Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sonucu açık ve belli durumlar ayrık olmak üzere, trafik kazalarında kusur oranının ve hasarın tespiti de uzman bilirkişi aracılığıyla yapılmalıdır. Mahkemece, tespit bilirkişi raporundaki kusur oranı ve hasar miktarına göre karar verilmiş ise de, tespit raporu tebliğe çıkmadığı ve davalının yokluğunda rapor düzenlendiğinden hükme esas alınamaz. Bu durumda mahkemece, taraf delilleri toplanıp, kusur ve hasar konusunda uzman başka bir bilirkişiden ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınarak, sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... Aslan'ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'a geri verilmesine 11.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, takdiren 5.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, maluliyet oranının %10'nun altında olduğu ve kurum tarafından aylık bağlanmadığı anlaşılmakla, maddi tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir. Somut olayda; meydana gelen kaza, SGK tarafından iş kazası olarak kabul edilmiş olup, %6,2 oranında sürekli iş göremezlik oranı belirlenmiş; maluliyet oranının %10'nun altında olması nedeniyle davacıya kurumca maluliyet aylığı bağlanmadığı anlaşılmıştır. Mahkemce aldırılan kusur raporunda davalı işverenin olayda %60 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Mahkemenin bu verileri dikkate almaksızın, davacının zararlandırıcı olay sonucu meydana gelen sürekli iş göremezlik oranının %10'nun altında olduğu gerekçesi ile maddi tazminat talebini reddetmesi isabetsizdir....

      Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir....

        Sonucu açık ve belli durumlar ayrık olmak üzere, trafik kazalarında kusur oranının ve hasarın tespiti de uzman bilirkişi aracılığıyla yapılmalıdır. Davacı tarafından yaptırılan delil tespiti işlemi davalıların gıyabında yapılmış, bilirkişi raporu davalılara tebliğ edilmesine rağmen itiraz edilmemiştir. Tespit bilirkişi raporuna itiraz edilmemiş olması açık kabul anlamını taşımayacağı gibi davalı vekili de yargılama aşamasında itiraz etmiş olmasına göre mahkemece hasara ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken tespit bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'a geri verilmesine 28.3.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Somut olayda, davacı ile davalı işverenin kusur durumlarının tespiti için alınan bilirkişi raporunun ehil ve konusunda uzman bilirkişi tarafından tanzim edildiği, bilirkişi tarafından tanzim edilen kusur durumunun tespitine ilişkin raporun kapsamlı, gerekçeli ve denetime elverişli olduğu gibi dosya kapsamına, delil durumuna ve somut olayın meydana geliş şekline de uygun olduğu, davalıya izafe edilen kusur oranının tarafların somut olaydaki yükümlülükleri ile de örtüştüğü ve kusur oranının ve kaçınılmazlık faktörünün hakkaniyete uygun olarak tasnif edildiği, bilirkişi raporunun tarafların görev ve sorumlulukları ile kusur oranlarının belirlenmesi açısından dosya kapsamı ile örtüştüğü, bu nedenle ilk derece mahkemesi tarafından bilirkişi tarafından tanzim edilen kusur durumunun tespitine ilişkin rapora itibar edilerek bu raporun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Taraflar arasında bir diğer uyuşmazlıkta maddi tazminat miktarının tespiti hususudur....

          ileri gelen zararların teminat kapsamı dışında olduğunu, kaza ile ilgili kusur oranlarının tespiti ve davaya konu kazaya ilişkin kusur oranlarının tespitinin Adli Tıp Kurumu vasıtasıyla yapılması gerektiğini, davacının daimi maluliyet durumunun tespiti için Adli Tıp Kurumu ......

            Somut olayda, mahkemece kusur ve tazminat miktarı yönünden hiçbir inceleme yaptırılmadan davacı tarafından davadan önce yaptırılan ve davalı tarafa edilmemiş olan delil tespiti dosyasındaki alınan kusur ve tazminat raporuna bağlı kalınarak hüküm kurulmuştur. Dava konusu trafik kazasında kusur oranının ve araçtaki gerçek zararın saptanması uzman bilirkişi aracılığı ile belirlenmelidir. Bu durumda kusur ve hasar konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmadan hüküm kurulması doğru değildir. O halde mahkemece, konusunda uzman bilirkişiden dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek kusur durumları ve hasar yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli biçimde rapor alınarak sonucuna karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...'in temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'...

              Somut uyuşmazlıkta kusur durumunun belirlenmesi yönünden de bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir mahkemece kusur yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmadan hüküm kurmaya elverişsiz olan trafik kazası tespit tutanağı kusur değerlendirmesine göre karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece kusur konusunda uzman İstanbul Teknik Üniversitesi veya Karayolları Genel Müdürlüğü fen heyeti gibi kurum veya kuruluşlardan seçilecek bilirkişiden dava dosyası kapsamı ve diğer deliller incelenerek sigortalı sürücülerin kusur durumlarının tespiti hususunda ayrıntılı, açıklamalı, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru değildir. 2-“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen TBK’nin 46. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup maddi tazminat da bu zarar türleri arasında yer almaktadır....

                Hükme esas alınan kusur raporunun emsal Yargıtay kararlarına göre 32 yıl formülüne göre hazırlandığı, kusur raporunda kaçınılmazlık oranının ve davalının kusur oranının usulüne uygun şekilde belirlendiği, hükme esas alınmasında isabetsizilk bulunmadığı, sigortalının yakalandığı pnümokonyoz meslek hastalığında kaçınılmazlığın bulunduğu, meslek hastalığının oluşunda davalı TTK nın %5,45 olarak belirlenen kusur oranının dosya kapsamına uygun olup, kusur oranının belirlenmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla davacı kurum vekilinin aksi yönleri amaçlayan istinaf nedenleri yerinde değildir....

                almaması, yükümlülüklerini yerine getirmemesi sonucunda ortaya çıktığını, işverenin ihmalinin bir tür kusur olduğu gerçeği karşısında kaçınılmazlıktan söz edilemeyeceğini, bilimsel araştırmalarla yer altı maden işyerlerinde havaya karışan tozların belirli bir oranın altına düşürülmesi halinde meslek hastalığının oluşmayacağı kabul edilmiş olduğunu, meslek hastalığının oluşumunda işverenin tamamen kusurlu sayılmasının gerektiğini, 506 sayılı yasanın 26.maddesinde ve 5510 sayılı yasanın 21.maddesinde yer alan ‘’İşveren sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır’ ’cümlesi ile kaçınılmazlığın bir bölümünden işverenin sorumlu tutulmasının amaçlandığını, yasal mevzuat gereği kusur raporu ile tespit edilen işverenlerin kusuruna kaçınılmazlıktan bir pay eklenip bu şekilde tespit edilen kusur oranının dikkate alınarak karar verilmesinin gerektiğini, -Bilimsel araştırmalarda yer altı maden işyerlerinde havaya karışan tozların belirli bir oranın altına düşürülmesi halinde meslek...

                UYAP Entegrasyonu