Bozma üzerine yapılan yargılamada 15.11.2016 tarihli bilirkişi raporu uyarınca, 18.08.2009 tarihli kök rehin sözleşmesi ve 08.03.2010, 20.05.2010, 26.10.2011 tarihli ek hisse rehin sözleşmelerinde de yeni hisselerin rehinli hisselerden sayılacağı bunun taraflarca kabul edildiği bu hisselerin beyaz cirolu olarak rehin alana teslim edileceği ve kök rehin sözleşmesi gereğince kök rehin sözleşmesinden sonra yapılacak sermaye artırımlarından sonra ek rehin sözleşmesi yapılması gerektiği ve beyaz cirolu teslim şartı konulduğu ancak 31.12.2013 tarihli sermaye artırımından sonra kök rehin sözleşmesindeki şarttan ve sonraki sermaye artırımları akabinde yapılan ek rehin sözleşmelerinden farklı olarak yeni bir ek rehin sözleşmesi yapılmadığı ve bu sebeple 31.12.2013 tarihli sermaye artımı sonrası ortaya çıkan yeni çıplak hisselerin rehinli sayılamayacağı gerekçesiyle davacı yanın rehine dayanan istihkak iddiasının reddine karar verilmiş hüküm davacı üçüncü kişi tarafından esasa ilişkin olarak ve...
AHM'ye sunmuş olduğu cevap dilekçesi ve mahkememizdeki yargılama aşamasındaki beyanlarında özetle; müvekkili şirket tarafından davalı şirket ile dava dışı şirket ortakları olan ..... ve ...... aleyhine tasarrufun iptali davası açtıklarını, söz konusu davanın sürüncemede bırakılması için müvekkili şirket aleyhine sermaye arttırımına ilişkin kararın gerçeği yansıtmadığından bahisle iptal davası açtıklarını, söz konusu sermaye arttırımına ilişkin karar ile iş bu kararın iptalinin müvekkili şirketle hiçbir ilgisi bulunmadığını, bu nedenlerle müvekkili şirket aleyhine açılan davanın öncelikle pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir. Küçükçekmece .... AHM .... esas ...... karar sayılı ilamıyla, daha önce asıl davadan tefrik edilen sermaye artışından muvazaa konulu dava yönünden görevsizlik kararı vermiş, iş bu kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine İBAM ......HD ........
GEREKÇE: 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir. Somut olayda, davacı tarafından alacak davası açılmış olup: davacı ... tacir ise de, davalı ...'ın TTK'nın 4. maddesi kapsamında tacir olmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davalının ... adı altında bir şirket kurarak bir takım ticari faaliyetler yürütmek adına girişimde bulunduğu iddiası ile bu süreçte nakit şekilde ......
Ticaret mahkemelerinin görevi TTK'nın 5. maddesinde düzenlenmiş ve maddenin 1. bendinde "Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir." denilmiştir. Bir davanın ticari dava olup olmadığı ise TTK'nın 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmekte olup bu maddeye göre: her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın kanunda sayılan hususlardan doğan uyuşmazlıklar ticari dava olarak kabul edilecektir. Yani bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede açıkça sayılan davalardan olması gerekir....
-TL’den müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, şirketin sermaye artırımı 14.06.2002 tarihinde yapıldığından ve ödenmemiş apelin bu tarih itibari ile şirket kasasına girmiş olması gerektiğinden TTK 140. ve 141. maddeleri uyarınca her apel ödemesinin sermaye arıtırım tarihinden itibaren işleyecek kademeli ticari faizi ile birlikle tazmininin gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalması kaydı ile toplam 60.000,00 TL apel ödemesinden 5.560,00 TL tutarlı kısmının tablo 1’de ismi yazılı şirket hakim ortaklarından fiktif apel tahsilatından sorumlu oldukları tespit edilerek, sorumluluğun doğduğu tarihten itibaren işleyecek ticari faizle şirket ortakları, yönetim ve denetim kurulu üyeleri ve şirket çalışanları ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, tablo 2’de belirtildiği şekilde yönetim kurulu üyesi olmayan şirket ortaklarından 14.06.2002 tarihinden itibaren işleyecek faizle birlikte tahsiline, tablo 3’de belirtildiği üzere şirket ortaklarının muvazaalı işlemlerine...
DAVA : Öz Sermaye Tespiti DAVA TARİHİ : 08/01/2024 KARAR TARİHİ : 09/02/2024 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/02/2024 Mahkememizde görülmekte olan Öz Sermaye Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket yönetim kurulunun 20.12.2023 tarih ve .... sayılı sermaye artırım kararı uyarınca müvekkili şirket adına kayıtlı bulunan .... parsel ... metrekare .... ve arsası,.... , .... parsel .... metrekare 3 katlı ... ve arsası, .... nolu Bağımsız bölüm-Dükkan, .... nolu Bağımsız bölüm-Dükkan,.... nolu Bağımsız bölüm-Dükkan nitelikli taşınmazların ayni sermaye olarak şirket sermayesine katılması için taşınmazların ayni sermaye değer tespitinin yapılmasını talep etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, TTK'nın 343. maddesi gereğince şirkete ayni sermaye olarak konulmak istenen taşınmazların değer tespiti talebine ilişkin olup mahkememizce davacı tarafından dayanılan deliller toplanmış, ...'...
Dava konusu ödeme emrinin 2013 yılının Ocak ila Aralık dönemlerine ait katma değer vergileri ve bu vergiler üzerinden kesilen vergi ziyaı cezaları ile "4315" kodlu 6736 sayılı Kanun kapsamında katma değer vergisi artırımından doğan vergi borçları dışındaki vergi borçlarına ilişkin kısmı yönünden yapılan inceleme: Söz konusu vergi borçlarının 6736 ve 7020 sayılı Kanunlar kapsamında asıl borçlu şirket tarafından yapılandırıldığı, ancak ihlal edilmeleri nedeniyle yapılandırmaların iptal edilmesini takiben asıl borçlu şirket adına yeniden ödeme emri düzenlenmeksizin kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği görülmektedir. Bu durumda, anılan vergi borçları yapılandırma işlemleriyle birlikte nitelik değiştirip yeni bir borç haline gelmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/196 Esas KARAR NO : 2021/439 DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ : 08/11/2017 KARAR TARİHİ : 19/03/2021 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ortağı olduğu davalı ------ ödünç para verdiğini, bu tutarın davalıdan ticari faizle birlikte tahsilini, ayrıca şirketin diğer ortağı olan diğer davalının müvekkilini şirkete sokmadığı, aralarında çıkan sorunlar nedeni --------- ortamı kalmadığından şirket ortaklığından ayrılmasına ve fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak üzere şimdilik 3.000,00 TL nin ticari faizle birlikte -------------- olarak davalı ---------- yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
nin ayni sermaye olarak konulmasına karar verilen paylarının değerinin belirlenmesi amacıyla, müvekkili şirketin tüm ortaklıkları, projeleri, iştirakleri ve bağlı ortaklıkları da dikkate alınarak şirket değerlemelerinde yaygın olarak kullanılan İndirgenmiş Nakit Akışları Değeri Yöntemi (...) kullanılarak şirket defter ve belgeleri üzerinde yerinde inceleme yapılması hususunda yetki verilerek Sayın Mahkemeniz tarafından bilirkişi atanmasını talep ve dava etmiştir. Dava, Ayni Sermaye Olarak Konulacak Payların Değerinin Tespiti istemine ilişkindir....
Asliye Ticaret Mahkemesince, şirket hisse devirlerinin şekli yönden uyuşmazlık konusu olmadığı, davacının genel hükümler uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre, bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir. Somut olayda davacılar vekili, davalı gerçek kişilerle müvekkillerinin kardeş olduklarını, 18/07/2006 tarihinde vefat eden ...'ın mirasçıları olduklarını, murislerinin ölmeden önce İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü'nde ... sicil no.da kayıtlı ......