WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak Vergi Usul Kanunundaki bu düzenleme vergisel yükümlülüklerle ilgili olup, TTK'nın 82/7. maddesinde ticari defterlerin sahibinin elinden rızası dışında çıkmış olması hali, zayi belgesi verilmesini gerektiren bir olay olarak sayılmamış olduğu gibi tadadi olarak sayılan bu sebeplerle de benzerlik göstermediğinden sırf ticari defterlerin sahibinin elinden rızası dışında çıkmış olmasının ticari defterlerin TTK'nın 87/2 maddesinin aradığı şartlarda zayi olduğunun kabulü mümkün değildir. Elektronik Defter Genel Tebliği'nin 7.1 maddesinde sadece Vergi Usul Kanununda belirtilen “mücbir sebep” ve ikincil örneklerin temin edilememesi halinin aranmış olması TTK'nın 82/7. maddesindeki hususların aranmayacağı anlamına gelmez. Zira Elektronik Defter Genel Tebliği'nin 7.1 maddesindeki düzenleme TTK'nın 82/7. maddesindeki düzenlemenin kapsamını değiştirecek nitelikte değildir....

(HUMK'nın 332.) maddesindeki bu hüküm, taraflardan birinin delillerini salt karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde, ticari defterlerin mahkemeye sunulması bakımından da uygulanır. Diğer anlatımla, belirtilen bu durumda ticari defterler de, HMK m. 220. madde (HUMK'nın 330 ve sonraki maddeleri) anlamında “vesika” niteliğindedir. Öte yandan, ticari defterlerin ispat kuvvetini düzenleyen HMK'nın 222. (6762 sayılı TTK'nın 82.) maddesindeki hüküm, “I Kati delil” şeklindeki kenar başlığı ile birlikte değerlendirildiğinde ve aynı Kanun’un 1474. maddesi uyarınca kenar başlıklarının metne dahil bulunduğu da gözetildiğinde; ticari işlerden dolayı tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda ticari defterlerin (maddede gösterilen koşulların mevcut olması kaydıyla), kesin delil niteliğinde bulunduğunu öngörmektedir. 6102 sayılı TTK'nın 64. (6762 sayılı TTK'nın 69. vd.) maddeleri uyarınca da defterlerini yöntemince tasdik ettirmeyen tacirin bu gibi defterleri lehine delil olamaz....

    Somut olayda davalı şirket, kendi ticari defterlerine dayanarak alacağının gerçek alacak olduğunu, muvazaa iddiasının yerinde olmadığını ispatlamaya çalışmıştır. Ancak HMK nın 222. maddesinde ticari defterlerin hangi koşullarda sahibi lehine delil olacağı belirtilmiştir. Buna göre; ticari defterlerin, sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Tüm bu koşullara rağmen ticari defterlerin delil olarak kabul edilebilmesi için; ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Somut olayda davalının, borçludan çeke dayalı alacağının olup olmadığı sadece davalı defterleri incelenerek ispatlanmaya çalışılmıştır....

      Davalı tarafa ticari defterlerini sunmak üzere 08/02/2022 tarihli celsede verilen ara karar gereğince süre verildiği ancak davalının ticari defterlerini sunmadığı gibi davacı ticari defter kayıtlarının aksini ispata yarar nitelikte herhangi bir delil ibraz etmediği anlaşılmaktadır....

        İlk Derece Mahkemesince; Davacının ticari defterlerini usulüne uygun tutmadığı, usulüne uygun tutulmayan defterlerin sahibi lehine delil teşkil edemeyeceği, defterlerin ancak aleyhe delil teşkil edeceği, her ne kadar davacı defterlerinde alacak görülmekte ise de, defterler usulüne uygun olmadığından lehe delil olarak dikkate alınamayacağı, davacı tarafça alacak iddiasının başkaca yazılı delil ile de ispatlanamadığı gerekçesiyle davanınreddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacı defterlerinin usûlüne uygun tutulduğunu, davalının defter ve kayıtlarını sunmadığını, davaya da cevap vermediğini, bilirkişi tarafından davacı alacağı hesaplanmış olmasına rağmen mahkemece alacağa hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, taraflar arasında cari hesap dolayısıyla ticari ilişki bulunduğunu, davacının alacağının ispatlandığını beyanla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

          altında bulunmadığını, dinlenen tanığın defterlerin ayrı bir kutuda saklandığını, ancak işe geldiğinde bu kutuda defterleri bulamadığını beyan ettiğini, tanığın da bizatihi beyan ettiği üzere, defterlerin ayrı bir kutuda özel olarak muhafaza edildiğini, müvekkilinin bu kapsamda gerekli her türlü özen ve yükümlülüğü yerine getirdiğini, TTK'nun 82/7. maddesinde sayılan durumların tahdidi olmadığını, iddia edildiği üzere hırsızlığın kanun lafzında doğrudan belirtilen hususlardan bir tanesi olduğunu, unsurlar tahdidi sayılmamış olmakla birlikte, tahdidi olduğu varsayılsa dahi mahkemece değerlendirmenin yanlış yapıldığını, defterlerin saklanma koşullarında ve buna ilişkin gerekli özenin gösterilmesinde müvekkili nezdinde eksiklik bulunmadığını, defterlerin şirket merkezinden dışarıya hiçbir şekilde çıkarılmadığını, ayrı ve özel kutular içerisinde muhafaza edildiğini, müvekkili nezdinde böyle bir özensizlik söz konusu olmadığını, şirket merkezini ve ticari defterlerin saklandığı yerleri keşif...

            Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, ticari defterlerin kanıt olması, bu defterlerin Ticaret Kanunu'nun öngördüğü şartlar içinde tacirin lehinde veya aleyhinde olarak kullanılması ve ticari bir uyuşmazlığında hükme esas teşkil etmesidir. Böylelikle ticari bir uyuşmazlıkta ticari defter kaydı, uyuşmazlığın çözümünde yazılı bir kanıt aracıdır. Tacirin tuttuğu bütün defterlerdeki kayıtların birbirine uygun olması, birbirini tutması ve doğrulaması şarttır. Ayrıca ticari defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması yanında tasdike tabi olan ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin de Ticaret Kanununda belirtilen sürelerde ve şekillerde yapılmış olması gerekmektedir. Aksi takdirde defterler, sahipleri lehine kanıt olma niteliklerini kaybederler. Bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağın olduğunu iddia eden taraf yazılı belgeler ile ispat etmesi gereklidir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK 187,190 ve 200....

              Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Davanın zayi olduğu iddia olunan ticari defter ve kayıtların iptali istemine ilişkin olduğu, TTK’nun 82/7 maddesi “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir,” düzenlemesini içermektedir. Davacının, ticari defterlerinin açılış kapanış onay belgelerini sunmadığı, ticari defterlerin.. 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyasında davacıya teslim edilmiş olduğu, davacının ticari defterlerinin TTK 82. maddesinde yazılı yangın, su baskını, afet veya hırsızlık sebebiyle zayi olduğunu ispatlayamamış olduğundan davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                Ticari defterlerdeki kayıtların bu defterlere dayanan taraf lehine delil olabilmesi için, bu tarafın tüm ticari defter ve belgelerini incelemeye sunması, bütün defterlerin birbirini teyit etmesi, tasdike tabi olanların açılış ve kapanış tasdiklerinin bulunması, bundan sonra, bu kayıtların dayanak belgelerle de sabit olması koşullarının tamamının birlikte oluşması zorunludur. Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda inceleme konusu ticari defterlerin açılış tastiklerinin yapıldığı, ancak kapanış tastikinin yapılmadığı belirtilmektedir. O halde davacının ticari defterlerinin lehine delil olarak kabulüne olanak yoktur. Ancak ticari defterlerin usulüne uygun tutulmadığı için lehine delil olarak kabul edilemediği hallerde dahi, eğer, ileri sürülen alacağın varlığı dayanak belgelerle kanıtlanabiliyorsa, alacağın hüküm altına alınması gerekmektedir. Öte yandan davacının dayandığı faturalar, tek başına alacaklı olduğunu ispata yeterli değildir....

                  Davacının iddiasının ispat edilmesi için taraf ticari defter ve kayıtlarında inceleme yapılmasına karar verilmiş ve dosya alanında uzmanı bilirkişiye tevdi edilmiştir. Yapılan incelemede davalının ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediği anlaşılmıştır. Davacı ticari defterleri incelenmiş ancak yapılan incelemede davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı ve dava konusu havalenin davacı ticari defterlerine kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir. Her ne kadar davalı ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmemiş olsa da davacı tarafınan ibraz edilen ticari defterlerin HMK 222/2 maddesinde uygunluk koşullarını taşımaması sebebiyle davacının HMK 222/3 maddesindeki davalının ibraz etmemesi hukuki düzenlemesinden faydalanamayacağının kabulü gerekir. Dosya kapsamında davacı tarafça sunulmuş başkaca delil bulunmamaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu