Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, 29/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    olunan cezanın 5237 sayılı TCK'nın 43/2. maddesi uyarınca artırılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde her iki katılana karşı eyleminden dolayı iki kez cezalandırılmasına karar verilerek fazla ceza tayini, Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 09/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Maddeleri gereğince mahkumiyet Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın, oto kiralama işiyle uğraşan şikayetçiden kiraladığı aracı, kira süresi sona erdiği halde, iade etmeyip uhdesinde tutarak yarar sağladığı şeklinde iddia edilen eyleminin, suça konu aracın TCK'nın 155/2. maddesinde tanımlanan mahiyette bir hizmet veya meslek dolayısıyla sanığa tevdii ve teslim edilmemiş olması sebebiyle, 5237 sayılı TCK’nın 155/1.maddesinde düzenlenen güveni kötüye kullanma suçu kapsamında kaldığı dikkate alınarak, sanığa yüklenen güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle, hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini...

        Velayetin tevdii konusunda görevli mahkeme Aile Mahkemesidir. Aile Mahkemesinin anneye velayetin tevdiini uygun görmemesi halinde, çocuklara vasi tayini için vesayet makamına ihbar gerekecektir.Öncelikle sorun velayetin anneye tevdi edilip edilmeyeceği olduğundan Aile Mahkemesi görevlidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25 ve 26.) maddeleri gereğince Tarsus Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 01.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu anlaşılmakla, uzlaştırma işlemleri yapılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, 16/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaşma bürosuna tevdii edildiği ancak; uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede; Sanığın, temyiz dışı sanık ... ile birlikte katılana ekonomik değeri olmayan metalleri altınmış gibi sattığı, bu suretle sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği somut olayda; sanık savunması, katılan beyanı, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamından, sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Sanığın katılandan 100 TL kapora almasıyla suçun tamamlandığı gözetilmeden, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 35. maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet 1-Belgede sahtecilik suçlarında aldatıcılık niteliği bulunup bulunmadığının takdir ve tayini hakime ait olup, suça konu nüfus cüzdanı aslı dairemizin tevdii kararından sonra bulunamamışsa da; soruşturma aşamasında evrakın tefrik edildiği dikkate alınıp sanık hakkında Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2010/14091 soruşturma sayılı iddianamesiyle açılan kamu davasına ilşkin dosyadan ve emanet memurluğundan titizlikle araştırılıp getirtilerek duruşmada incelenmek suretiyle unsurları tam olarak taşıyıp taşımadığı ve aldatıcılık niteliğini haiz olup olmadığı hususundaki gözlemin duruşma tutanağına yazılıp, denetime imkan verecek şekilde belge aslı dosya içerisinde bulundurulduktan sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 2-5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan hak yoksunluklarının sanığın kendi alt soyu dışındakiler...

                Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılan şirkette plasiyer (satış temsilcisi) olarak çalışan sanığın, şirket adına satışını yaptığı mallardan farklı tarihlerde tahsil ettiği toplam 10.116,10 TL'yi şirket hesabına aktarmayarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia olunduğu olayda; 1-Katılan şirkete ait mal girdi çıktı kayıtları ile banka ve nakit hesap kayıtlarının, sanık tarafından satışı yapılan malların hesap kayıtlarının bilirkişiye tevdii edilerek; sanığın satmış olduğu malların miktarı, satım tarihleri ve şirket hesabına aktarmadığı bedellerin tarihine göre tespit edilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, 2- Kabul ve uygulamaya göre de; TCK'nın 53/1. maddesi ile düzenlenen hak yoksunluğunun hürriyeti bağlayıcı cezanın kanuni sonucu olarak uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş...

                  Şti'de muhasebeci olarak çalıştığı, şirket müşterilerinin şirkete ait borçlarını ödemeleri için kendi adına PTT Bankta hesap açtırarak bu hesaba yatırmaları sağladığı, 19.775 TL parayı kendisine mal edindiği, ayrıca şirket hesabından 20.000 TL para aldığı, müşterilere kayıtlara geçirmeksizin mal satarak 20.243 TL parayı tahsil edip bu şekilde şirketi toplam 68.018 TL zarara uğrattığı ve bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda, soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporu ile kovuşturma aşamasında alınan bilirkişi raporları arasında çelişki olduğunun anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, dosyanın konusunda uzman bilirkişi heyetine tevdii ile çelişki gideren ve denetime elverişli yeni bir bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun taktir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden...

                    Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in celse esnasında veya kalemde tebligat başlıklı 58. maddesi; “ Celse esnasında veya kalemde soruşturmaya, davaya ya da takibe ait evrakın; taraflara, ilgili üçüncü kişilere, katılana, vekillere veya kanuni temsilcilere tutanağa geçirilmek suretiyle veya imza karşılığında, tebliğ konusu belirtilerek tevdii, tebliğ hükmündedir. Bu durumda ayrıca tebliğ mazbatası düzenlenmesi gerekmez ve masraf da alınmaz.”...

                      UYAP Entegrasyonu