WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Ticari davalar kendi aralarında, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılır. Mutlak ticari davalarda tarafların sıfatlarına ve dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmazken Kanun o davayı ticari dava olarak tanımladığı için ticari dava sayılır. Mutlak ticari davalar, TTK nın 4/1/a-f bentleri arasında sayıldığı gibi, Kooperatifler Kanunu (md.99), İcra ve İflas Kanunu (md.154), Finansal Kiralama Kanunu (md.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiştir. ............. Somut davaya bakıldığında; davalı ... Başkanlığının tacir sıfatının olmadığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin yukarıda belirtilen mutlak ticari davalar kapsamına girmediği gibi davalının tacir olmaması sebebiyle eldeki davanın nispi ticari dava kapsamında da kalmadığı açıktır....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 07/09/2022 NUMARASI : 2022/533 ESAS - 2022/469 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) KARAR : Davacılar tarafından davalı aleyhine Konya 4....

    T.in hazır bulunup müşterilere brifing verdiğini ileri sürerek, şimdilik (100.000) adet Uçak (Usaş) hisse senedinin 17.01.1996 tarihinden itibaren bedelli ve bedelsiz sermaye artışından ve kâr payı ödemelerinden kaynaklanan hakları ile birlikte davalılardan istirdadına, bedelli sermaye artırımından kaynaklanan haklara ait apel bedelinin alacaktan mahsubuna, kâr payı ödemelerinin ödendiği tarihten itibaren reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı MNG Bank A.Ş. vekili, davanın reddini savunmuştur. Davalı O.. T.., davacının kendisine hisse senedi alması için para verdiğinin doğru olduğunu, davacı ile yaptıkları sözlü anlaşma gereği, borcunu döviz olarak ödemeye çalışacağını bildirmiştir....

      nın tüm müşterilerinin hisse senetlerini satıp yurt dışına kaçtığının öğrenildiğini, anılan davalının kurduğu büroların açılışında diğer davalı bankanın yatırım uzmanı hazır bulunup müşterilere brifing verdiğini ileri sürerek, şimdilik (100.000) adet hisse senedinin 17.01.1996 tarihinden itibaren bedelli ve bedelsiz sermaye artışından ve kâr payı ödemelerinden kaynaklanan hakları ile birlikte davalılardan istirdadına, bedelli sermaye artırımından kaynaklanan haklara ait apel bedelinin alacaktan mahsubuna, kâr payı ödemelerinin ödendiği tarihten itibaren reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., davacının kendisine hisse senedi alması için para verdiğinin doğru olduğunu, davacı ile yaptıkları sözlü anlaşma gereği, borcunu döviz olarak ödemeye çalışacağını bildirmiştir....

        Davalı iflas idare memurları, davacı şirketin masaya kaydını talep ettiği alacağın müflisin sermaye arttırım taahhüdünden kaynaklandığını iddia ettiğini, söz konusu talebin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ortaklar genel kurulunun sermaye arttırımına karar vermiş olmasının pay sahipleri açısından sermaye arttırımına katılma yükümlülüğünü doğurmadığını, pay sahiplerinin taahhüt etmiş oldukları sermaye ile sınırlı olarak sorumlu olduklarını, söz konusu yükümlülüğünün yeni bir sermaye taahhüdünde bulunmayı içermediğini, bu nedenle gerek TTK'nın 394, gerekse SPK'nın 12/5. maddelerinde yeni pay alma hakkı ifadesi kullanıldığını, bu çerçevede pay sahipleri açısından sermaye arttırımına katılma yükümlülüğü doğurmaması nedeniyle sermaye artırımından müflis ... iflas idaresinin sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; uyuşmazlığın davacı şirket ortağından miras yoluyla davalı müflis ...'...

          Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş  alacaklar sermaye olamaz. (2)128 inci madde hükmü saklıdır.” hükmünü amirdir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun anonim şirketlere ayni sermaye konulması ile ilgili “değer biçme” başlıklı 343. maddesi; “(1)Konulan ayni sermaye ile kuruluş sırasında devralınacak işletmelere ve ayınlara,   şirket   merkezinin   bulunacağı   yerdeki   asliye   ticaret mahkemesince  atanan bilirkişilerce değer biçilir. Değerleme raporunda, uygulanan değerleme yönteminin somut olayın özellikleri bakımından herkes için en adil ve uygun seçim olduğu; sermaye olarak konulan alacakların gerçekliğinin, geçerliğinin ve 342 nci maddeye uygunluğunun belirlendiği, tahsil edilebilirlikleri ile tam değerleri; ayni olarak konulan her varlık karşılığında tahsis edilmesi gereken pay miktarı ile Türk Lirası karşılığı, tatmin edici gerekçelerle ve hesap verme ilkesinin icaplarına göre açıklanır. Bu rapora kurucular ve menfaat sahipleri itiraz edebilir....

            İşbu dava; ayni sermaye değerinin tespiti davasıdır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun ticaret şirketleri kitabının genel hükümler kısmındaki “sermaye koyma borcunun konusu” başlıklı 127. maddesi; “(1)Kanunda aksine hüküm olmadıkça ticaret şirketlerine sermaye olarak; a)Para, alacak, kıymetli evrak ve sermaye şirketlerine ait paylar, b)Fikrî mülkiyet hakları, c)Taşınırlar ve her çeşit taşınmaz, d)Taşınır ve taşınmazların faydalanma ve kullanma hakları, e)Kişisel emek, f)Ticari itibar, g)Ticari işletmeler, h)Haklı olarak kullanılan devredilebilir elektronik ortamlar, alanlar, adlar ve işaretler gibi değerler, i)Maden ruhsatnameleri ve bunun gibi ekonomik değeri olan diğer haklar, j)Devrolunabilen ve nakden değerlendirilebilen her türlü değer, konabilir. (2)Kanunun 307 nci maddesinin ikinci, 342 nci maddesinin birinci ve 581 inci maddesinin birinci fıkra hükümleri saklıdır.” hükmünü amirdir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun ticaret şirketleri kitabının genel hükümler kısmındaki “sermaye...

              TL Borçlu olduğu, bu borç aktarımına ilişkin dosyada ticari defter ve kayıttan başka bilgi ve belgeye rastlanmadığı, Bununla birlikte salt davalı ticari defter ve kayıtları gereği Davacı ... “ın ... TL Borçlu göründüğü hususunda aksi kanaat oluşması halinde; davalı şirket kayıtlarına göre ödemeler toplamının ....-TL. olduğu, bu tutardan ... TL. sermaye payının düşülmesi ile ... TL. alacaklı olacağı, Davacı ...'ın şirkete yaptığı ödemelerden, hisse devrinden ve ... ile mahsuplaşmadan kaynaklı ( mahsuplaşmaya ilişkin yazılı bir belge ibraz edilmemiştir) tutarlardan oluşmuş ... tarihi itibariyle şirketten ... TL alacaklı olduğu " sonuç ve kanatine varıldığı bildirilmiştir....

                Mahkemece yapılan yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava dışı senet keşidecisi ... ’in şirketin kuruluşu olan 27.02.2014 tarihinden 30.10.2014 tarihine kadar şirket yetkilisi olduğu, TTK.nın 371/1.maddesine göre şirket yetkilisi olarak işletme konusu kapsamında her türlü işlemi yapabileceği ancak davalı lehine düzenlenen bonolar yetkili olduğu süre içerisinde düzenlenmediği hususundaki ispat yükünün davacıya ait olduğu, ancak davacı şirket tarafından bu hususun ispatına yarar bilgi ve belge sunulmadığı, bilirkişi raporunda da belirtildiği şekilde dava dışı şirket temsilcisinin bonoları şirkete sermaye koymak için davalıdan borç aldığının davalının da kabulünde olduğu, şirkete sermaye koyma borcu şirket ortağının şahsi borçlarından olup sermaye koyma borcunun yerine getirilmesi için şirket adına bono düzenlenmesinin TTK.nın 480/3. maddesinde düzenlenen pay sahipleri sermaye olarak şirkete verdiklerini geri isteyemezler, hükmünün aksine sermayenin...

                  Maddesi, "Kanunda aksine hüküm olmadıkça ticaret şirketine sermaye olarak para, alacak, kıymetli evrak ve sermaye şirketlerine ait paylar, fikri mülkiyet hakları, taşınırlar ve her çeşit n, kişisel emek, ticari taşınmaz, itibar, ticari işletmeler, haklı olarak kullanılan devredilebilir elektronik ortamlar, alanlar, adlar ve işaretler gibi değerler, maden ruhsatnameleri ve bunun gibi ekonomik değeri olan diğer haklar, devrolunabilen ve nakden değerlendirilebilen her türlü değer konulabilir, " "Ayni Sermaye" başlıklı 581/1. maddesi "Üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz veya tedbir bulunmayan; nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikri mülkiyet hakları ile sanal ortamlar ve adlar dahil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir, Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacakları sermaye olamaz. (2) 127. madde hükmü saklıdır."...

                    UYAP Entegrasyonu