Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUKÎ SÜREÇ 1.Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının, 22.02.2015 tarihli ve 2015/2451 Esas sayılı iddianamesi ile, sanığın markete giderek 16 adet diş fırçası ile 2 adet diş macununu montunun içerisine saklayarak çıkmak istediği sırada farkedilip görevlilerce yakalandığı ve bu şekilde sanığın üzerine atılı hırsızlık suçunu işlediğinden bahisle eylemine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 142/2-h, 35. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır. 2.Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.06.2016 tarihli ve 2015/86 Esas, 2016/355 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında; hırsızlık suçundan 5237 sayılı Kanun’un 142/2-h, 35, 62, 53. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ... hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarının uygulanmasına karar verilmiştir. II. TEMYİZ SEBEPLERİ Sanığın temyiz isteği; kararı temyiz ettiğine ilişkindir. III. OLAY VE OLGULAR 1....

    deki diş tabiplerinin ihtiyaç duyduğu malzemeleri temin ettiğini, müvekkilinin rakibi olan ve aynı ticari alanda faaliyet gösteren davalının müvekkili hakkında özel hayatı ile ilgili suç isnadı içeren gazete haberlerini ...' de müvekkilinin diş tabibi olan müşterilerine e-posta yoluyla göndermek suretiyle müvekkili ve işletmesi hakkında kötüleyici beyanlarda bulunduğunu, müvekkilinin ticari itibarını zedelemeye yönelik ve haklı bir neden olmaksızın bu haberlerin yayılmaya çalışılması kişilik haklarının ihlali niteliğinde olduğunu, müvekkili bir suçtan mahkûm olsa bile mahkûmiyete ilişkin bilginin müşteri çevresine yayılmaya çalışılmasının “lüzumsuz yere incitici beyanlarda bulunmak” kapsamında haksız rekabet olarak değerlendirilmesi gerektiğini, ileri sürerek haksız rekabetin tespit ve önlenmesine, uğradığı manevi zarar sebebiyle 6.500 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      yönlendirip Malatya İdare Mahkemesinde dava açtırması için hastalara telkinde bulundukları kabulüyle mahkumiyet kararları verilmiş ise de, Malatya Devlet Hastanesi'nin 06/02/2008 tarihli yazısına göre Kasım 2006 tarihine kadar diş polikliniğinin tamiratta olduğundan hastanede diş çekimi dışında tedavi yapılamadığı, dosya arasında mevcut tedavi evraklarından yapılan tedavilerin diş çekimi olmadığının anlaşıldığı, yine dinlenen tanıkların sanık doktorlara çevresindeki kişilerin tavsiyesiyle özel muayenehanesinde muayene olduklarını, devlet hastanesindeki sevk işlemlerini sanıkların yapmadıklarını beyan ettikleri, dosyada mevcut "hastanın diş muayene isteği" adlı belgeler üzerindeki serbest diş hekimlerine sevklere ilişkin kaşedeki isim ve imzaların sanıklara ait olmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların savunmasının aksine atılı suçu işlediklerine dair mahkumiyetlerine yeterli, her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından, şüpheden sanık yararlanır...

        Olayda, 104 daireden oluşan sitedeki bir dairede diş tedavi merkezinin faaliyete geçmesi nedeniyle işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır. Ancak, İdare Mahkemesince Diş Tedavi Ünitesinin hangi abone grubunda yer aldığı, "konut" grubunda mı, "konut dışı" grupta mı olduğu hususu incelenmeksizin karar verildiği görülmektedir. Diğer taraftan, dosyanın incelenmesinden 104 dairesi bulunan ilgili sitedeki bir dairede Diş Tedavi Ünitesinin bulunması nedeniyle işlem tesis edildiği anlaşılmakta ise de, davacı tarafın temyiz dilekçesinde 104 daireli sitedeki 3 işyeri nedeniyle işlem tesis edildiğinin belirtildiği görülmekte olup, İdare Mahkemesince, dava konusu işlemin tesisine neden olan konut dışı abone statüsünde başkaca abonelerin bulunup bulunmadığı hususunun da araştırılması gerektiği açıktır. Bu durumda, kararın eksik incelemeye dayalı olarak verildiği anlaşılan bu kısmında hukuki isabet görülmemiştir....

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle yaralama Hüküm : TCK'nın 89/1, 22/4, 62, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık ve sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Katılanın 2013 yılının Ocak ayında diş hekimi olan sanığa diş ağrısı şikayetiyle başvurduğu, sanık tarafından tedaviye başlandığı, yapılan tedavilere rağmen ağrıların geçmemesi üzerine , katılanın başka bir diş hekimine başvurduğu, bu diş hekimin yapılan uygulamaların hatalı olduğunu beyan etmesi üzerine katılanın sanıktan şikayetçi olduğu olayda; 19.09.22013 tarihli Aydın Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Baştabipliği raporunda “Hastanın şikayetçi olduğu...

            Yargıtay uygulamasında diş hekimi ile hasta arasındaki ilişki bilhassa tedaviye yönelik bir müdahale varsa esas itibariyle vekâlet sözleşmeleri hükümlerince çözümlenmiş, hekimce yapılan işlem tedaviye yönelik olmayıp estetik veya tamamen dışarıdan elde edilen bir malzeme (diş protezi gibi) ile yapılmış bir işlem ise eser sözleşmesinin varlığı kabul edilmiştir. 15. Eldeki davada da davacı diş sağlığı ile ilgili sorunların tedavisi amacıyla davalı diş hekimine başvurduğundan taraflar arasında uygun düştüğü ölçüde Borçlar Kanunu’nun vekâlet hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gereken bir hukukî ilişkinin bulunduğu çekişmesizdir. 16. Vekâlet sözleşmesi, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 386 ve devamı maddelerinde [6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK), m.502 vd.] düzenlenmiştir. 17....

              Kattaki bağımsız bölümlerin birleştirilmesi halinde taşınmaza sedye ile hasta taşınabilecek asansör sistemi ve tadilatla oda düzenlemesi yapılmak suretiyle Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi ve Polikliniğinin kurulma imkanının bulunduğu, davacıların sundukları tadilat projesinin tetkikinde, ortak alanlara herhangi bir müdahalenin olmadığının tespit edildiğini ve bu tadilat projesinde sadece davacılara ait bağımsız bölümlerin birleştirildiği, dolayısıyla ortak alanlar kullanılmadan bağımsız bölümlerin birleştirilerek dava konusu yerin Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi ve Polikliniği yapılabileceği belirtilmiştir. Ancak bilirkişi raporunda yapılacak olan tadilatların esaslı mı yoksa basit mi olduğu açıklanmamıştır. İhtiyaç nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için, kiralananın olduğu gibi veya basit bir tadilatla ihtiyaç doğrultusunda kullanılabilmesi gerekir....

                Devlet Hastanesi'nce tanzim edilen 04/08/2009 tarihli raporda, "üst kesici dişlerden birinin kırık olduğu ve kati raporun diş doktoru tarafından verileceği" belirtilmiş, mağdur ...'nin diş hekimi olup olmadığı anlaşılamayan hekim tarafından verilen ... Devlet Hastanesi'nin 06/10/2009 tarihli raporunda ise, hayati tehlike geçirmediği, yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilebileceği tespiti yapılmış olup, adli tıp uygulamalarına göre diş kırıklarının basit tıbbi müdahale ile giderilemiyeceği, bu haliyle mevcut raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmaması karşısında, tüm doktor raporları ve tedavi evraklarının varsa grafilerinin temin edilerek ilgili Adli Tıp Kurumuna gönderilip, mağdur ...'...

                  Ticaret Limited Şirketi'nin, 200 adet paya karşılık gelen 5.000-TL nakdin müvekkili davacı diş hekimi Dr. ... ve 200 adet paya karşılık gelen 5.000-TL nakdin davalı diş hekimi Dr. ... arasında tamamı 400 paya ayrılmış toplam 10.000-TL sermayeyle, ağız ve diş sağlığı konusunda faaliyet göstermek amacıyla tesis edildiğini, aksi karar alınıncaya kadar ortaklardan davalı ... münferiden tek yetkili şirket müdürü olarak tayin edildiğini, söz konusu diş hekimi kliniğinin T.C....

                    Diş Laboratuvarı Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'ne ait sicil dosyasının gönderildiği, şirketin ... ... ... ... Merkez- ... sicil nosu ile kayıtlı iken, .../.../... tarihinde resen terkin edildiği görülmüştür. İzmir ... İş Mahkemesi'nin .../... Esas sayılı dava dosyasının tetkikinde; davacı ... ... ... Müdürlüğü'nün davalılar ... Diş Laboratuvarı Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ve arkadaşları aleyhine tespit davası açıldığı, davanın halen derdest olduğu görülmüştür. DEĞERLENDİRME :Dava; limited şirketin ihyası istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6102 sayılı TTK'nın 547. maddesi uyarınca sicilden resen terkin işlemi yapılan şirketin ek tasfiye işlemlerinin tamamlanması için ihyasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. İhyası talep edilen şirketin 6102 Sayılı kanunun geçici 7....

                      UYAP Entegrasyonu