İbraz edilen ek bilirkişi raporunda, Ağanıngölü, Gözlüpınar, Yenigöl, Kanlıgöl ve Sıkmapınarı su kaynaklarının beslenme alanının, davalı kuyunun bulunduğu yer ile farklı olduğu, dolayısıyla bu beş kaynağın davalı kuyudan etkilenmesinin mümkün olmadığı, davacılara ait Laloğlu ve Kurtoğlu kaynaklarının ise; davalı kuyu ile aynı beslenme alanı içerisinde bulundukları ancak dava konusu edilen davalıya ait kuyu dışında aynı beslenme alanı içerisinde 14 adet dava dışı kuyunun daha bulunduğu, dava dışı olan bu kuyular ile ilgili olarak da pompaj testi yapılmadan kaynakların etkilenme oranının net olarak tespit edilmesinin mümkün olmadığı, dava konusu kuyu ile ilgili yapılan ölçüm ve değerlendirmede de; % 9 oranında bir etkilemenin tespit edildiği, ancak bu değerin kabul edilebilir değerlerden olduğu, bu sebeple olası etkileme anlamını taşımadığı, kaynakların debisi göz önüne alındığında önemsenecek bir etkilenme oranı değerinde olmadığı belirtilmiştir....
nin taşınmazlarının devrinin, kiralanmasının ve taşınmaz üzerinde üçüncü kişiler lehine ayni hak tesis edilmesinin ... tescil numarasıyla tescilli "..." markasının üçüncü kişilere devrinin önlenmesi adına, ... tescil numarasıyla tescilli "..." markasının üçüncü kişilere devrinin önlenmesi ve marka üzerinde herhangi bir işlem yapılmasının önlenmesi, ... tescil numarasıyla tescilli ... markasının devri için akdedilmiş marka devir sözleşmesinin ve ... A.Ş. ticari işletmesinin devri için akdedilmiş ticari işletme devri sözleşmesinin kesin hükümsüz olduğunun tespit edilmesine,2015 01025 tescil numarasıyla tescilli "..." markasının devir işleminin terkinine,şirketin herhangi bir taşınmazı üçüncü bir kişiye devredilmişse, bu devir işleminin iptal edilmesine ve terkinine karar verilmesi yönünden tedbir talebinde bulunmuştur....
ve de taşınmazın tesliminin davalı tarafça sağlanması gerekeceği, 01.09.2018 tarihinde, kira konusu taşınmazda bulunan akaryakıt istasyonuna ilişkin gayrisıihhi müessese ruhsatının, davalının en sona bayisi durumundaki davadışı ...' a ait olduğu, ancak davadışı ......
Arama ve/veya işletme ruhsatlı alanlardaki reenjeksiyon kuyularının, komşu ruhsat alanındaki üretim kuyularına zarar vermemesi esastır. " "Hakların intibakı" başlıklı Geçici 1. maddesinin 11. fıkrasında;...kuyu içi koordinatları ile ruhsat sınırı arasındaki mesafeye ilişkin yönetmelik değişikliğinin yürürlüğe girdiği tarihten önce ruhsat sahibi, İdareye işletme projesini sunmuş ve projede açılacak olan kuyu koordinatlarını bildirmiş ise bu ruhsat sahalarında, sondaj/kuyu çalışmalarına, yönetmelik değişikliği yapılmadan önceki hükümler doğrultusunda izin verilir....
Bu durumda, mahkemece şikayetin mahiyeti dikkate alınarak öncelikle duruşma açılıp, taraf teşkili sağlandıktan sonra tarafların iddia ve delilleri toplanmalı, özellikle de Sağlık Bakanlığı'na yazı yazılarak, hastane işletme ruhsatının hukuki niteliği, hastane binasından ayrı olarak tek başına ekonomik değere sahip olup olmadığı, yine tek olarak ve hastaneden ayrı devrinin mümkün bulunup bulunmadığı soruımalı ve ayrıca Özel hastane mevzuatı tartışılmalıdır. Bu araştırma ve yukarıda yapılan açıklamalar ve yönetmelik hükümleri doğrultusunda yapılacak değerlendirme sonucunda, hastane işletme ruhsatının, bir ticari işletme olan özel hastaneden ayrı ve müstakil bir ekonomik değere sahip olduğu ve tek başına devrinin mümkün bulunduğu sonucuna varılırsa haczedilebileceği, aksi halde haczinin mümkün olmadığı kabul edilmelidir. Eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğinden kararın belirtilen nedenlerle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir....
Davalı ancak içinde bulunduğu taşınmazı sulamak üzere kuyu işletme hakkına sahip ise de, yer altı suları kullanımı kamuya ait genel sulardan olmakla, ihtiyacından fazlasını sahiplenme hakkı bulunmadığından, ihtiyaçtan fazla yer altı suyu çekilmesinin su havzasını etkilediği ve ekolojik dengeyi bozduğu da gözetilerek, gerekirse davalıya ait 45 parsel sayılı taşınmazın su ihtiyacı saptanmalı, su rejimi kurularak davalının kuyu suyundan kullanması gereken miktar belirtilmelidir....
Davacının oteli içerisinde kuyu bulunduğu, kuyu suyunun hem keşif hem de tutanak tarihi itibari ile aktif olduğu sabittir. Tutanak düzenlenirken tesisat fotoğraflanmıştır. Bu fotoğrafların incelenmesinde şebeke suyu ve kuyudan gelen su hatlarının tek hatta bağlanarak istenildiği durumda kuyu suyunun şebeke hattına bağlanabilecek durumda birleştirilmiş olduğu, bu durumun uygulamada hem davacının iddia ettiği şekilde sulama suyunun yetmediği durumda şebekeden destek verilebilmesini, hem de davalının iddia ettiği şekli ile istenilmesi durumunda kuyu suyunun şebeke suyunu baypass etmesine uygun bir tesisat olduğu bilirkişi tarafından tespit edilmiştir. Keşif tarihinde bu tesisat bağlantısının sökülmüş olduğu ancak kuyunun faal durumda olduğu anlaşılmıştır. Tutanak tanıkları belge içeriğini doğrulamaktadırlar. Tutanağın sahteliği iddia edilmemektedir....
ın şirketteki %50'lik hissesinden arta kalan hisselerin 3. kişilere devrinin önlenmesi, davalıların, şirketin malvarlığına ilişkin davacının zararına olacak tasarruflarda bulunmasının önlenmesi amacıyla, davalı şirketin TAKBİS sorgusu yapılarak ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü'ne müzekkere yapılarak tespit edilecek taşınmazların 3.Kişilere devrinin önlenmesine, şayet davalı adına kayıtlı taşınmaz bulunmaz ise yapılacak pasif taşınmaz sorgusu neticesinde tespit edilecek taşınmazlar üzerine davalıdır şerhi konulmasına, ... Bankası A.Ş ve ... Bankası AŞ'ye müzekkere yazılarak davalı şirkete ait banka hesapları üzerinde tasarrufta bulunulmasının önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir....
Davaya konu markaların halen devreden davalı T2 adına kayıtlı olduğu TPMK'nun yazı cevabı ile tespit edildiğinden, SMK uyarınca mülkiyet hakkının tescille kazanılacağı hükmü uyarınca iptal edilinceye kadar mülkiyet davalı tarafa ait olup, gerçek hak sahibinin tespiti yargılamayı gerektirdiğinden, mülkiyet hakkı markayı kullanma hakkını da kapsadığından, markaların kullanılmasının tedbir yolu ile önlenmesi mülkiyet hakkının kısıtlanması mahiyetinde olup, belge ile sabit mülkiyet hakkını kısıtlayıcı tedbir kararı verilmeyeceğinden, mahkemece de davalı tarafın tedbir talebinin; "davaya konu 127 adet markanın davalı adına tescilli olması, tescilli markaların kullanılmaması yönünde mülkiyet hakkını kısıtlayıcı tedbir kararı verilemeyeceği, taraflar arasındaki işletme devrinin davaya konu markaları kapsayıp kapsamadığı ve markaların davacıya devrinin gerektiği yönündeki taleplerin ancak kapsamlı bir yargılama neticesi ortaya çıkacağı anlaşıldığından markaların kullanılmaması yönündeki tedbir...
işletme devri gerçekleştiren davalı şirkete ait olarak görünmesi ve bu markaların davalı şirket tarafından kullanılmasının müvekkili şirketi zarara uğrattığını, 8-İşletme devir sözleşmesinin yapıldığı 06.10.2020 tarihinde; ...'...