Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, ortaklar kurulu kararının iptali istemine ilişkin olup dava konusu 20.08.2008 tarihli ortaklar kurulu toplantısının 5. maddesi ile ihtarlara rağmen toplantı tarihine kadar sermaye borcunu yerine getirmeyen davacının ortaklıktan ihracına karar verilmiştir. Bozma kararından sonra alınan 27.04.2015 ve 04.04.2016 tarihli bilirkişi raporlarından 15.11.2006 tarihinde şirket sermayesinin 20.000.000.- TL'den 30.000.000.- TL'ye çıkarıldığı, bir kısım hisse devirlerinden sonra davacının bu arttırılan sermayeden kaynaklanan 3.333.333.- TL sermaye borcu kaldığı anlaşılmaktadır....

    -2- hisse bedelini yatırdığı tarihte ayrıca 270.000 TL davacı şirket hesabına yatırmış ise de, bu şekilde şirket hisse devrinin mümkün olmadığı, 23.10.2010 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında sermaye artırımı kararı alınmış ise de, davacının süresi içerisinde sermaye arttırım bedelini ödemediği, davacının davalı şirkete yaptığı ödemenin sebepsiz zenginleşme niteliğinde olup, davacının 90.000 TL alacağı yönünden 30.01.2011 tarihinde davalıyı temerrüte düşürdüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davacının 210.000 TL'lik ödenmiş nakdi sermaye karşılığı 8400 şirket ortaklık payı bulunduğuna ilişkin şirket ortak pay defterine kaydedilmesi yönündeki talebinin reddine, 90.000 TL'nin temerrüt tarihi olan 30.01.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair tesis edilen karar, taraf vekilleri ile fer'i müdahil vekilinin temyizi üzerine, Dairemizce ilamda belirtilen nedenlerle bozulmuştur....

      DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) DAVA TARİHİ : 21/09/2021 KARAR TARİHİ : 05/04/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/05/2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket 29.12.1994 tarihli ticaret sicil gazetesi ile kurulmuş olduğunu, müvekkilinin de kurucu ortaklar arasında olduğunu, şirketin kuruluş ana sözleşmesinin 8....

        Bu suçun oluşabilmesi için, tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin dolandırıcılık suçunu ticari faaliyetleri sırasında işlemiş olmaları gerekir. Keza, kooperatif yöneticilerinin bu nitelikli halden cezalandırılabilmeleri için suçun kooperatifin faaliyeti kapsamında, işlenmesi gereklidir. Bu suçun faili tacir veya şirket yöneticisi yada şirket adına hareket eden kişi yada kooperatif yöneticisi olabilir. Somut olayda; sanığın yetkilisi olduğu konfeksiyon şirketi adına ve iki imza ile şirketi temsille çek düzenlenmesi gerektiği halde, aralarında ticari ilişki olan katılana mevcut borcuna karşılık suça konu 19/12/2008 tarihli ve 3.000 TL bedelli çeki düzenleyerek vermek suretiyle dolandırdığı iddiasıyla açılan davada, çekin önceden doğan borca karşılık verildiğinin anlaşılması karşısında atılı dolandırıcılık suçunun unsurları itibariyle oluşmadığından sanığın beraatine dair mahkemenin kabulünde isabetsizlik görülmemiştir....

          Davalı vekili, davacının sermaye koyma borcunu yerine getirmemiş olduğunu bu sebeple eldeki davayı açma hakkının bulunmadığını istinaf başvurusunda dile getirmektedir. Ancak davacının sermaye koyma taahhüdünü yerine getirip getirmediği, yerine getirmemişse bu bağlamda sermaye borcu adı altında ödemesi gereken tutarın ne kadar olduğu hususları davacının genel kurul kararı iptal davası açmasına engel değildir....

            Davalı vekili, davacının sermaye koyma borcunu yerine getirmemiş olduğunu bu sebeple eldeki davayı açma hakkının bulunmadığını istinaf başvurusunda dile getirmektedir. Ancak davacının sermaye koyma taahhüdünü yerine getirip getirmediği, yerine getirmemişse bu bağlamda sermaye borcu adı altında ödemesi gereken tutarın ne kadar olduğu hususları davacının genel kurul kararı iptal davası açmasına engel değildir....

            Şirket Sermaye Ödemesi" olarak belirtilen havaleyi, davalı ile aralarındaki şirket sermayesi verilmesine ilişkin olarak gönderdiğine ilişkin iddiası davalı tarafça kabul edilmemiş, tersine, bu paraların kendisine olan borca dair ödemeler olduğu savunulmuştur. Böylece davalı, davaya konu paranın kendisine gönderildiğini ( maddi vakıayı ) ikrar etmiş, ancak bunların davacı tarafından ileri sürülen nedenle değil, başka bir nedenle gönderildildiğini savunmak suretiyle, vakıanın hukuksal niteliğinin ileri sürülenden farklı olduğunu bildirmiştir. İspat yükünü üzerine alan davalı taraf iddialarını usulüne uygun ve yasal delillerle kanıtlayamamıştır. Her ne kadar davalı tarafından davacıya bir kısım ödemeler yapılmış olsa da bu ödemelerin neye ilişkin olduğu belirli olmadığı gibi davacının yapmış olduğu ödemenin de borcuna ilişkin olduğu iddiasını kanıtlar dosyada delil bulunmamaktadır....

              ün kayınbiraderi olduğunu, davacının herhangi bir şirket tecrübesi ve belli başlı bir işi yokken ablası ve eniştesi olan diğer ortakların himayesinde iş güç sahibi ve şirket ortağı olduğunu, davacının aile fertlerine karşı tek taraflı ürettiği husumeti şirket ortaklığına yöneltmek suretiyle aile fertlerinden intikam almak maksadı ile eldeki davayı açtığını, dava dilekçesinde bahsedilen iddiaları kabul etmediklerini, şirketin maddi anlamda güçlenmesi için dönem dönem sermaye artışları gerçekleştirildiğini, son genel kurulda tamamen şirketin duyduğu ihtiyaç nedeniyle sermaye artışının yapıldığını ve her ortağın üzerine düşen sermaye taahhüdünün de ödenmesinin istenildiğini, davacının bu sermaye artışına katılmak istemediğini, genel kurulda bu hususu belirttiğini ve tüm ortaklarca imzalanan sermaye artışına ilişkin ana sözleşme değişiklik metni ile .../.../... tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığını, davacının iddia ettiği gibi usulsüz bir sermaye artırımı değil, davacının da hazır...

                ------ olduğu, ---- davacı ---- sermayesinin -----ödeneceği ancak, yukarda şirketin ticari kayıtları incelendiğinde sermayenin tamamı olan ------hesabına ödendiği, şirketteki tüm harcamaların bu ödenen para ile finanse edildiğinin görüldüğü, diğer ortak ------- göre henüz sermaye taahhüdünü ödemediğinin anlaşıldığı, -Davalı şirketin aşağıda---- incelendiği üzere, şirketin dönem sonunda ---- ettiği, iş bu zarar ile şirket sermayesin tümünü --- şirketin kaybettiği, bu durum da----- sermaye şirketlerinde sermaye kaybı ve borca batıklık durumunun ortaya çıktığı kanaati tarafımızda hasıl olmuştur.  6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 376....

                  ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/220 KARAR NO : 2022/234 DAVA: TİCARİ ŞİRKET (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ : 06/04/2021 KARAR TARİHİ : 08/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasında dosya üzerinde yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili, ---- tarihinde davaya konu şirketi iki ortak olarak kurduğunu, müvekkilinin kuruluş tarihi itibariyle şirkette hissesi %60 olup daha sonradan yapılan hisse devirleri neticesinde bu hissesinin azaldığını, şirketin ----- tarafından alınan karar ve yapılan hisse devri ile---- devrettiğini, müvekkilinin davaya konu şirkette --- oranında bir hissesinin kaldığını, şirketin kuruluşunda şirketin sermayesi ---bedel ilan edilmiş ve ------- tescil edildiğini, ----- ortakların sermaye koyma borcu olup müvekkiline bu borcunu ortak olarak yerine getirdiğini, ayrıca şirket ----- tarafından ortaklara herhangi...

                    UYAP Entegrasyonu