Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

karşısındaki tarafın -somut olayda sözleşmeden dönme hakkını kullanan alıcının- da bir takım yükümlülükleri/külfetleri olacağı aksi halde kişi borcundan kurtulamayacağı, davalı borcundan kurtulmak için taşınırı ardiyeye tevdi etmek yerine, dosyadan anladığımız kadarıyla taşınırı depoya kaldırmış ve teknik incelemede tespit edildiği üzere taşınır tamamen kullanılamaz hale geldiği, her ne kadar alacaklı temerrüdü karşısında malı borçlu malı tevdi etmek zorundaysa da, malı almayan davacı da malı teslim almak için gerekli çabayı göstermek zorunda olduğu, TBK m. 50/11 uyarınca hâkimin olayların olağan akışına ve zarar görenin aldığı önlemleri dikkate alarak zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak takdir etmesinin mümkün olduğu, TBK. m. 52 uyarınca zarar gören zararın artmasında etkili olmuşsa hakim tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırılabileceği, bu sonuçla son takdir Sayın Mahkemede olmak üzere davacının taşınırın değerini değil teknik incelemede tespit edilen hurda değeri olan --...

    karşısındaki tarafın -somut olayda sözleşmeden dönme hakkını kullanan alıcının- da bir takım yükümlülükleri/külfetleri olacağı aksi halde kişi borcundan kurtulamayacağı, davalı borcundan kurtulmak için taşınırı ardiyeye tevdi etmek yerine, dosyadan anladığımız kadarıyla taşınırı depoya kaldırmış ve teknik incelemede tespit edildiği üzere taşınır tamamen kullanılamaz hale geldiği, her ne kadar alacaklı temerrüdü karşısında malı borçlu malı tevdi etmek zorundaysa da, malı almayan davacı da malı teslim almak için gerekli çabayı göstermek zorunda olduğu, TBK m. 50/11 uyarınca hâkimin olayların olağan akışına ve zarar görenin aldığı önlemleri dikkate alarak zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak takdir etmesinin mümkün olduğu, TBK. m. 52 uyarınca zarar gören zararın artmasında etkili olmuşsa hakim tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırılabileceği, bu sonuçla son takdir Sayın Mahkemede olmak üzere davacının taşınırın değerini değil teknik incelemede tespit edilen hurda değeri olan --...

      karşısındaki tarafın -somut olayda sözleşmeden dönme hakkını kullanan alıcının- da bir takım yükümlülükleri/külfetleri olacağı aksi halde kişi borcundan kurtulamayacağı, davalı borcundan kurtulmak için taşınırı ardiyeye tevdi etmek yerine, dosyadan anladığımız kadarıyla taşınırı depoya kaldırmış ve teknik incelemede tespit edildiği üzere taşınır tamamen kullanılamaz hale geldiği, her ne kadar alacaklı temerrüdü karşısında malı borçlu malı tevdi etmek zorundaysa da, malı almayan davacı da malı teslim almak için gerekli çabayı göstermek zorunda olduğu, TBK m. 50/11 uyarınca hâkimin olayların olağan akışına ve zarar görenin aldığı önlemleri dikkate alarak zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak takdir etmesinin mümkün olduğu, TBK. m. 52 uyarınca zarar gören zararın artmasında etkili olmuşsa hakim tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırılabileceği, bu sonuçla son takdir Sayın Mahkemede olmak üzere davacının taşınırın değerini değil teknik incelemede tespit edilen hurda değeri olan --...

        DAVA : Yargı yerinin belirlenmesi HÜKÜM : Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi'nin yargı yeri olarak belirlenmesi Taraflar arasında görülen davada Gebze 2.Sulh Mahkemesi ve Gebze Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü. I....

          Bir şeyin teslimine ilişkin edimlerde tevdi hakkı başlıklı 6098 sayılı TBK 107. maddesinde de "Alacaklının temerrüde düşmesi durumunda borçlunun, hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabileceği, tevdi yerini ifa yerindeki hakimin belirleyeceği, bununla birlikte ticari malların hakim kararı olmadan da bir ardiyeye tevdi edilebileceği" hükmü getirilmiştir. Bu kapsamda, davalının, davacı tarafından teslim alınmayan, davaya konu ------ ardiyede herhangi bir mahkeme kararı olmadan saklamasının kanuna uygun olduğu, davalının bu nedenle edimini ifa etmediğinin kabul edilemeyeceği, davalının sistemi davacı tarafından -----nedeniyle teslim almamasından sebeple ardiyeye kaldırması ile edimin ifa etmiş sayılacağı, bu kapsamda davacının davaya konu açılır tavan sistemi bedelini iade isteyemeyeceği anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Dava, TBK 561. maddesi kapsamındaki saklama sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir, mahkemenin kabulü de bu şekildedir. Uyuşmazlığın bu niteliğine göre temyiz incelemesi dairemizin görevi dâhilinde olmayıp Yargıtay 13. Hukuk Dairesine aittir. Ancak Yargıtay 13. Hukuk Dairesince de görevsizlik kararı verildiğinden görevli Dairenin belirlenmesi bakımından dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu’na gönderilmek üzere Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığı’na sunulmasına, 24.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Mahkemece, 15.10.2012 tarihli kararla alacaklının temerrüdünün olduğu ispatlanmadığından tevdi mahalli isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, mahkemenin, tevdi mahalli tayini kararlarının temyizi kabil olmadığı gerekçesiyle temyiz dilekçesinin reddine dair 08.11.2013 tarihli ek kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 382/d maddesinde, tevdi mahalli belirlenmesi talebi çekişmesiz yargı işleri arasında sayılmış, 387. maddesinde ise çekişmesiz yargı işlerine yönelik "iki hafta içinde istinaf yoluna başvurulabileceği" belirtilmiş olup istinaf mahkemeleri henüz faaliyete geçmemiştir....

                Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tevdi mahalli tayini istemine ilişkindir. ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesince TBK'nın 107/2. maddesine göre tevdi yerini ifa yerindeki hâkimin belirleyeceği ve TBK'nın 89. maddesine göre de para borçlarında ifa yeri alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri olması nedeni ile yetkisizlik kararı verilmiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesince, borcun kambiyo senedinden kaynaklandığı, kambiyo senedinden kaynaklanan borçların aranacak borç niteliğinde olduğu buna göre de ödeme yerinin keşide yeri olduğu, çek üzerinde yapılan incelemede keşide yerinin ... olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Somut olayda, tevdi mahalli tayini isteyen vekili müvekkili şirketin satın saldığı mallar karşılığında ......

                  Davaya konu uyuşmazlıkta, davacı yan her ne kadar ilk başta söz konusu ürünleri bir depoya tevdi etmişse de, bir süre sonra kendi uhdesine aldığı ve hatta bir üçüncü kişiye satıp teslim ettiği hususları, davacının kendi beyanlarıyla da sabittir. Alacaklı temerrüdüne ilişkin TBK m. 109/f. I uyarınca, “Alacaklı, tevdi edilen şeyi kabul ettiğini açıklamış veya tevdi bir rehnin ortadan kaldırılması sonucunu doğurmuş olmadıkça borçlu, tevdi edilen şeyi geri alabilir.” Ancak aynı hükmün ikinci fıkrasına göre, tevdi edilen şey geri alındığı anda alacak, bütün yan haklarıyla birlikte varlığını sürdürür. Dolayısıyla davacının da eldeki sözleşme kapsamında borcu devam etmektedir. Şu halde, adeta bu mallar davalıya teslim edilmiş gibi düşünülerek, sözleşmeye göre karşılığını teşkil eden edimin aynen ifasının istenmesi dürüstlük kuralına aykırıdır ve bu nedenle aynen ifa değil ancak zararın tazmini talep edilebilir. Burada tazmini söz konusu olan zarar, müspet zarardır....

                    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, tevdi mahalli tayini (ödeme yerinin belirlenmesi) istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 6.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 02.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu