Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Anonim şirketlerde sermaye koyma borcunda temerrüde düşülmesinin sonuçları TTK md. 482-483'te düzenlenmiştir. TTK md. 482'de temerrüdün genel sonuçları, TTK md. 483'te ise ıskat usulü düzenlenmiştir. Pay sahibinin belirlenen vadede sermaye borcunu ifa etmeyip temerrüde düşmesi halinde Şirket yönetim kurulu mütemerrit pay sahibini, kısmi ödemelerden doğan haklardan mahrum etmeye ve şirketten çıkarmaya yetkilidir. (TTK 482/2) TTK'nın 482/1 (6762 sayılı TTK 407/1) maddesine göre sermaye koyma borcunu süresinde yerine getirmeyen ortak ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşeceğinden ve şirket sermaye borcunun temerrüt faizi ile birlikte ödenmesini talep edebileceğinden, temerrüt faizinin ödenmemesi halinde sermaye koyma borcunun yerine getirildiğinden bahsedilemeyecektir....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 16/06/2021 NUMARASI: 2020/300 Esas 2021/603 Karar DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2021 Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü; DAVA : Davacılar vekili, davalı şirketin 07/12/2017 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan 8 numaralı karar ile davalı şirket esas sözleşmesinin Sermaye başlıklı 6.maddesinin değiştirilmesine ve şirketin sermayesinin 2.500.000-TL’den 7.000.000-TL’ye yükseltilmesine karar verildiğini, şirket hakim hissedarı ...’ın 1.765.056,23-TL sermaye borcunun 1.412.659,32- TL’lik kısmını ödemediğini, bu hususun özel denetçi raporu ile tespit edildiğini, sermaye koyma taahhüdünü yerine getirmeden artırım kararı alınmasının TTK m.456/1’in emredici hükmüne aykırı olduğunu,yapılan sermaye artırımının azınlık pay sahiplerini zarara uğratmak maksadıyla yapıldığını, 27/01/2017 tarihli genel kurul...

      nin davadan önce şirketten aldığı borcu kapattığı, tüm ortakların sermaye koyma taahhütlerini tamamen yerine getirmedikleri, sermaye taahhüt koyma borcunu yerine getirmeyen ortaklarla ilgili şirket tarafından ıskat veya borcun tahsili yoluna gidilebileceği kanaatine varılmakla ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Müvekkilinin merkezi Ankara’da bulunan ......

        Dosya kapsamına uygun, gerekçeli denetim ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyetinin raporunda ve ilk derece mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere; dava dışı şirketin davacı da dahil olmak üzere bütün ortaklarının dava dışı şirkete koymayı taahhüt ettikleri sermaye borcunu yerine getirmediği, dava dışı şirketin ortakları hakkında sermaye taahhüdünü yerine getirilmemesinden ötürü hukuki yola başvurularak sermaye taahhüdüne ilişkin borcun yerine getirilmesinin sağlanabileceği gibi ortağın şirket ortaklığından ıskatına da karar verilebileceği halde davalı şirketçe bu yönde herhangi bir hukuki işleme başvurulmadığı, davacı yanca, davalıların yönetici sıfatıyla şirketi zararlandırıcı eylem ve işlemlerde bulundukları ve üstelik üzerlerinde ciddi şirket parası varken ve şirket zarar ederken bu konularda davalı olan yönetim kurulu üyelerinin hiçbir yasal görevlerini ifa etmedikleri iddia edilmiş ise de, davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre davalıların dava dışı şirkete...

        KARŞIOY Dava, fiilen ödenmediği halde kayıtlarda ödenmiş gibi gösterilen sermaye borçlarının davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Davacı, fiilen ödenmeyen apel ödemelerini fiktif olarak ödenmiş gibi göstermiş olmaları nedeni ile oluşan şirket zararından davalıların sorumlu olduklarını iddia etmiştir. Davacı şirket bir anonim şirket olup, ...’nun 269. maddesi uyarınca borçlarından dolayı yalnız mamelekiyle sorumlu bulunup, ortakların sorumluluğu ise taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile sınırlıdır. Yine anılan Kanun’un 140. maddesinde her ortağın usulüne uygun tanzim ve imza edilmiş şirket mukavelesiyle koymayı taahhüt ettiği sermayeden dolayı şirkete karşı borçlu olduğu düzenlenmiştir....

          Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;davalı şirketin esas sözleşmelerinde ortaklar için ek ödeme yükümlülüğü getiren bir hükmün bulunmadığından davacının sermaye koyma borcu dışında şirket borçlarından sorumlu olmadığı, şirket defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulmamış olması nedeniyle davalı şirket lehine delil olamayacağı, davacının davalı ...'un hesabına 33.500,00 TL ödeme yaptığı, bu paranın şirket için kullanıldığının ispatlanamadığı, bu anlamda davacının davalı ...'tan 33.500,00 TL alacaklı olduğu, bunun dışında diğer ödemelerin şirket için yapıldığı sonucuna varılamayacağı, Birleşen dava yönünden alınan bilirkişi raporuna göre davalı tarafından yapılan tadilat, dekorasyon ve tefrişat işlerine ait 115.907,00 TL bedelli masraflardan davacının sorumlu olmadığı, alacağı temlik aldığı ...'...

            Anonim şirkete sermaye olarak konulabilecek ve konulamayacak unsurlar ile, sermaye olarak konulabilecek ayınlara ve işletmelere değer biçilmesine yönelik ilkeler TTK. 342-343 maddelerinde düzenlenmiştir. TTK 342. madde : "Üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikri mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir. Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar sermaye olamaz." TTK 343. madde "Konulan ayni sermaye ile kuruluş sırasında devralınacak işletmelere ve ayınlara, şirket merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce değer biçilir....

              Mahkemece, tüm dosya kapsamına, toplanan delillere ve düzenlenen bilirkişi raporuna göre, davalının şirket ana sözleşmesinin 6.maddesinde belirtilen sermaye koyma borcunu yerine getirmediği gerekçesiyle, davacının davasının kısmen kabulü ile, davalının takip dosyasına konu alacağa yönelik itirazlarının kısmen iptali ile 33.000,00 TL asıl alacak, 180,82 TL işlemiş faiz olmak üzere, 33.180,82 TL’nin asıl alacağa takip tarihindeki avans faiz oranını geçmeyecek ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebinin reddine; davalının takibe konu asıl alacağın %40’ı oranında ....200,00 TL icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmiştir....

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/442 Esas KARAR NO : 2023/484 DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ : 07/07/2023 KARAR TARİHİ : 05/09/2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davacı ... , "... Ltd. Şti." nin kurucu ortaklarından biri olduğunu, ... tarihinde Kişisel Bakım ve Güzellik hizmeti veren işletmeyi Ticaret sicil Gazetesine tescil ederek faaliyete başladığını, söz konusu şirketin bir diğer kurucu ortağı olarak görünen ...'ün ise bir sermaye sağlamamasına karşın, davacının kendisine duymuş olduğu güvene istinaden yarı yarıya ortak olarak gösterildiğini ve şirket ana sözleşmesinde hem davacı ... hem de davalı ...'ün münferiden şirket müdürü olarak atandığını, ... ve ...'...

                  un tahvil alımı konusunda yaşayabileceği riskleri bildiğinin varsayılmasının kabul edilemez olduğunu, yurtdışında gerçekleştirilecek işlemlere ilişkin risk bildirim formunun bulunmadığını, imzalanan belgelerin kabul beyanı olmadığını, davacının nitelikli yatırımcı beyanının da olmadığını, davalının özen ve sadakat borcuna aykırı davrandığını belirterek rapora itiraz etmiştir. Davalı şirket vekili 24/02/2021 tarihli dilekçesiyle raporda geçen usuli hataya ilişkin mütalaayı kabul etmediklerini, ancak esasa ilişkin değerlendirmelere katıldıklarını ifade ederek davanın reddini talep etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu