yararı da bulunmadığı, somut olayda mahkemece, davacının özel denetçi atanması talebinin reddine karar verildiği, davacının, dava konusu genel kurulda özel denetçi atanmasını talep ettiği, davacının talebinin genel kurulca reddedildiği, anılan Kanunun 440 ıncı maddesinin ikinci fıkrası gereğince özel denetçi atanması talebi yönünde ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararların kesin olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin özel denetçi atanması talepli davanın reddine ilişkin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 346 ve 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca usulden reddine, davacı vekilinin istinaf başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın kısmen kabulü ile davalı şirketin 29.01.2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında 5 numaralı gündem maddesi ile alınan yönetim kurulu üyelerinin ibrası ile ilgili kararın iptaline, gündemin 2 ve 3 numaralı maddeleri ile...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/221 KARAR NO : 2022/926 DAVA : Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi) DAVA TARİHİ : 08/03/2021 KARAR TARİHİ : 29/09/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/10/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacılar vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 08/03/2021 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Müvekkillerinin davalı şirkette pay sahibi olduğunu, davalı Şirket hissedarlarından; ......, ...... ve ...'ın davalı Şirket yönetim kurulunda görev yaptığını, müvekkili ...'ın ise dava konusu 08.12.2020 tarihli genel kurula kadar davalı şirket yönetim kurulunda görev yaptığını, ancak söz konusu genel kurulda görevinden azledildiklerini, davalı şirket hissedarları arasında gruplaşma söz konusu olduğunu; ..., ...,.... ve ....'...
Temyiz Sebepleri Davacı vekili asıl ve ek karara yönelik temyiz dilekçelerinde özetle; 6102 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde bahse konu edilen "Şirkete Özel Denetçi Atanma Talebinin Reddi" konulu talep ile açılan davalarda verilen kararlara karşı istinaf kanun yolunun kapalı ve kesin olduğu malum iken, 6102 sayılı Kanun'un 399 uncu maddesinde düzenlenen "Bağımsız Denetçi Azli ve Yerine Yenisinin Atanması" talepli davalarda verilen kararların kesin olmayıp istinaf kanun yolunun açık olacağını, esasa girilmeden verilen ve başvuruların reddi ile sonuçlanan her iki kararının müvekkili için hak kaybı doğurabileceğini ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davalı anonim şirket için tayin edilen bağımsız denetçinin görevden alınarak yerine yeni bir bağımsız denetçi atanması talebine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6102 sayılı Kanun'un 399 uncu maddesinin beşinci fıkrası. 3....
genel kurul kararının iptali isteminde bir yararları olmadığın, azınlık pay sahipleri olarak özel denetçi atanması istemiyle dava açma haklarının bulunduğunu ve huzurdaki davada Mahkemeden özel denetçi atanmasını da talep ettiklerini, ancak davacı şirket ortaklarının özel denetçi atanması için zarara uğradıklarını ispat edemediklerini, dava dışı ......
Davalı vekili, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, şirkete özel denetçi atanmasını gerektirir şartların oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin yurt dışındaki iştirakleri ve şubeleri ile Türkmenistan'daki projelerle ilgili mali durumu ile bağlantılı olarak şirket organlarının kanunu veya esas sözleşmenin ihlal edip etmedikleri, pay sahiplerini zarara uğratmış olup olmadıkları hususlarında Mali Müşavir A. A.'ın davalı şirkete 6102 sayılı TTK'nın 442. maddesine uygun rapor düzenlemek üzere denetçi olarak atanmasına karar verilmiştir. Kararın, davalı vekili temyiz edilmesi üzerine, mahkemece 09.12.2015 tarihli aynı esas üzerinden verilen ek kararla, verilen kararın kesin olduğu, temyizi kabil olmayan dava türünden olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. Ek karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir....
Ancak, somut uyuşmazlığa uygulanması gereken mülga 6762 sayılı TTK'nun 348. maddesi uyarınca azlığın özel denetçi tayini istemi genel kurulca reddedilmişse ilgililer mahkemeye başvurmak suretiyle özel denetçi seçimini isteyebilirler. Özel denetçi seçimi talebinin reddine ilişkin genel kurul kararının iptali isteminde azlığın hukuki yararı yoktur. Çünkü azlık, istemin reddi halinde mahkemeye başvurabilir. Kanun koyucu da bunun için istemin reddi halinde iptal yoluna gidilmeyip, özel denetçi seçiminin mahkeme kanalıyla sağlanması hükmünü getirmiştir. Bu durum karşısında mahkemece, davacının 29.05.2012 tarihli genel kurul toplantısında alınan özel denetçi tayini talebinin gündeme alınmamasına ilişkin genel kurul kararının iptali isteminin yukarıda açıklanan gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde bu talep yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; öncelikle yerel mahkemenin ... tarihli ara kararının geçersiz olduğunu, bu ara karara karşı şirkete kayyım atanmasını gerektiren bir durum bulunmadığını, denetçi kayyıma yönetici kayyım rolü/görevi verildiğini, denetçi kayyım ücretinden müvekkili şirketin değil davacı ...'...
ait olması gereken yapıdaki hakların şirketin adına kaydedilmediğini ve üçüncü şahıslar üzerinde tutulduğunu, müvekkilinin ayrılma akçesi davasında değerlemeye katılmaması için yapıldığını düşündükleri bu durumun şirket yönetiminin şirket zararına işler yaptığını ve dahi mal kaçırdığını ortaya koyduğunu , şirket aktiflerinin azaltıldığını------- müvekkilinin ayrılmaya karar vermesinin akabinde müvekkilinin ortak olmadığı alt şirketler kurarak, kendi sahip olduğu bu şirketlere kar aktarımı ve örtülü kazanç aktarımı yaptığını, ------ arasındaki ilişkilerin ve kar aktarımlarının araştırılması için özel denetçi atanmasına karar verildiğini, bu özel denetçi incelemesinde------- kurduğu alt şirketlerle olan ilişkilerin de inceleneceğini,-----şirketindeki usulsüzlüklerin tespitinin ------ atanması suretiyle gerçekleşmesi gerektiği hususunun-------bilirkişi raporu ile açıkça sabit geldiğini ve mahkemece atanan kayyım kararından sonra ------ sayılı dosyada davalı -----------atandığını -...
Şirket hesaplarının 2016 yılı bilançolarının ve bundan sonraki yıllara ait bilançoların özel bir denetçi tarafından denetlenmesinin talep ediyoruz, iş bu talebimizin reddine ilişkin olarak dava açma hakkımızı saklı tutuyoruz.'' şeklinde beyan ve talepte bulunduğu , bu maddeye ilişkin olarak diğer şirket ortaklarının ise , konulan şerhi kabul etmediklerini, beyan ettiği ve kararın altına şerh edildiği, yani şirkete özel denetçi atanması talebi gündem de olmadığı halde gündem dışı madde olarak eklendiği ve oylama yapılarak, çoğunluk pay sahiplerince kabul edilmediği görülmüştür. Davacının, işbu davasını, 26/07/2016 tarihinde yasal süresi içerisinde açtığı anlaşılmıştır. Davacının, genel kuruldan önce şirkete özel denetçi atanması hususunda, genel kurul gündemine madde eklenmesi istemini Ankara ... Noterliğinin 31/05/2016 tarih ve 19431 esas sayılı ihtarnamesi ile talep ettiği, söz konusu ihtarnamenin 01/01/2016 tarihinde şirkete tebliğ edildiği görülmüştür....
Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/02/2015 gün ve 2014/975-2015/185 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: 6102 sayılı TTK'nın 439. maddesi kapsamında davalı şirkete özel denetçi atanması isteminin reddine ilişkin 24.02.2015 tarihli karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de, mahkemece özel denetçi atanması isteminin kabul veya reddine dair verilen kararlar TTK'nın 440/2. maddesi uyarınca kesindir. HUMK’nın 432/4. maddesine göre, temyizi kabil olmayan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay ilgili Dairesi tarafından da bu konuda karar verilebileceğinden, davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir....