Mahkemece iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davalının davacı şirketin ortaklarından olduğu, 04.08.2001 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısında, şirket sermayesinin 200.000,00 TL'den 500.000,00 TL'ye çıkartırılmasına karar verildiği, davalının bu toplantıya katıldığı ve sermaye artırımı yönünde olumlu oy kullandığı, ilgili Genel Kurul Kararında, artırılan sermaye payından davalının payına isabet eden sermaye miktarının 1/4'ünün tescil tarihinden itibaren en geç üç ay içerisinde, kalanının ise 12.07.2003 tarihinde ödenmesinin öngörüldüğü, sermaye koyma borcunun muaccel olacağı tarihin genel kurul kararında belirtildiği, şirket ana sözleşmesinde de bu hususta değişiklik yapıldığı, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda faiz hesabı yapılması için dosyanın bilirkişiye tevdii edildiği, alınan raporun usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının ... 2....
Buna karşın alacaklılara karşı sınırlı sorumlu olan ve şirket için sermaye yatırımcısı konumu ön plana çıkan komanditer ortağın ortaklık kârından elde ettiği pay Gelir Vergisi Kanunu'nun 75. maddesinin ikinci fıkrasının (2) numaralı bendi uyarınca iştirak hisselerinden doğan kazançlar zümresine dahil olan menkul sermaye iradı hükmündedir. Olayda davacının adi komandit şirketin komandite ortağı olduğu, adi komandit şirketin limited şirketten kâr payı elde ettiği, davacının adi komandit şirketteki ortaklığı nedeniyle ticari işletme bünyesine limited şirketten intikal eden kâr payını şahsi ticari kazanç olarak elde ettiği ihtilafsızdır. Bu nedenle davacının ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır....
Ayrıca Limited Şirketlerde şirket ortağının şirket tüzel kişiliğine sermaye koyma borcu olması ve şirket tüzel kişiliğinin şirket ortağında mal hak ve alacağının bulunması halinde şirketin alacaklıları tarafından İİK mad. 89 uyarınca bu alacak kalemlerinin haczinin mümkün olduğu, şirket ortağının şirket tüzel kişiliğine karşı üçüncü kişi konumunda olduğu, bu durumda haciz ihbarnamesinin şirket ortağına da gönderilebileceği anlaşılmıştır. Dosyadaki verilere göre davacının borçlu şirket ortağı olması dava dışı şirkete sermaye koyma borcunun bulunması ve davacının davalı şirkete herhangi bir borcunun olmadığı yönünde iddiasını ispatlar delillerin tespit edilememesi nedeni ile davacı tarafın üçüncü haciz ihbarnamesi nedeni ile borçlu olmadığının tespiti isteminin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
kaynaklarına en kısa zamanda intikali kaçınılmaz olup, şirketin mali ve sermaye yeterliliği bakımından zorunlu olduğunu, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu 5 (3) maddesi ve ikincil mevzuatlar kapsamında acilen ulaşılması gereken asgari tutarının, Maliye Bakanlığı görüş ve onayı ile 10.583.392,00 TL olduğunu, sermaye yeterliliğine ilişkin, hesaplanan öz sermaye tutarının gerekli öz sermaye tutarının altına düştüğünü, sermaye yeterliliğinin karşılanmaması durumunda 5684 s....
nin 2018 ve 2019 yılı 501-Ödenmemiş Sermaye Hesabının incelenmesi ile ortaklar ... ERTURAHAN 501-Ödenmemiş Sermaye Hesabına 2018 yılında "Sehven Sermaye Düzeltme" açıklamasıyla 25.000,00-TL, diğer ortak ...'un 201-Ödenmemiş Sermaye Hesabına 50.000,00-TL ödeme kaydı yapılmadığının ancak bu kayıtların 2019 yılında "Sehven Düzeltme Fişi" açıklamasıyla düzeltildiğinin tespit edildiği, NEDJM İnfak Makina ve Dış Tic. Ltd. Şti.'nin 2018 yılı ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde, şirketin 03/04/2018 tarihinde Karbonil Metal Kimyevi Maddeler San. Tic. A.Ş.'...
ye sermaye borçlarının olmadığının tespit edildiği, NEDJM İnfak Makina ve Dış Tic. Ltd. Şti.'nin 2018 ve 2019 yılı 501- Ödenmemiş Sermaye Hesabının incelenmesi ile ortaklar T3 501- Ödenmemiş Sermaye Hesabına 2018 yılında "Sehven Sermaye Düzeltme" açıklamasıyla 25.000,00- TL, diğer ortak T4 201- Ödenmemiş Sermaye Hesabına 50.000,00- TL ödeme kaydı yapılmadığının ancak bu kayıtların 2019 yılında "Sehven Düzeltme Fişi" açıklamasıyla düzeltildiğinin tespit edildiği, NEDJM İnfak Makina ve Dış Tic. Ltd. Şti.'nin 2018 yılı ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde, şirketin 03/04/2018 tarihinde Karbonil Metal Kimyevi Maddeler San. Tic. A.Ş.'...
Maddesi gereğince, sermaye arttırımı yapılmasına ve şirket ana sözleşmesinin sermayeye ilişkin maddesinin değiştirilmesine karar verildiğini, öz varlığa ve sermayenin korunduğuna ilişkin tespit yapılmaksızın şirketin sermaye arttırımına gitmesinin yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, 31.10.2022 tarihinde yapılan 2022 yılına ait Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında gündemin 3. Maddesi gereğince, oy çokluğu ile alınan, şirket sermayesinin arttırılmasına ve şirket ana sözleşmesinin sermaye dair 6.1. maddesinin tadiline ilişkin kararının hukuka ve kanuna aykırı olması nedeniyle TTK.m.445/1 ve ilgili yasa hükümleri uyarınca iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Halkbank A.Ş.nin temyizi süresinde olmadığından reddi gerekmiştir. 2-İflasın ertelenmesi talebinde bulunan şirket vekili, şirketin finansman sıkıntısı çektiğini, iyileştirme projesine göre şirketin nakit para ihtiyacını ortakların taşınmazlarını satarak gidereceğini belirtmiştir. Şirket ortaklarının sermaye koyma borcunu yerine getirmediği tespit edilmiştir. Ortakları sermaye koyma borcunu yerine getirmeyen şirket erteleme talebinde iyiniyetli kabul edilemez. Mahkemece bu yönün gözetilmemesi isabetsiz olduğu gibi hüküm fıkrasının 10 ve 11. sırasında yer alan tedbirler ertelemenin amacına uygun olmadığından bu tedbirlere hükmedilmesi de usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle Halkbank A.Ş.nin temyiz isteminin reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 06.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Daire : ÜÇÜNCÜ DAİRE Karar Yılı : 1998 Karar No : 1650 Esas Yılı : 1997 Esas No : 293 Karar Tarihi : 07/05/998 ŞİRKET ORTAĞINDAN DÖVİZ KARŞILIĞI VE VADELİ OLARAK SATIN ALINAN MAL BEDELİNİN ÖRTÜLÜ SERMAYE KUR FARKININ DA ÖRTÜLÜ SERMAYE ÜZERİNDEN ÖDENEN FAİZ OLARAK KABULÜ GEREKTİĞİ HK....
Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. 6335 Sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5 inci maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu'nun 1 inci maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re'sen incelenir....