenle bir çok masraf yapıp davalı şirkete teminat çeki teslim ettiğini ancak davalının hiçbir hukuki gerekçe göstermeden 1.8.2003 tarihinde sözleşmeyi fesh ettiğini sözlü olarak müvekkiline bildirdiğini müvekkilinin haksız fesih nedeni ile zarara uğradığını belirterek bu miktarın davalıdan tahsili ile taminat çekinin iadesini talep ve dava etmiştir....
ve ticari itibarının zarar görmesi nedeni ile alacaklı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000....
ilgili şahsa mazeretini bildirmesi aksi halde iş akdinin fesh edileceğine ilişkin ihtar çekilmesine rağmen görevine başlamadığı ve bu nedenle iş akdinin devamsızlık nedeniyle 13/10/2017 tarihinde fesh edilerek bu durumun 16/10/2017 tarihinde Personel Bildirim Sistemine işlendiğinin anlaşılması karşısında, iş akdi fesh edilerek görevinden ayrıldığı anlaşılan personelin bildiriminin yasal süresinde yapıldığı ve muteriz şirket hakkında düzenlenen idari yaptırım tutanağının usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilmeden, başvurunun kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla, gereği görüşülüp düşünüldü; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği bu nedenle yerinde görüldüğünden, Bakırköy 2....