WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA KONUSU : Tespit (İşe İade İstemli) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı DİYAR A.Ş. bünyesinde 2007 yılının Mart ayında Kompresör Ustası olarak taş ocağında çalışmaya başladığını ve işten çıkarıldığı 31.12.2016 tarihine kadar da devam ettiğini, davalı işverenin işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmaksızın ve fesih nedeni bildirilmeksizin müvekkilinin iş akdini 31.12.2016 tarihinde haksız bir şekilde feshettiğini ve gerekçesinin de müvekkiline bildirilmediğini ileri sürerek işe iade yönünde karar verilmesini talep etmiştir....

Dava; işe iade, ücret alacağı ve kötüniyet tazminatı istemine ilişkindir. Davacı, dava dilekçesi ile işe iade talebiyle birlikte işçilik alacaklarının tahsilini de talep etmiş olup Yerel Mahkemece hem işe iade hem de alacak talepleri yönünden karar verildiği görülmüştür. İşçinin işe iade talebi yanında diğer alacaklarının da istemesi halinde bu talepler yönünden birlikte yargılama yapılması, işe iade davasının yasa koyucunun öngördüğü süre içinde görülüp sonuçlandırılmasına engel olacaktır. Yerleşik içtihatlara göre tespit davası niteliğindeki işe iade davası ile alacak davası aynı yargılamada görülemez. İşe iade talebi ile işçilik alacaklarının ayrı dava niteliğinde olduğu, her dava için ayrı ayrı harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti hususlarının değerlendirilmesi gerektiği görülmüştür....

Oysa işe başlatmama tazminatı işe iade sonrası işçinin işe başlatılmadığı tarihte alması gereken çıplak brüt ücret üzerinden hesaplanmalıdır. O halde yapılacak iş davacının işe iade sonrası işe başlatılmadığı tarih tespit edilerek, bu tarihte alması gereken çıplak brüt ücret belirlenip karar davacı tarafından temyiz edilmeyip davalı tarafından temyiz edildiği, davalı yararına oluşan usulü kazanılmış haklarda gözetlenerek sonucuna göre karar verilmesi" gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak, bozma sonrası yapılan yargılamada, işe başlatmama tarihi 25.04.2013 olarak belirlenmiş ve bu tarihdeki çıplak brüt ücretin belirlenmesi için bilirkişiden iki ayrı ek rapor alınmıştır. 21.03.2017 tarihli bilirkişi raporunda bozma ilamında belirtilmesine rağmen Ekim 2011 tarihli ücret bordrosuna göre hesap yapıldığı işe başlatmama tarihine göre hesap yapılmadığından mahkemece 17.05.2017 tarihli bilirkişi raporu aldırılmıştır....

    İşveren işe iade için başvuran işçiyi (1) ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en fazla sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları işçiye ödemek zorundadır. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Yasanın 21'inci maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur....

    K A R Ş I O Y 1.Davacı, davalı .... aleyhine açtığı feshin geçersizliğine ve .... işyerinde işe iadesine ilişkin işe iade davasının yargılaması sonucunda davanın kabulüne ve davacının .... işyerinde işe iadesine karar verilmiştir. Davacının da bu kararın kesinleşmesini müteakip süresinde işe iade başvurusunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda uyuşmazlık konusu, davacının işe iade başvurusunun usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. Davacı işe iade başvurusuna ilişkin ihtarnamesini davalı .... yerine HSBC Yatırım Menkul Değerler A.Ş. adına bu Şirkete göndermiştir. Ayrıca işe iade davasında davalı olan .... vekiline de aynı ihtarname bu vekilin adresine gönderilmiştir. 3. HSBC Yatırım Menkul Değerler A.Ş adresine gönderilen tebligat .... evrak alım yetkili çalışan tarafından alınmıştır. Yine .... ile HSBC Yatırım Menkul Değerler A.Ş. adresinin aynı adres olduğu ihtilaf dışıdır. Gerek ....'...

      Somut olayda işe iade davasının davacısı olan ... vekili, davacının istasyon amiri olduğunu, iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini, işe iade davası açtıklarını, davanın reddedildiğini, red kararının Yargıtay tarafından onandığını ve kararın bu şekilde kesinleştiğini, davacı ile aynı işyerinde çalışan ve aynı işi yapan iki istasyon amirinin de aynı nedenle işten çıkartıldığını, bu kişilerinde işe iade davası açtığını, mahkemece işe iade kararı verildiğini ve bu kararların Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından onandığını, bu durumun yargılamanın iadesi için bir neden olduğunu ileri sürerek, yargılamanın iadesi talebinde bulunmuştur....

        Bu durumda, ihbar, kıdem, kötüniyet ve işe iade sonucu işe başlatmama tazminatları ile ücret, fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatili, yıllık izin, ikramiye, prim, yemek yardımı, yol yardımı gibi tüm işçilik haklarından birlikte sorumluluk esastır. Kanunun kullandığı “birlikte sorumluluk” deyiminden tam teselsülün, dolayısı ile müşterek ve müteselsil sorumluluğun anlaşılması gerekir. Feshin geçersizliği ve işe iade davasının alt ve asıl işveren ilişkisinde, her iki işverene birlikte açılması halinde, davacı işçi alt işveren işçisi olup, iş sözleşmesi alt işveren tarafından feshedildiğinden, feshin geçersizliği ve işe iade yükümlülüğü alt işverenindir. Asıl işverenin iş ilişkisinde sözleşmenin taraf sıfat bulunmadığından, asıl işverenin işe iade yönünde bir yükümlülüğünden sözedilemez....

          Feshin geçersizliğinin tespiti ve işe iade davasında, mahkemece iş sözleşmesinin işveren tarafından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesindeki nedenlerle haklı olarak feshedildiği ve bu sebeple işe iade talebinin reddine karar verildiği takdirde, işe iade davasında feshin haklı nedene dayandığının kabulü yönündeki kesinleşen bu tespit, aynı vakalara dayanılarak kıdem ve ihbar tazminatlarının talep edildiği alacak davasında, unsur etkisi nedeni ile kuvvetli delil olarak kabul edilmelidir. İşe iade davasında mahkemece feshin açıkça haklı nedene değil de, geçerli nedene dayandığı tespit edilmiş ise, yine unsur etkisi nedeniyle bu kez feshin haklı nedene dayanmadığına ilişkin tespiti, kesinleştiğinden işçinin kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı kabul edilmelidir....

          İşe iade dosyasında feshin haklı veya geçerli nedenle olmadığı tartışılmış ve davacı işçinin işe iadesine karar verilmiştir. İşçi süresinde işe iade başvurusunda bulunmuş olmakla işe alınmadığı ve işe iade davasında belirtilen alacaklara ilişkin ödeme yapıldığı anlaşılmakla davalı işverenin feshinin haklı olmadığı kabul edilerek davacı lehine kıdem ve ihbar tazminatına hükmedilmesi doğrudur. Taraflarca bildirilen her tanığın mahkemelerce dinlenmesi gibi bir zorunluluk yoktur. Bu nedenle delil listesinde tanığın hangi konuda ve ne amaçla dinleneceğinin belirtilmesi gerekir. Somut olayda fesih gerekçesi ve kesinleşen işe iade davası olduğu dikkate alındığında davalı tarafın tanık dinlenmeden karar verildiği yönündeki istinafı yerinde değildir. İşe iade dosyasında fesih gerekçesi tartışılmış ve davacının feshinin haklı ve geçerli olmadığı sabit olmakla, davacının işe iadesine karar verilmiştir....

          İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. İşverenin işe davete dair beyanının da ciddi olması gerekir. İşverenin işe başlatma amacı olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu çağrı, gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez. İşçinin yöntemince işe başlatıldığından söz edilebilmesi için işverenin işçiyi fesihten önceki durumuna iade etmesi gerekir. Başka bir anlatımla gerçek anlamda işe başlatma, işçinin geçersiz sayılan fesih tarihindeki işinde veya ona benzer (eşdeğer) bir işte çalıştırılmasıyla sağlanabilir....

          UYAP Entegrasyonu