Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Budak'ın, davacının iddia ettiği gibi davadışı Yapı şirketine olan sermaye borcu olarak gönderildiğinin belirlenmesi bakımından öncelikle davalının bu şirkete sermaye koyma borcu olup olmadığı, Yapı İnşaat Şirketinin ticari defterleri ile şirket genel kurullarında davalının sermaye borcu olduğunu belirtir bir karar alınıp alınmadığı, varsa miktarı ayrıca havale makbuzunda belirtilen tutarla bağlantısının bulunup bulunmadığı hususlarında açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken soyut gerekçelere dayalı bilirkişi raporları dikkate alınarak eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

    ın sermaye artış tarihinde şirket ortağı ve yönetim kurulu üyesi olmadığını, müvekkili ...'nın 09.06.2004 tarihinde yönetim kurulu üyeliğinden ve şirket ortaklığından ayrıldığını, müvekkili ...'nın taahhüt ettiği sermaye artışını ödediğini, ...'nin şirkete el koymasıyla müvekkili ve diğer davalı hissedarlarla ilgisi bulunmadığını, el koyma gerekçesinde ... Bankın bu şirketin sahibi olduğundan bahisle ... Bank'ın ...'ye olan borçları nedeniyle el konulduğunu, el koyma kararına karşı müvekkillerinin ... aleyhine İstanbul 4....

      Davacının sermaye koyma borcu 18/01/2012 tarihinde Ticaret Siciline tescil edilen sermaye artırımından kaynaklanmakta olup bakiye sermayenin tescilinden itibaren en geç 3 yıl içinde ödenmesi ana sözleşmenin 6. maddesinin açık hükmü gereğidir. O halde bakiye sermaye borcunun vadesi 18/01/2012’den itibaren 3 yıl olup, bu süre 18/01/2015’te dolduğu, bu tarih itibariyle ...’ın temerrüde düştüğü, bunun üzerine şirket tarafından ...’a ödenmeyen sermaye taahhüt borcunun yatırılması için 13/01/2016 tarihli ihtarnameyle 1 aylık süre içinde borcun ödenmesine ilişkin çağrıda bulunduğu, Sicil Gazetesinde 08/02/2016 tarihli nüshasında sermaye taahhüdünü ödeme çağrısı yapılmış olduğu, bu çağrıya uyulmaması üzerine İzmir .......

        nin davalı şirketten alacağı olduğu ve bu alacağın sermaye koyma borcuna karşılık takas edildiği, bu nedenle borcu olmadığı cevabına rağmen dava dışı Bagis Gıda Ltd Şti.'nin sermaye artırım taahhüdünün yerine getirdiğine dair dosyaya sunulmuş bilgi ve belgede bulunmadığı, davacının hisselerini satın aldığı Bagis Gıda Şti.'...

          Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirket tarafından davacılara gönderilen ihtar üzerine davacıların sermaye taahhüdüne ilişkin anaparayı ./.. -2- ödedikleri, davalı şirket yönetim kurulunca kısmi ödeme yapıldığı gerekçesiyle 14.02.2007 tarihli 23 nolu kararı ile ...'ın, 24 nolu kararı ile de ...'ın ıskatına karar verildiği, davacıların ıskat edilen paylarının 01.03.2007 tarihinde ortaklar ...'a, ...'e ve ...'...

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/74 Esas KARAR NO : 2021/453 DAVA : Ticari Şirket (Sermaye Artırımından Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 31/01/2020 KARAR TARİHİ : 02/06/2021 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... Ltd. Şti.’nin %10 hissedarı olduğunu, 09.12.2019 tarihinde yapılan ortaklar kurulu toplantısında şirketin mevcut olan 300.000,00 TL sermayesini 600.000,00 TL’ye yükseltildiğini, sermaye arttırımında hissesine düşen 30.000,00 TL’nin ödenmesi ile ilgili olarak şirketin sorumlu müdürü... tarafından 2018 yılından itibaren adına ödenmesi gereken aylık kar payı, maaş veya huzur hakkı bedellerinin ödenmediğinden, mağduriyetinin giderilerek hem şirket sermaye arttırımında iştirakinin sağlanabilmesini ve el konulan alacaklarının verilmesini talep ve dava etmiştir....

              ye geçişinin ardından tüm sermaye borçluları için ... 407. maddesi ve devamında yer alan sermaye borcunun ifasını sağlayabilecek hukuki imkanlarının kullanılması olanağının mevcut bulunduğu, dolayısıyla davacı şirketin fiilen bu anlamda zararının olmadığı gerekçesiyle, 1.115,87 TL kasa açığı bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Kararı, kanuni halef sıfatıyla ... vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, kasa açığının, apel ödemelerinin yerine getirilmemesi sebebiyle uğranılan zararın ve grup şirketi Standart Elektrik Sanayi A.Ş.'ye ticari dayanaksız aktarılan paranın yönetim ve denetim kurulu üyelerinden tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece kasa açığı bedelinin tahsiline karar verilmiş, diğer talepler reddedilmiştir. Davacı anonim şirket, ...’nun 269. maddesi uyarınca borçlarından dolayı yalnız mamelekiyle sorumlu bulunup, ortakların sorumluluğu ise taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile sınırlıdır....

                Ayni sermaye olarak konabilecek mal varlıkları TTK'nın 342. maddesinin birinci fıkrasında belirtilmiştir. Bu maddede; “Üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, mal varlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir. Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar sermaye olamaz.” düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı kanunun 343. maddesinde ise; “Konulan ayni sermaye ile kuruluş sırasında devralınacak işletmelere ve ayınlara, şirket merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce değer biçilir....

                  den pay devralmak suretiyle 6.000 adet ve 15.000.000 TL nominal değerli pay sahibi olduğunu, ödemelerin pay bedellerine mahsuben sermaye borcu için yapılmış ödemeler olduğunu iddia ettiğini, davacı 2.400.000 Euro'yu ..... şerhi ile havale ettiğini, davacının şirket ortağı olup, toplamda 15.000.000 TL olan sermaye borcuna mahsuben ödemeyi yaptığını, bu durum davacının havaleyi gönderirken dekonta düştüğü şerh, tarafların aralarındaki yazışmalar, e-mailler, ticaret sicil kayıtları ve ticari defterlerle sabit olduğunu, davacı şirketin müvekkili şirkete 6.000 adet ve 15.000.000 TL nominal değerli hisselerle ortak olduğu ve takip-dava konusu 2.400.000 Euro tutarındaki ödemelerin sermaye borcuna mahsuben yapılan ödemelerin geri istenemeyeceğini savunarak, davanın reddini ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....

                    ndeki hisselerini 15.03.2009 tarihli sözleşme ile davalılara devrettikleri, sözleşmede hisselerin şirket kayıtlarında görünen ödenmiş sermaye üzerinden satıldığı ve bedelin ileride ödeneceğinin düzenlendiği, TTK ve VUK gereği şirket defter ve belgelerinin saklama ve ibraz yükümünün yönetim kurulu üzerinde bulunduğu, davalıların şirketi fiilen devraldıkları, tescil ve ilana tabi kararlar tesis ettikleri, zayi ve kayıpla ilgili TTK'nın 82/7. maddesindeki hak düşürücü süre içinde sürecin başlatılmadığı, suç duyurusunda bulunulmadığı, basiretli tacir gibi davranılmadığı, ibraz yükümünün yerine getirilmediği, bu durumda davacıların sermaye koyma borçlarını yerine getirdikleri gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı ...'in davalı ...'tan 8.000,00 TL, davalı ...'dan 8.000,00 TL, davacı ...'nun davalı ...'dan 8.000,00 TL, davacı ...'nun davalı ...'den 8.000,00 TL ve davalı ...'...

                      UYAP Entegrasyonu