HUKUK DAİRESİ DOSYA NO: 2024/57 KARAR NO: 2024/81 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 28/09/2023 NUMARASI: 2023/566 Esas 2023/548 Karar DAVA: Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) Arabuluculuk nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü; DAVA: Davacılar vekili; davacıların murisi ...'...
D.İş nolu dosyada açılan delil tespitine ve bu dosyada hazırlanan bilirkişi raporuna itiraz edildiğini, davacı tarafın, şirketteki hisseleri devretmesi gerekirken ve bu hisselere karşılık gelen bedeli bono olarak almışken, devretmemesi sebebiyle kendi kusurundan dolayı zarara uğradığını, müvekkili ...’nın idare ve temsil ettiği şirketin uzun zamandır kar edememekte ve oldukça fazla miktarda vergi ve sigorta prim borcu bulunduğunu, müvekkil şirketin limited şirket olduğu için ortakların vergi ve prim borçlarından dolayı hisseleri oranında şahsi sorumlulukları bulunduğunu, davacı tarafın yıllardır ilgilenmediği şirket ile ilgili borçlardan dolayı sorun yaşayınca kendisi hisse bedelini ve olası zararlarına karşılık gelecek bedeli almamış gibi müvekkili şirketten kar payı istediğini, müvekkili şirketin kar etmemiş olduğundan kar payı dağıtmadığını, davacı tarafın 31.10.2017 tarihinde ihtar çektiğini ve genel kurul çağrısında bulunduğunu belirttiğini, davacı tarafın hisselerini devretmesi...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili ve davalı ... tarafından 19.06.2013 tarihinde kurulan davalı şirketin yönetiminin, münferit imza ile yetkili olmak üzere davalı ortağa bırakıldığını, şirketin anaokulu işletmesi için kurulduğunu, ancak yapılan hiç bir işlemde müvekkilinin fikrinin dahi alınmadığını, okulun ihtiyaçları için kredi kullanılmasının zorunlu olduğu belirtilerek müvekkilinin kefil yapıldığını ve şahsen çekilen kredilerin de şirkete verildiğini, davalı yöneticinin kendisi ve yakınlarına yüklü miktarda maaş ve huzur hakkı ödemesine rağmen, müvekkiline kar payı dahi dağıtmadığını, şirketin mali yapısı ve tabloları hakkında müvekkiline bilgi verilmediğini, bu süreçte tedavi gören müvekkilinin kar payı dağıtılması ve bilgi verilmesi taleplerinin karşılanmadığı gibi, sürekli yeni sermaye talep edildiğini, tek imza ile şirketi temsile yetkili olan davalının, şirketi keyfi şekilde yönettiğini, şirketle ilgili yanıltıcı bilgi...
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalı şirketin %51 hissedarı ve münferiden yetkili müdürü olan dava dışı ... tarafından şirketin idaresi ve faaliyeti hakkında şirketin ortağı aynı zamanda halası olan davacıya bilgi verilmediği, kar payı dağıtılmadığı, 2019 ve 2020 yıllarında şirketin genel kurul toplantılarının yapılmadığı, şirketin sermaye artırımına ilişkin alınan karara davacı ortak adına sahte imza atıldığı, şirketin idaresinde yolsuzluklar yapıldığı, dolayısıyla şirket ortakları arasındaki güven ilişkisinin sarsıldığı iddiaları ileri sürülerek iki ortaklı limited şirketin haklı nedenle feshi, olmadığı takdirde ayrılma payı ödenerek şirket ortaklığından çıkma ve kar payının dağıtılması istemleriyle açılan dava kapsamında, halen davalı şirket yönetiminde yer alan şirket ortağı ve yetkili müdürünün görevini kötüye kullandığından ve şirketi basiretli bir şekilde yönetemediğinden davalı şirkete tedbiren kayyım atanmasına, şirketin mal varlığının...
DAVA Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, şirket yetkilisi olan diğer ortağın şirketin işleyişine ilişkin olarak müvekkiline bilgi vermediği gibi elde edilen şirket kazancından kar payı da ödemediğini, şirket yetkilisinin bu olumsuz tavrından kaynaklı olarak şirket ortağı ile müvekkili arasındaki anlaşmazlık ve husumetin uzun süredir devam ettiğini, yetkili temsilcinin şirketin hesaplarından kişisel harcamalar yaptığını, şirket adına trafikte kayıtlı olan 4 aracın şirket yetkili temsilcisinin kontrolünde ve zilyetliğinde olduğunu belirterek müvekkilinin haklı sebeple şirket ortaklığından çıkmasına izin verilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL'nin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında talebini toplam 226.305,04 TL olarak ıslah etmiştir....
vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Davacılar vekili, müvekkillerinin ortağı bulunduğu davalı şirkette 8 yıldır kâr payı dağıtılmadığını, şirket ortakları arasında gruplaşma ve bir kısım şirket ortaklarına örtülü kar aktarımı olduğunu, müvekkillerinin bilgi alma ve inceleme haklarının engellendiğini, bu durumların mahkemenin 2012/706 Esas-2013/301 Karar sayılı ilamı ile tespit edildiğini, müvekkilleri ile diğer şirket ortakları ve yönetimi arasında güven ilişkisinin kalmadığını ileri sürerek, TTK'nın 638. maddesi uyarınca müvekkillerinin haklı sebeplerle davalı şirket ortaklığından çıkmalarına, şirketin mal varlığı ve gerçek değerinin tespiti ile çıkma paylarının müvekkillerine ticari faiziyle birlikte ödenmesine...
Mahkemece Verilen İlk Karar Mahkemece 10.04.2013 tarih, 2009/183 E. ve 2013/155 K. sayılı kararı ile karşı davanın süresi içerisinde açılmadığı, buna rağmen usul ekonomisi nedeniyle tefrik kararı verilmediği, hisse devrinin iptali koşullarının oluşmadığı, davalının şirketten çıkarılması için muhik sebeplerin bulunduğu, davalının kar payı talep ettiği yıllarda şirketin kâr payı dağıtmayıp karın bedelsiz hisse karşılığında sermayeye eklendiği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile davalının 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6762 sayılı Kanun) 551 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca şirket ortaklığından çıkarılmasına, asıl davada diğer taleplerin ve karşı davanın reddine karar verilmiş, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. B....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2021/18 Esas KARAR NO: 2023/626 DAVA: Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) DAVA TARİHİ: 11/01/2021 KARAR TARİHİ: 29/09/2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin %10'luk ortaklık payının bedelini ödemesi akabinde davalı firmada bifiil çalışmaya başladığını, müvekkilinin üzerine düşen ortaklık payının ödemesini yapması ve davalı firmada ortak gibi çalışması nedeniyle davalı firmadaki ortaklık payının kendisine noterden devir işlemlerinin yapılarak devrini gerek firma sahibi --------- gerekse -------- eşinden istediğini, müvekkilinin ortaklık payının devir işlemlerinin yapılması isteği her iki tarafça da geçiştirilmiş ve sürekli ertelendiğini, davalı firmada 10 aya yakın çalışan müvekkilinin tüm ısrarlarına karşın firmanın %10'luk ortaklık payının...
Şirketin zarar etmesi, kar sağlayamaması, aleyhinde icra takibi açılması, kuruluş amacından uzaklaşması ya da vergi mükellefiyetinin resen terkettirilmesi sonucunda ticari faaliyetin son bulması hususları tek başına ortaklıktan çıkmaya izin verilmesi için haklı sebep oluşturmayacaktır. Ticari hayatın olağan akışı içinde, şirketlerin kar etmesi kadar, zarar etmesi ve ticari hayatlarının kötü seyretmesi de mümkündür. Dolayısıyla kar sağlayamama, zarar etme ve şirket aleyhinde icra takibi yapılması gibi hususlar ticari hayatın içindeki muhtemel durumlar olup, ortaklıktan çıkmak için tek başına haklı sebep değildir. Ayrıca davacı tarafça ortaklığa devam edilmesini engelleyecek düzeyde güven kaybı yaşandığına ilişkin davacı tarafından dosyaya herhangi bir delilin de ibraz edilmediği anlaşılmaktadır....
Paz.A.Ş. ve ... aleyhine şirket ortaklığından kaynaklı kar payı istemi ile açtığı davada ,davacının hisselerini devrederek pay sahipliği sıfatını yitirdiği, bu sıfatın yitirilmesiyle kar payı hakkı gibi ortaklığa bağlı haklarında yitirildiği, davacının ortak olduğu döneme ilişkin kar payı talep etmesinin mümkün olduğu ancak TTK'nun 469/2 maddesi uyarınca şirket genel kurulu tarafından kar payı dağıtılmasına ilişkin karar alınmadığı, bu sebeple davacının dava tarihi itibariyle geçmişe dönük kar payı talep etmesinin Türk Medeni kanunun 2.maddesine aykırılık teşkil edeceği kanaatiyle davanın reddine ilişkin kararın Yargıtay 11.Hukuk Dairesi tarafından onandığı, karar düzeltme isteminin reddi ile kararın kesinleştiği ,davanın dayanağı olarak ileri sürülen 01/09/1991 tarihli protokolün bir tarafında ......