Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukukta muvazaa, bir hukuki ilişkinin taraflarının, üçüncü kişileri aldatmak amacıyla gerçek iradelerine uymayan ve kendi aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüş yaratmak konusunda yaptıkları gizli anlaşma.belirtildiğini, müvekkilinin muvazaalı gerçekleşen taşınmaz satışının tarafı değildir. Bu gerekçe ile Üçüncü kişiler HMK’nun 203. maddesinin ( d ) bendi gereği muvazaa iddiasını her türlü delille ispat edebilirler. Üçüncü kişilerin muvazaayı ispat edebilmeleri için yazılı delil getirme mecburiyetleri yoktur. Bu sebeple üçüncü kişiler muvazaa iddiasını tanık ve diğer delillerle ispat edebilirler. (Y. HGK., T. 28.5.2003, E. 2003/1- 374, K. 2003/370; Y....

Maddesi deki düzenleme karşısında, şirket ortağının, ortaklıktan haklı sebeple çıkma hakkını ortadan kaldıracak sözleşmeleri geçerli olmadığı gibi iş bu sözleşmenin, davalı şirketi ile yapılmış şirket sözleşmesi olmadığı, yine şirket sözleşmesi olmayan iş bu harici sözleşmeden çıkma halinde, çıkma payının hesaplanmasına dair sözleşmenin 3b maddesindeki sözleşme hükmünün Türk Ticaret Kanununun 641/2....

    Ancak davacı tarafça buna ilişkin bir bilgi ya da belge de dosyaya ibraz edilmemiş ve bu nedenle iddiasını ispatlayamamıştır. 6102 sayılı TTK'nın 616. madde (6762 sayılı TTK'nin 539/4.) hükmüne göre de, genel kurulca kar payının dağılması yönünde karar verilmedikçe, kar payının dağıtılması da mümkün bulunmamaktadır. Karın dağıtılmasında anasözleşmedeki hükümlerin de ayrıca dikkate alınması gerekmektedir. Şirketin zarar etmesi ve şirket zararları nedeniyle davacı şirket ortağının haciz tehdidi altında kalması da şirket ortaklığının doğal bir sonucu olup, davacı aleyhine icra takibi yapılması tek başına haklı sebep olarak kabul edilemeyecektir. Davacı tarafın iddiaları şirket muhasebe ve defter kayıtlarıyla değerlendirilebilecek hususlar olmadığından bu konuda ayrıca bir inceleme yapılmamıştır. Bu durumda, yukarıda açıklanan nedenlerle davacının ileri sürdüğü iddiaların bu aşamada TTK’nin 638/2....

      nin 549/4. maddesindeki fesih koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, 2001, 2002, 2003 ve 2004 yıllarına ait kar paylarının müvekkiline ödenmesine, 18.05.2002 tarihli, 2002/3 sayılı, 13.05.2003 tarihli, 2003/1 sayılı ve 15.11.2003 tarihli, 7 sayılı kararın iptali ile müvekkilinin davalı şirketteki düşürülen payının %10 olarak tesciline ve davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 16.03.2005 tarihli ıslah dilekçesi ile “davalı şirketin feshine” ilişkin talebin kabul edilmemesi halinde, müvekkilinin davalı şirketten çıkmasına izin verilmesine ve müvekkiline ait payın değerinin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı-karşı davacı vekili, davanın reddini savunmuş, karşı davada ise ...'nin 551/3. maddesi uyarınca davacı-karşı davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini istemiştir....

        "Ticari işletme devrinin alacaklılardan mal kaçırma amacıyla yapılması halinde muvazaa söz konusu olabilir. Muvazaalı bir ticari işletme devri kesin hükümsüzdür. Buna bağlı olarak ticari işletmenin ne aktifleri ne de pasifleri devralana geçecektir. Dolayısıyla muvazaa iddiası yalnızca devredenin devir kapsamı dışında kalan borçları bakımından değil, hem devredenin hem de devralanın tüm borçları bakımından önem taşımaktadır. Ne var ki, ticari işletme kapsamında devredilen borçlar bakımından müteselsil sorumluluk benimsendiğinden, muvazaa iddiası devir kapsamında olmayan borçlar bakımından daha büyük önem taşımaktadır." "Muvazaanın tespitine ilişkin yargılamada alacaklı üçüncü kişi konumunda olduğundan, muvazaayı serbestçe ispat edebilecek ve emareler ile ispat imkanına sahip olacaktır....

          "Alacağı ticari işletme devri kapsamında bulunmayan alacaklının bu şekilde ticari işletme devri sebebiyle alacağını tahsil edememesi halinde, alacaklı eğer şartları varsa ticari işletme devrinin muvazaa sebebiyle geçersiz olduğunu iddia edebilir ya da yine genel hükümler uyarınca tasarrufun iptali davası açarak devredilen malvarlığı üzerinde cebri icra imkanı talep edebilir." "Ticari işletme devrinin alacaklılardan mal kaçırma amacıyla yapılması halinde muvazaa söz konusu olabilir. Muvazaalı bir ticari işletme devri kesin hükümsüzdür. Buna bağlı olarak ticari işletmenin ne aktifleri ne de pasifleri devralana geçecektir. Dolayısıyla muvazaa iddiası yalnızca devredenin devir kapsamı dışında kalan borçları bakımından değil, hem devredenin hem de devralanın tüm borçları bakımından önem taşımaktadır....

          Devir bu onayla geçerli olur. (3) Şirket sözleşmesinde başka türlü düzenlenmemişse, ortaklar genel kurulu sebep göstermeksizin onayı reddedebilir. (4) Şirket sözleşmesiyle sermaye payının devri yasaklanabilir. (5) Şirket sözleşmesi devri yasaklamış veya genel kurul onay vermeyi reddetmişse, ortağın haklı sebeple şirketten çıkma hakkı saklı kalır. (6) Şirket sözleşmesinde ek ödeme veya yan edim yükümlülükleri öngörüldüğü takdirde, devralanın ödeme gücü şüpheli görüldüğü için ondan istenen teminat verilmemişse, genel kurul şirket sözleşmesinde hüküm bulunmasa bile, onayı reddedebilir. (7) Başvurudan itibaren üç ay içinde genel kurul reddetmediği takdirde onayı vermiş sayılır. Hükümlerini içermektedir. ------- numarasında kayıtlı bulunan davalı ---------- dosyasının celp ve incelenmesinde, ana sözleşmesinin -----tarihinde---------- tescil edilmek suretiyle -----sermaye paylı ortakları ----- olduğu, ------tarihine, ----tarihine kadar müdür olarak atandıkları görülmüştür....

            Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalı ... ile davalı borçlu şirket yetkilileri arasında akrabalık ilişkisi ve muvazaa bulunduğu hususu davacı tarafça ispat edilemediğinden, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanunu'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

              ---Asliye Hukuk Mahkemesince---tarihli karar ile davanın şirket hisse devrinin muvazaa nedeniyle iptaline ilişkin olduğundan TTK 4 ve TTK 5. Maddeleri uyarınca Ticaret Kanununda düzenlenen hususlardan kaynaklı davalara ticaret mahkemesince bakılması gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiştir.Görev mahkemeye ilişkin olumlu dava şartıdır. (HMK 114/I-c maddesi) Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.(HMK 1 maddesi) Mahkeme tarafından dava şartlarının bulunup bulunmadığını davanın her aşamasında resen araştırılır. (HMK 115 maddesi)Ticari davalar TTK. 4. maddesinde mutlak ve nispi ticari davalar düzenlenmiştir....

                ndeki %50 şirket sermaye payının, boşanma davasının kesinleşmesine müteakip vekil edeni ...' a devredileceği karşılıklı olarak kararlaştırıldığını, ...Aile Mahkemesinin de boşanma protokolünü esas alarak aynı doğrultuda karar verdiğini, davalının, boşanma protokolüyle devretmeyi taahhüt ettiği, ancak bugüne kadar devre yanaşmadığı şirket sermaye payının vekil edeni adına devir ve tescili için işbu davayı açma zorunluluğu olduğunu, davanın konusunun, şirket sermaye payının devrine ilişkin olduğunu, taraflar arasındaki evlilik birlikteliği içerisinde edinilen ve davalı adına kaydettirilen şirket hissesinin, boşanma protokolü doğrultusunda davacı adına devir ve tescili talepli davalarda, Yargıtay ......

                  UYAP Entegrasyonu