Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2014/843 Esas KARAR NO: 2022/386 DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) DAVA TARİHİ: 15/09/2014 KARAR TARİHİ: 12/05/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İddia: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili -------- tarihinde ------- konumunda---------sevk ve idaresindeki---------plakalı aracın kendisine çarpması sonucunda yaralamalı, maddi hasarlı kazanın meydana geldiğini ve müvekkilinin bu kaza neticesinde malul olduğunu, müvekkili ---------kaza esnasında asli kusurlu olup kazaya karışan araç sürucüsu davalı ------ tali kusurlu bulunduğunu, kaza neticesi müvekkilinde ----- ve ------hasarların meydana geldiğini, kazaya ilişkin ------sayılı ve -------tarihli kararıyla davalı ------taksirle bir kişinin yaralanmasına sebep olma suçundan ---- cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hüküm tesis edildiğini,-----...

    Mahkemece 08.11.2020 tarihli celsede isabetli olarak tespit davasının tazminat davasına dönüştürülemeyeceği belirtilmiş olmasına ve davacı vekilince sunulan 03.12.2020 tarihli dilekçesiyle davadaki amacın başka bir anlatımla talep edilenin uyarlama yoluyla faiz oranın ve bu orana göre miktarının tespiti olduğunun ifade edilmesine ve davanın tespit davası niteliğinde olduğunun anlaşılmasına esasen devredilenin icra takibine konu alacaklar olup, ihtilaf konusunun devre konu olmadığı ve olmasının da mümkün bulunmadığı gözetilmeksizin göre artık davaya açıldığı şekilde bakılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davacıların, HMK 125. maddesine göre seçimlik hakkını takip konusu alacakları devreden bankaya karşı tazminat davası olarak kullandığı ve davanın konusuna ve bulunduğu aşamaya göre tazmini gereken bir alacağın bulunmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile...

    Ayrıca tespit davalarındaki, tespit işlevi eda davalarında da vardır. Eda davalarındaki, eda bölümü ise tespit davalarında yoktur. Tespit davası eda davasının öncüsü durumunda olmakla beraber, eda davası aynı konudaki tespit davasını da içeren daha geniş kapsamlı bir davadır. Temlik işlemi bir edim niteliğinde olduğundan ve tespit davaları da hukuki nitelikleri gereği bu ve benzeri edimlerden yoksun bulunduğundan HMK 125.maddesinin tespit davalarında uygulama alanı bulması söz konusu değildir....

      Zira, tespit maliki adına oluşmuş bir tapu kaydı veya tapu sicili bulunmamaktadır. Kadastro tespit maliki, lehine yapılan tespit kesinleştikten sonra taşınmazın tapu maliki olacaktır. Lehlerine yapılan kadastro tespiti iptal edilip tapuda malik sıfatı kazanamayanların, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında tapu sicilinden kaynaklı bir zararlarının olamayacağı tartışmasızdır....

        Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, davacılar vekilinin tazminat isteğine dayanak yaptığı 3270 ve 3271 sayılı parseller 1999 yılında yapılan kadastro sırasında davacıların murisi adına tespit edilmiş ise de, Hazinenin açtığı kadastro tespitine itiraz davası ile davacıların murisi adına tapu kaydı oluşmadan kadastro mahkemesinin kesinleşmiş kararı ile davacıların murisi adına yapılan kadastro tespitinin iptaline karar verildiği, ayrıca tazminat isteğine dayanak yapılan parsellerin kadastro tespitlerine esas alınan Ekim 1944 tarih 41 sıra numaralı tapu kaydının malikinin ise davacılar veya murisleri değil “......

          Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, davacı vekilinin tazminat isteğine dayanak yaptığı 3274 ve 3275 sayılı parseller 1999 yılında yapılan kadastro sırasında davacıların murisi adına tespit edilmiş ise de Hazinenin açtığı kadastro tespitine itiraz davası ile davacıların murisi adına tapu kaydı oluşmadan kadastro mahkemesinin kesinleşmiş kararı ile davacıların murisi adına yapılan kadastro tespitinin iptaline karar verildiği, ayrıca tazminat isteğine dayanak yapılan parsellerin kadastro tespitlerine esas alınan Ekim 1944 tarih 41 sıra numaralı tapu kaydının malikinin ise davacılar veya murisleri değil “......

            alacak yoluyla tespit edilip, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla davalı ...den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili isteğiyle ve davanın harca esas değerini 10.000,00....

              Zira, tespit maliki adına oluşmuş bir tapu kaydı veya tapu sicili bulunmamaktadır. Kadastro tespit maliki, lehine yapılan tespit kesinleştikten sonra taşınmazın tapu maliki olacaktır. Lehlerine yapılan kadastro tespiti iptal edilip tapuda malik sıfatı kazanamayanların, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında tapu sicilinden kaynaklı bir zararlarının olamayacağı tartışmasızdır....

                Zira, tespit maliki adına oluşmuş bir tapu kaydı veya tapu sicili bulunmamaktadır. Kadastro tespit maliki, lehine yapılan tespit kesinleştikten sonra taşınmazın tapu maliki olacaktır. Lehlerine yapılan kadastro tespiti iptal edilip tapuda malik sıfatı kazanamayanların, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında tapu sicilinden kaynaklı bir zararlarının olamayacağı tartışmasızdır. Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, davacı vekilinin tazminat isteğine dayanak yaptığı 3276 ve 3277 sayılı parseller 1999 yılında yapılan kadastro sırasında davacılar adına tespit edilmiş ise de, ...nin açtığı kadastro tespitine itiraz davası ile davacılar adına tapu kaydı oluşmadan kadastro mahkemesinin kesinleşmiş kararı ile davacılar adına yapılan kadastro tespitinin iptaline karar verildiği, ayrıca tazminat isteğine dayanak yapılan parsellerin kadastro tespitlerine esas alınan Ekim 1944 tarih 41 sıra numaralı tapu kaydının malikinin ise, davacılar veya murisleri değil “......

                  Zira, tespit maliki adına oluşmuş bir tapu kaydı veya tapu sicili bulunmamaktadır. Kadastro tespit maliki, lehine yapılan tespit kesinleştikten sonra taşınmazın tapu maliki olacaktır. Lehlerine yapılan kadastro tespiti iptal edilip tapuda malik sıfatı kazanamayanların, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında tapu sicilinden kaynaklı bir zararlarının olamayacağı tartışmasızdır. Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, davacı vekilinin tazminat isteğine dayanak yaptığı 3161 ve 3162 sayılı parseller 1999 yılında yapılan kadastro sırasında davacı adına tespit edilmiş ise de, ...nin açtığı kadastro tespitine itiraz davası ile davacı adına tapu kaydı oluşmadan kadastro mahkemesinin kesinleşmiş kararı ile davacı adına yapılan kadastro tespitinin iptaline karar verildiği, ayrıca tazminat isteğine dayanak yapılan parsellerin kadastro tespitlerine esas alınan Ekim 1944 tarih 41 sıra numaralı tapu kaydının malikinin ise, davacı veya murisleri değil “......

                    UYAP Entegrasyonu