İş Mahkemesi'nde 2018/40 Esas 2019/4 Karar sayılı dosyasıyla işe iade istemli tespit davası açıldığını, açmış oldukları bu dava mahkeme tarafından kabul edilmiş olup istinaf incelemesi sonucu kesinleştiğini, müvekkilinin mahkemenin gerekçeli kararına dayanarak Hendek Noterliği aracılığıyla işveren şirkete yasal süresi içerisinde işe iade ve haklarının ödenmesi talepli 14045 No'lu ihtarname gönderdiğini, işveren şirketin işçiyi işe başlatmadığını, bunun yerine işe iade tazminatı ödeme yolunu tercih ettiğini, ancak işveren işçiye sadece işe başlatmamasından dolayı işe iade tazminatı ödemiş olup başkaca hiçbir maddi haklarını ödemediğini, müvekkili işverene bütün hak alacaklarını ödemesi hususunda başvurmuş olup hiçbir olumlu sonuç elde edemediğini, davacı müvekkilinin işverende bulunan bütün yasal hak ve alacaklarını almak için -26.10.2020 tarihinde zorunlu Aarabuluculuk kurumuna müracaatını yapmış bulunduklarını, 04.11.2020 tarihinde gerçekleşen arabuluculuk son oturumunda işveren ile...
Davalı işveren feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı, çalışma koşullarında işçi aleyhine esaslı değişiklik yapılıp yapılmadığı taraflar arasında ihtilaflıdır. İş ilişkisinden kaynaklanan ve işin yerine getirilmesinde tabi olunan hak ve borçların tümü, “çalışma şartları” olarak değerlendirilmelidir. 4857 sayılı Kanun'un 22. maddesindeki, “İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir....
O halde asıl işveren alt işveren ilişkisinden söz edilebilmesi için öncelikle mal veya hizmetin üretildiği işyeri bulunan bir işverenin ve aynı işyerinde iş alan ikinci bir işverenin varlığı gerekir ki asıl işveren alt işveren ilişkisinden söz edilebilsin. Alt işverenin başlangıçta bir işyerinin olması şart değildir. Alt işveren, işveren sıfatını ilk defa asıl işverenden aldığı iş ve bu işin görüldüğü işyeri nedeniyle kazanmış olabilir. Alt işveren; bir iş yerinde yürütülen mal ve hizmet üretimine ilişkin asıl işin bir bölümünde veya yardımcı işlerde, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren alanlarda iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini, sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren olarak tanımlanabilir. Alt işverenin iş aldığı işveren ise asıl işveren olarak adlandırılabilir....
İş Mahkemesi 2016/944 E sayılı dosyada işe iade istemli dava açtığını, dava sonucunda işe iade kararı verildiği, ilamın kesinleştiği ve başvuruya rağmen davalılarca işe alınmadığı ve alacakların ödenmediği iddiasıyla, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, Kıdem Tazminatı için 1.000,00 TL (belirli alacak), İhbar tazminatı alacağı için 1.000,00 TL (belirli alacak) ,Fazla çalışma ücret alacağı için 500,00 TL (belirsiz alacak),Haksız Fesih Tazminatı için 100,00 TL (belirli alacak), UBGT alacağı için 100,00 TL (belirsiz alacak,),Hafta sonu tatil alacağı için 100,00 TL (belirsiz alacak), Yıllık izin ücret alacağı için 100,00 TL (belirli alacak),AGİ alacağı için 100,00 TL (belirli alacak), Boşta geçen süre ücret ve diğer hakları için 1.000,00 TL (belirli alacak),İşe almama tazminatı için 1.000,00 TL (belirli alacak,) alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 17/02/2022 tarihli ıslah dilekçesiyle taleplerini artırmıştır....
Bir şirketin, ana faaliyet alanları kapsamında kalan asıl veya yardımcı işleri, Türk Ticaret kapsamında kendi içinde kurduğu bir şirket vasıtası ile yürütmesi, asıl-alt işveren ilişkisinden çok, işin bölünerek şirketleşmesi nedeni ile işyerinin bir bölümünün devrinden sözedilir. Bu şekilde bir işlemde muvazaadan veya asıl-alt işveren ilişkisinden söz edilemez. Ancak devirden sonra bu şirketten bu hizmetin alınması, alan işveren açısından asıl-alt işverenlik olarak değerlendirilebilir. Feshin geçersizliği ve işe iade davasının alt ve asıl işveren ilişkisinde, her iki işverene birlikte açılması halinde, davacı işçi alt işveren işçisi olup, iş sözleşmesi alt işveren tarafından feshedildiğinden, feshin geçersizliği ve işe iade yükümlülüğü alt işverenindir. Asıl işverenin iş ilişkisinde, sözleşmede taraf sıfat bulunmadığından, işe iade yönünde bir yükümlülüğünden sözedilemez....
Asıl işverenin işe iade kararı sonrası işçinin işe başlamak için başvurması ve alt işverenin işe almamasından kaynaklanan işe başlatmama tazminatı ile dört aya kadar boşta geçen süre ücretinden yukarda belirtilen hüküm nedeni ile alt işverenle birlikte sorumluluğu vardır....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 08/01/2020 NUMARASI : 2018/70 Esas - 2020/7 Karar DAVA KONUSU : (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : İddia ve Savunmanın Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, davalı işyerinde 20/10/2014- 20/07/2015 tarihleri arasında çalıştığını, davalı işveren tarafından haksız olarak işten çıkartıldığını, Gebze 1....
İşveren işe iade için başvuran işçiyi (1) ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en fazla sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları işçiye ödemek zorundadır. Feshin geçersizliği ve işe iade kararı sonrası, işçinin işe başlatılması için başvurusu ile işverenin işe davetinin de dürüstlük kuralı kapsamında samimiyet noktasında sorgulanması ve işverenin sözleşme ile kararlaştırılan nakil veya başka yerde görevlendirme yetkisini saklı tutan kuralın da objektif iyiniyet kuralı kapsamında değerlendirilmesi gerekir. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez....
İcra Müdürlüğü’nün 2016/3827 Esas sayılı takip dosyasında 10/02/2016 tarihinde 10.000,00 TL işe başlatmama tazminatı asıl alacak, 443,84 TL işlemiş faiz, 8.000,00 TL boşta geçen süre ücreti asıl alacak ve 453,70 TL işlemiş faiz için ilamsız takip başlatıldığı, yasal süresi içinde 16/02/2016 tarihinde davalı tarafça borca itiraz edilerek takibin durdurulduğu ve eldeki davanın 1 yıllık süre içerisinde açıldığı tespit edilmiştir. Davacı tarafından davalı ve dava dışı Assistt Rehberlik ve Müşteri Hizmetleri AŞ’ye karşı açılan işe iade davasının işçi lehine sonuçlandığı, verilen kararda eldeki dosya davalısının asıl işveren olduğunun belirlendiği, kararın temyiz edilmesi sonucu Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi’nin 16/04/2015 tarihli ilamı ile onandığı, Yargıtay ilamının davacıya 08/07/2015 tarihinde tebliğ edildiği ve yasal süresinde işe iade için davalılara müracaat edildiği tespit edilmiştir....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 05/11/2020 NUMARASI : 2019/651 ESAS, 2020/677 KARAR DAVA KONUSU : ALACAK (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 2007 yılından 28.02.2017 tarihine kadar davalı idareye ait işte yüklenici firmaya bağlı olarak çalıştığını, davacı tarafından açılan işe iade davasında verilen kabul kararın kesinleştiğini ancak yazılı başvurusuna rağmen davacının işe başlatılmadığını, hükmedilen tazminat ve alacakların ödenmediğini ileri sürerek boşta geçen süre ücreti, işe başlatmama tazminatı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti ve asgari geçim indirimi alacaklarının tahsilini talep ve dava etmiştir....