tek başına gerçekleştirdiğini, adi ortaklığın tarafları yüklediği edimler yönünden davacı şirketin tek yanlı hareket ettiğini, davacı şirketin--- edimlere aykırı hareket etmesi nedeniyle, dava dışı -----tarafından müvekkili şirket aleyhine davalar ikame edildiğini, davacı şirketin edimlerini yerine getirmemesi ve kötü niyetli sözleşmeye aykırı hareketleri sebebiyle,---- tarafından -- işlerinde görevli ve yetkili şirket çalışanlarının azledildiğini, taraflar arasında birçok ihtarname keşide edildiğini, yine davacı şirketin müvekkili şirket aleyhine -------- tahsili için icra takibi başlattığını, itiraz üzerine duran bu takip kapsamında, iptali için dava açılmadığını, takipteki alacağından feragat ettiğine dair bir beyanda bulunmadığını; dava konusu alacak dışında talebi saklı tutulan bir alacak olup olmadığının da belirsiz olduğunu, adi ortaklığın niteliği gereği belli bir amaca erişmek için borç altına girdiğini inşaatın başlangıcından bitimine kadarki sürede davacı ile davalı--- ilişkili...
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve dosya kapsamına göre, adi ortaklığın tasfiyesinin TBK'nın 644. maddesinde düzenlendiği, tasfiyede anlaşılamaması durumundan hakimin uyuşmazlığı çözeceği, tarafların tasfiye masraflarını ödemeyeceklerini, masrafların tasfiyeden kalan bedelden tahsilini istedikleri, bu nedenle asıl davada adi ortaklığın tasfiye memuru atanarak fesih ve tasfiyesine karar verildiği, karşı davada davacı/karşı davalının limited şirket ortaklığından çıkartılması talebinin önceki bozma ilamı kapsamında 6762 Sayılı TTK'nın 551/3. maddesi uyarınca ancak şirket tarafından talep edilebileceği, birleşen davada ise şirket ortaklarının birbirlerinden ecrimisil talep edemeyeceği, ancak tasfiye sonrası düşen payın istenebileceği gerekçesiyle, asıl davanın kabulüne, adi ortaklığın tasfiyesine, tasfiye memuru atanmasına, karşı davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir....
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; davanın, davacılar ile davalı şirket tarafından kurulduğu iddia edilen adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine ilişkin bir dava olduğu, davacı tarafın, davacılar (özellikle davacılardan T2) ile davalı şirket arasında adi ortaklık kurulduğu iddiasında olduğu, adi ortaklığın mevcudiyeti ancak yazılı delille ispat edilebileceğini, davacı tarafın adi ortaklığın kurulduğu yönünde herhangi bir yazılı delil getiremediğini, davalı şirketin yetkilisi olan Vedat Şibil’in davacı tarafa geniş yetkili bir vekaletname vermesi de adi ortaklığın kurulduğu yönünde yazılı delil veya en azından delil başlangıcı mahiyetinde bir belge olmadığını, tanık dinletme yönündeki talep de davalı tarafın açıkça karşı koyması nedeniyle yerinde görülmediğini, bu nedenle davacı tarafın adi ortaklığın kurulduğu yönündeki iddialarını ispatlayamadığı kanaatine varıldığını, tüm bu hususlar birlikte değerlendirilerek davanın reddine karar verilmiştir....
Adi ortaklık Borçlar Kanununun 520.maddesinde tarif edilmiş, 534.maddesinde de aksine bir anlaşma bulunmadıkca şirket ortaklarının, şirket borçlarından müteselsilen orumlu oldukları belirtilmiştir. Bu hükümlere göre bir tarif vermek gerekirse, "adi ortaklık, kanunen yasak olmayan her türlü maksat ve mevzu için gerçek veya tüzel kişiler arasında kurulan ve ortakların ortaklık borçlarından müteselsilen sorumlu oldukları ortaklıkdır." denilebilir. Adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığına göre ortakların sorumluluğu müteselsil olmaktan başka, birinci derecededir ve sınırsızdır. Adi ortaklığın işlemlerinde vergi kanunlarına aykırı hareketinden dolayı kesilen usulsüzlük cezalarının adi ortaklık adına düzenlenmesinde kanuna aykırılık bulunmadığı gibi, ortaklığın bu borcundan müteselsilen ve sınırsız olarak sorumlu bulunan ortağın da söz konusu cezaları vergi mahkemesi önünde kendi adına dava konusu etmesine bir engel bulunmamaktadır....
DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) DAVA TARİHİ : 26/01/2023 KARAR TARİHİ : 07/09/2023 KARAR YAZIM TARİHİ : 20/09/2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ... ile davalı ... arasında 04.01.1995 tarihinden bu yana %50' şer hisse ile Gülbahçe Mah. Gürgen Sok. No:3 Osmangazi/ Bursa adresinde metallerin makinede işlenmesi (torna tesfiye işleri, metal parçaları delme, tornalama, frezeleme, rendeleme, parlatma, oluk açma, perdahlama, birleştirme, kaynak yapma vb.) alanlarında faaliyet gösteren ... Ort - Gümtaş Torna Yedek Parça unvanlı adi ortaklık kurulduğunu, bu adi ortaklığa ilişkin ise Bursa 18. Noterliğinin 11.11.2008 tarihli ve 14344 yevmiye numaralı adi ortaklık sözleşmesi yapıldığını, söz konusu ortaklığın faaliyetlerini kuruluşundan itibaren müvekkili adına eşi ... ve diğer ortak ... adına ise eşi ...'...
Şti.de müvekkil şirkete ödeme yapmakta olduğunu, ödeme yapıldığı kadar da ödeme yapıldığı zaman müvekkil şirket tarafından makbuzlar düzenlendiğini, davalılar ... Ltd. Şti tarafından senetler düzenlediği ve ödenmeyen senetlerin olduğunu, bu açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile, müvekkil şirket sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğinin tespitine, davalıların Ticaret Sicil kayıtlarındaki şirket kaydına, menkul ve gayrimenkul malların tespiti ile tespit edilen mallar üzerine devrin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasını, müvekkil şirkete ödenmemiş olan ve hak ettiği şimdilik 20.000,00 TL'nin ödenmeyen aylardan itibaren işleyecek gecikme faiziyle müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsili ile müvekkil şirkete ödenmesini talep etmiştir. Davalı ... Özel...A.Ş....
sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili adi ortaklığın Mayıs 2010 ayından itibaren denizde su ikmali hizmeti vermek üzere faaliyette bulunduğunu, aynı bölgede su ikmalı sağlayan davalı şirketin elektronik posta yoluyla tüm donatan ve gemi acentelerine "deniz su ikmal hizmeti" başlıklı yazı gönderdiğini, anılan yazı ile vekil edenlerinin haksız olarak kötülendiklerini, ticari itibarlarının zedelendiğini, ileri sürerek haksız rekabetin tespiti ile men'ine, 1.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminatın haksız eylem tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir....
HMK 222/1 maddesine göre, ticari davalarda mahkeme ticari defterlerin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Davalı tarafın delil listesinde ticari defterlerine dayanmasına göre, tarafların iddia ve savunmasına doğrultusunda, taraf defterlerinin karşılaştırmalı olarak incelenip, özellikle davacının 31.03.2017 tarihli faiz faturasının davalı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, taraf defterleri arasında fark bulunup bulunmadığı, ayrıca faiz faturasının dayanağının ne olduğu da taraf vekillerinden sorulup bu yönden de inceleme yapılıp, alacak miktarının tespiti ile bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmadığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/805 Esas KARAR NO : 2023/110 DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) DAVA TARİHİ : 04/10/2021 KARAR TARİHİ : 02/02/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/02/2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı müflis şirket arasında iki ortaklı olarak kurulan Adi Ortaklığın davalının iflas etmesi ve ortaklığın kuruluş amacı olan inşaat işinin tamamlanıp ortaklığın amacının gerçekleşmesi nedenleriyle kendiliğinden sona erdiğinin tespit edilmesi gerektiğini belirterek öncelikle ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile müflis şirketin Adi Ortaklığa ilişkin hiçbir hak, alacak, kar payı, tasfiye payı ve sair isteminin bulunmadığı da dikkate alınmak suretiyle müvekkilinin hak ve alacaklarını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşmasının ve hatta imkansız hale gelmesinin engellenmesi adına, teminatsız olarak (ancak...
Şti'nin ortaklıktaki kar payı ve tasfiye sonunda doğacak alacağına haciz koydurduklarını, böylece BK.nun 535/3. maddesindeki adi ortaklığın sona erme nedenlerinden biri olan şeriklerden birinin tasfiyedeki hissesi hakkında cebri icra vukuu koşulunun gerçekleştiğini, bu davayı açmak için Aşkale İcra Müdürlüğünden dava açma yetkisi aldıklarını ileri sürerek, adi ortaklığın tasfiye edilerek tasfiye sonucunda borçlu ortağa düşecek tasfiye payından alacaklarının ödenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı ... İnş. Ltd. Şti'ne dava dilekçesi tebliğ edilememiş, davalı AA Grup İnş.San. Ve Tic. AŞ. ise kendilerinin şirket merkezinin ticaret sicilinde kayıtlı olduğu adresin "İskitler Cad. ... Özal Bul.No:63 .../..." olduğunu, yetkili mahkemenin ... Mahkemeleri olduğunu, davanın ticari mahiyette bulunmadığını 2008/15952-2009/5375 savunarak yetki ve işbölümü itirazlarının kabulü ile dosyanın görevli ve yetkili ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini dilemiştir....