Davalı vekili; maluliyet raporunu kabul etmediklerini, Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca yeni bir rapor alınmasını talep ettiklerini, sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, aksi kanaat halinde ise kusur oranının %50 olarak değerlendirilmesini talep ettiklerini, davacının emniyet kemeri ve diğer koruyucu tedbirleri almadığının tespiti ile müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek, başvurunun reddine karar verilmesini istemiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyetince; tam kusur ve %13.2 maluliyet oranı üzerinden yapılan hesaplamayı içerir aktüer rapor benimsenerek, başvurunun kabulü ile 66.795,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 20/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı davalı vekili itiraz yoluna başvurmuştur....
Kaza tarihinin 23.10.2009 olduğu gözetildiğinde 11.10.2008’de yürürlüğe giren Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre maluliyetin belirlenmesi gerekli bulunmaktadır.Bu durumda mahkemece, olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine uygun şekilde davacının maluliyet oranının tespiti konusunda rapor alınması; davacının maluliyet oranının bu raporla saptanmasından sonra, ödenmesi gereken maluliyet zararının hesaplanması için aktüerya bilirkişisinden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
nun 279.maddesine aykırı olduğunu, dosya kapsamında düzenlenen bilirkişi raporu her iki dosyadaki farklı kusur oranlarına ilişkin çelişkiyi gidermediğini, müvekkilinin ve davacı işçinin kusur oranının yeniden değerlendirilmesi gerektiğini, kusur oranına ilişkin çelişki giderilmeden düzenlenen aktüerya hesabı, kusur oranı ve indirilecek hususlara ilişkin hesaplama yönüyle hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, davacının maddi tazminat talebine esas alınmış olan aktüerya hesabına ilişkin raporda açık hatalar bulunmasına rağmen, hükme esas alınması hukuka aykırıdır....
Sigortalı hakkında düzenlenen Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranının Tespitine ilişkin Sağlık Kurulu Raporunda, sürekli iş göremezlik derecesinin % 59 olduğu ve kontrol muayenesi gerekmediği belirtilmiştir. Dosyada mevcut kusur bilirkişi raporunda, sigortalının toza maruziyetinin son bulduğu tarih için maluliyetinin %12,64 olduğu ve bu maluliyetinde kaçınılmazlık oranının % 30,97 davalı işveren TTK'nın %69,03 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir....
Kusur oranının ve gerçek zarar miktarının tespiti için uzman bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir. Somut olayda gerçek zararın araştırılması yönünde mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmadan tek taraflı olarak yaptırılan delil tespiti dosyasında alınan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmuştur. Davalının açıkça itiraz ettiği davacı tarafından tek taraflı olarak yapılan tespit sonucu alınan rapora dayanılarak hüküm kurulmaması gerekir. Eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru değildir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili özetle, kazalıya yüklenen kusur oranının yerinde olmadığını, davalının %100 oranında kusurlu olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili özetle, davalının iş kazasının meydana gelmesinde kusuru olmadığını, kusur raporlarındaki çelişkinin giderilmediğini, kazalının maluliyet oranın kesinleşmediğini, kontrol muayenesi sonucu maluliyetin % 0 olduğunu bağlanan gelirin 17.06.2019 tarihinde kesildiğini, maluliyet oranının belirlenmesi için ATK rapor alınması taleplerinin değerlendirilmediğini, eksik araştırma ve incelemeye dayalı kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuşlardır. UYUŞMAZLIK KONUSU : Davacı kurum zararından davalının sorumlu olup olmadığı uyuşmazlık konusudur....
konusuz kalması halinde davanın açıldığı tarihte haksız olduğu tespit edilen taraf yargılama giderini ödemekle yükümlü olacağını, açılan işbu davada müvekkilinin kusur oranının tespit edilebilmesi noktasında müvekkilinin hukuki menfaati bulunduğundan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda; yerleşik Yargıtay içtihatları dikkate alındığında bilirkişi tarafından düzenlenen 19/03/2020 tarihli raporda sigortalının işten ayrılış tarihi olduğu tespit edilen 2002 yılındaki maluliyetinin %6,07 olduğu ve bu maluliyetin de kaçınılmazlık oranının %97,12, davalı kusur oranının ise %2,88 olarak tespit edilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, her ne kadar hak sahipliği dosyası ile iş bu dosya arasındaki kusur raporlarında kusur ve kaçınılmazlık oranları arasında fark görülmekte ise de hak sahipliği dosyasında kusur ve kaçınılmazlık oranlarının tespitinde sigortalıda meydana gelen maluliyet oranının tespit edildiği tarihin dikkate alındığı, rücuen alacak talepli davada ise kusur ve kaçınılmazlık oranlarının tespitinde davacının işyerinden ayrıldığı tarihin dikkate alınması gerektiği hususu gözetildiğinde tespit edilen kusur ve kaçınılmazlık oranlarında içtihatlara ve kanuna aykırı herhangi bir durumun bulunmadığı, yukarıda yapılan açıklamalar kapsamında ve kanun hükmünde...
Hukuk Dairesinin 04.10.2017 tarihli ve 2017/2421 E., 2017/1893 K. sayılı kararı ile; davacı vekilinin istinaf isteminin yerinde olmadığı, davalıların istinaf başvurusu yönünden ise davalı Kurum tarafından maluliyet tespiti işlemlerine geçilmesi nedeniyle olayın iş kazası sayıldığının kabulü gerektiği, bu nedenle iş kazasının tespiti istemi yönünden davanın konusuz kaldığı, ayrıca sadece kusur oranlarının tespitine ilişkin dava açmakta davacının hukukî yararının bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılıp yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davacının kusur oranlarının tespitine ilişkin isteminin Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-h maddesi uyarınca hukukî yarar yokluğundan reddine, iş kazasının tespiti ve maluliyetin tespiti istemleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Özel Daire Bozma Kararı: 12....
Dosya kapsamından, mahkemece kusur raporu aldırılmadığı, kusur oranları açısından Dairemizin 01/10/2015 tarih ve 2015/12648 Esas, 2015/17488 Karar sayılı ilamı ile "işverene atfedilen kusur oranının fazla olduğundan bahisle" bozulmasına karar verilen ... İş Mahkemesi'nin 2014/361 Esas sayılı dosyasındaki kusur bilirkişi raporuna itibar edildiği anlaşılmaktadır. İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır....