Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kasabası 30.908,41 metrekare yüzölçümlü tarla vasıflı 242 ada 183 parsel sayılı taşınmaz, ... adına tespit edilmiştir. 31. Nevşehir İli ... ilçesi, ... Kasabası 17482,33 metrekare yüzölçümlü tarla vasıflı 241 ada 101 parsel sayılı taşınmaz, ... adına tespit edilmiştir. 32. Nevşehir İli ... ilçesi, ... Kasabası 25.107,63 metrekare yüzölçümlü tarla vasıflı 241 ada 102 parsel sayılı taşınmaz, ... adına tespit edilmiştir. 33. Nevşehir İli ... ilçesi, ... Kasabası 15.721,75 metrekare yüzölçümlü tarla vasıflı 241 ada 142 parsel sayılı taşınmaz, ... adına tespit edilmiştir. 34. Nevşehir İli ... ilçesi, ... Kasabası 9.593,13 metrekare yüzölçümlü tarla vasıflı 241 ada 143 parsel sayılı taşınmaz, ... adına tespit edilmiştir. 35. Nevşehir İli ... ilçesi, ... Kasabası 9.593,13 metrekare yüzölçümlü tarla vasıflı 241 ada 144 parsel sayılı taşınmaz, ... adına tespit edilmiştir. 36. Nevşehir İli ... ilçesi, ......

    Kısa kararda taşınmazın “tespit gibi tespit maliki ... oğlu ...” adına tesciline karar verildiği halde gerekçeli kararın hüküm fıkrasında zuhulen “tespit gibi tespit maliki ... oğlu ... ...” adına tesciline karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece infazda karışıklığa sebebiyet verecek şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olup hükmün bu sebeple bozulması gerekmekte ise de; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hüküm fıkrasının ikinci paragrafının ikinci cümlesinde yazılı “... oğlu ... ...” ibarelerinin çıkartılarak “... oğlu ...” ibarelerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 14.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında temyize konu 191 ada 5 parsel sayılı 308.93 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ..., 191 ada 6 parsel sayılı 372.45 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar Alaettin ve ..., 191 ada 8 parsel sayılı 598,16 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar ..., ... ve ... adına tespit edilmiştir. 919 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tespit maliklerinden olan davacı ..., adına tespit gören taşınmazın eksik tespit edildiği ve eksik kısmın davalılar adına tespit gören çekişmeli taşınmazlarda...

        Köyü çalışma alanında bulunan 188 parsel sayılı 5100 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tarla vasfıyla irsen intikal, taksim ve zilyetlik nedeniyle davalılar murisi ......... adına tespit edilmiş, bilahare yapılan ölçümlerde tespit maliki adına tespitli taşınmazların yüzölçümünün 50 dönümü geçmiş olması sebebiyle ... adına tespit yapılmıştır. Tespit maliki .........'ın itirazı Kadastro Komisyonunca 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesi uyarınca kabul edilerek mevcut tespitin iptali ile çekişmeli taşınmaz tespit maliki adına yeniden tespit edilmiş, askı ilan süresi içerisinde davacı ... çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan yerlerden olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, dahili davalı ... tarafından temyiz edilmiştir....

          Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının faiz ve ödemeye ilişkin 1.ve 2.bentlerinin tümüyle çıkartılmasına, yerlerine sırasıyla, a)(Davanın kabulü ile; Kamulaştırma bedelinin 54.488,29 TL olarak tespitine, tespit edilen 54.488,29 TL kamulaştırma bedelinden, bozma ilamı öncesi ilk kararla tespit edilen 7.265,89 TL bedelin mahsubu sonrası kalan fark bedel 47.222,40 TL‘nin 3‘er aylık vadeli hesapta işlemiş nemaları ile birlikte davalı tarafa derhal ödenmesine, bu hususta ilgili bankaya müzekkere yazılmasına,) cümlesinin yazılmasına, b)(Bozma ilamı öncesi ilk kararla tespit edilen 7.265,89 TL bedele 25.03.2015 tarihinden ilk karar tarihi 14.07.2015 tarihine kadar faiz işletilmesine, bozma ilamı sonrası tespit edilen bedelden ilk kararla tespit edilen bedelin mahsubu sonrası oluşan fark bedel 47.222,40 TL'ye 25.03.2015 tarihinden, Dairemiz karar tarihi 09.03.2021 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine, yasal faizin davacı idareden alınarak davalı tarafa verilmesine ) cümlesinin yazılmasına...

            Taşınmazların başında icra edilecek keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarından muris ...’den intikal eden taşınmazların tüm mirasçıların katılımı ile taksim edilip edilmediği ve edilmiş ise taksimin ne zaman yapıldığı, çekişmeli taşınmazların taksime konu olup olmadığı, olmuş ise taksimde kime düştüğü, taksimde her bir mirasçıya yer verilip verilmediği, kadastro tespit tarihine kadar taksimin bozulup bozulmadığı, taksimden sonra taşınmazları kimin kullandığı maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, taksime dair beyanlar dosyaya getirtilecek olan murise ait taşınmazların tutanakları ile denetlenmeli, özellikle anılan murisin kızı olan tespit maliki ...’nın mirasçıları adlarına tespit edilen taşınmazların ...’den mi yoksa başka kişilerden mi geldiği hususu üzerinde durulmalı, ayrıca tespit maliki İsmail’in davacı dışındaki mirasçılarının...

              Davacının açtığı dava red edildiğine ve Hazinenin, taşınmazın vasfına yönelik davası da bulunmadığına göre tespit gibi tescil kararı verilmesi gerekirken taşınmazın mera vasfıyla orta malı olarak sınırlandırılmasına karar verilmesi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2- Dava konusu 102 ada 66 sayılı parsel hakkındaki temyiz itirazlarına gelince; Taşınmaz, kadastro tespitinde verasette iştirak şeklinde ... ... mirasçıları ..., ..., ..., ..., ..., ...,... ve ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., ...'e husumet yönelterek dava açmıştır. Mahkemece tespit maliklerine karşı açılmış bir dava bulunmadığı kabul edilmek suretiyle davanın husumet yönünden reddine karar verilmiş ise de; mahkemenin kabulü dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Zira 06.03.2007 tarihli duruşmaya gelen davalı ..., ... olarak kimliği tespit edilerek beyanı alınmıştır. Böylece dava ...'...

                Tespit dışı bırakılan bir taşınmazın TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kanunun 14.maddesi gereğince zilyetlikle edinilebilmesi için ilke olarak tespit dışı bırakıldığı ya da paftasında gösterildiği tarihten dava tarihine kadar diğer kazanma koşulları yanında 20 yıllık kazanma süresinin de geçmiş bulunması gerekir. Davacıların tescilini istediği yer davacılara ait dava dışı 107 ada 8 sayılı parselin güneyinde yer almaktadır. Anılan parselin kadastro tespiti 1.5.2008 tarihinde yapıldığına göre, dava konusu yapılan taşınmaz bölümünün paftasının da bu tarihte düzenlendiğinin, tespit dışı bırakıldığının kabulü gerekir. Ancak, hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediğinden böyle bir işlem tespit dışı bırakma işlemi niteliğindedir....

                  Kural olarak, Kadastro davaları tespit malikine yöneltilmek zorundadır. Somut olayda davacı temyize getirilmeyen taşınmazın tespit malikleri ... ve ... ile Tapu Sicil Müdürlüğünü hasım göstererek miras bırakanı adına tespit edilen 125 ada 50, 51, 52 ve 53 parsel sayılı taşınmazların miktar eksikliğinin tamamlanması istemiyle dava açmış olup, davanın komşu parsellere yönelik olduğunun kabulünde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; başlangıçta askı ilan süresinde doğru kişilere yöneltilmiş bir dava bulunmadığı da kuşkusuzdur....

                    Gerekçe: Tespit davası açılmasında hukuki yarar olup olmadığı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 106. maddesine göre, “Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz.” Söz konusu düzenleme gereğince, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında tespit davası açılması için hukuken korunmaya değer bir menfaatin bulunması gerekmektedir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu sebeple eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir....

                      UYAP Entegrasyonu