Şti’ne verildiği iddia edilen çeklerin apel borcuna mahsup edilmesinin doğru olmadığı kaldı ki, çeklerin karşılıksız olduğu gibi, çeklerle yapılan ödemelerin şirket kayıtlarına da işlendiği ve kayıtlarda sermaye borcuna mahsup edildiği kabul edilmiş ise de, şirket kayıtlarına davalı tarafından yazıldığı ve diğer ortağın ihtarıyla kayıtlardan çıkartıldığına dair itirazlar da bulunduğu ve bu itirazlar üzerinde de hiç durulmadığı ayrıca, şirket ile dava dışı Berko İnşaat Ltd....
nun sermaye koyma borcunu yerine getirdiğini ispatlayamadığı, davacı/karşı davalının şirketten çıkarılması için haklı nedenlerin mevcut olduğu, sermaye koyma borcunu yerine getirmeyen davacı/karşı davalının kardan pay talep edilemeyeceği ve payını karşılığını da talep edemeyeceği, davacı/karşı davalının mal varlığında bir azalma olduğunu delillerle ispatlayamadığından bu nedenle haksız fiile dayalı tazminat talebinde de bulunamayacağı gerekçesiyle, davacı karşı davalı tarafından davalı karşı davacılar aleyhine açılan şirketten çıkarılmaya izin verilmesi talebinin kabulüne, diğer taleplerin reddine, karşı dava açısından ise, davacı karşı davalı vekilinin şirketten çıkma talebinin kabul edilmiş olması nedeniyle karşı davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karşı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/02/2019 NUMARASI : 2018/533 ESAS - 2019/146 KARAR DAVA KONUSU : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin) KARAR : Davacı tarafından davalı aleyhine Afyonkarahisar Asliye 3.Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)'nin 2018/533 Esas sayılı dosyası ile açılan ticari şirket davasında 06/02/2019 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde; DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile 18.01.2018 tarihinde SRC kursu işletmeciliği yapmak için adi ortalık sözleşmesi imzaladıklarını, davalının adi ortaklığın kurucu ortaklarından olup, sözleşmeye göre ana sermayenin %50’sine denk gelen 5.000,00 TL sermaye koyma borcunu üstlendiğini, davalının ortak sözleşmeye göre sermaye koyma borcunu yerine getirmediğini, ortaklığın faaliyete geçmesi için gerekli harcamalar tarafınca yapıldığı ancak davalının ortak olan sermayeyi...
İnceleme raporunda tahsisli sermaye artırımında birinci uygulama başlığı olarak, çoğunlukla şirkette tek başına yönetim hâkimiyetine sahip olan hissedarın, sermaye avansı olarak şirkete nakdi borç verdiği ve şirketten olan bu nakit alacağına karşılık olarak (Pay Tebliği kapsamında) şirket tarafından SPK’ya tahsisli sermaye artırımı başvurusunda bulunulduğu, SPK tarafından sermaye piyasası mevzuatı çerçevesinde gerçekleştirilen incelemeler neticesinde, ilgili başvurunun olumlu karşılanması durumunda, şirket ortağının şirketten olan alacağını sermaye koyma borcuna mahsup etmek suretiyle şirket sermayesindeki payını artırdığı ifade edilmiştir....
anlaşılacağı üzere müvekkilinin sermaye taahhüdünün tamamını ödediğini, şirketin 31.12.2005 tarihinde sonra defalarca yapılan genel kurullara sunulan tasdik edilen onaylanan şirket bilançolarında hiçbir şekilde müvekkilinin sermaye koyma borcunun ödenmediğine ilişkin kayıt bulunmadığını, aksine tüm kayıtların sermaye koyma borcunu ödediğini gösterdiğini, davalı şirketin 31.12.2005 tarihinden sonra müvekkilinin de katıldığı iki defa genel kurul kararı ile sermaye artırımına gittiği gözetildiğinde esas sermayesi tamamen ödenmemiş şirketin sermaye artırımına gidemeyeceğini, hissesine düşen sermaye artırım bedelini ödediğini, müvekkilinin sermaye yapı taahhüdüne ilişkin ödemenin usulsüz olduğunu ileri süren davalının bu durumu şirket kayıtları ile açıkça ortaya koyması, eğer usulsüz bir ödeme var ise bu durumu usulsüz ödeme yapılan tüm ortaklara bildirmesi ve ortaklardan alacağın tahsilini gerektiren bir işlem iken bu durumun bir ortaklıktan çıkarma nedeni olarak ortayla konulmaya çalışılmasının...
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin 2007 yılında 10.000,00 TL sermaye ile ortaklar... ve ... tarafından kurulduğunu, 04.11.2009 ve 22.11.2010 tarihli kararlarlar ile sermaye artırımına gidildiğini belirterek müvekkilinin ve davalı şirket ortağının bugüne davalı şirkete yatırmış oldukları paranın belirlenmesine, bu tutarların ortakların ayrı ayrı sermaye borcuna karşılık gelen kısmının ve ortaklardan her birinin şirkete olan sermaye borcunun tespitine, sermaye borcunu aşacak şekilde ödeme yapmış ortağın şirketten olan alacağının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP 1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin sermaye borcunun önemli bir kısmını ödediğini, davacının sermaye borcunu ödediğinin ispatı gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir. 2.Diğer davalı cevap vermemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ve davalı ...'...
Şti'nin ortağı olduğunu, davalı tarafın ana sözleşme gereğince sermaye koyma borcunu yerine getirmediğini, genel kurul toplantılarına katılmadığını, davalının gönderilen ihtarnameye rağmen ödeme yapmadığını belirtilerek, davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafın ana sözleşme gereğince üzerine düşen sermaye koyma borcunu yerine getirmediği, 640/3. maddesine göre şirket ortağının ortaklıktan çıkarılması için haklı sebebin oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....
, şirket sermayesinin 20.000.000,00 TL'ye çıkartılmasına ilişkin 18/01/2012 tarihli Genel Kurul Kararı, ......
e gönderilen 17/12/2019 tarihli, şirket sermaye arttırımına iştirak konulu ihtarname ile 29/03/2019 tarihli ortaklar kurulu toplantısında kendisine davalı şirket uhdesinde tutulduğu bildirilen ve Eylül 2018 tarihinden itibaren davacıya ödenmeyen maaş ve kar payı alacağının, 30.000,00-TL sermaye borcuna mahsup edilerek davalı şirket hesabına yatırılmasının ve sermaye attırımına iştirakinin sağlanmasının ihtar edildiği, dava dışı ...'...
Sermaye koyma taahhüdü yerine getirilip sermaye şirket malı olduğunda, şirket borçlarından dolayı sermayenin türüne göre İİK'nun taşınmaz, taşınır, alacak vb.. haczine dair hükümler uygulanır. TTK'nun 543. maddesi uyarınca da anonim şirketin tasfiyesi halinde önce şirketin borçları ödenir ve pay bedelleri geri verilir. İlgili hüküm uyarınca şirket borçlarından dolayı alacaklıların şirketin tasfiye payını haczi mümkündür. 6102 sayılı TTK'nun 133. maddesinin ikinci bendine göre alacaklılar sermaye şirketlerinde borçlulara ait olan senede bağlanmış veya bağlanmamış payların 09.06.1932 tarih ve 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini isteyebilirler. Haciz istek üzerine pay defterine işlenir. Bu hüküm sermaye ve şirket hissesi haczinin İcra ve İflas Kanunu'na göre yapılması gerektiğini öngörmektedir....