DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı karşı davalı istinaf dilekçesinde özetle; belgelerin UYAP sistemi üzerinden dosyaya ibraz edildiğini, maden ruhsatının devrinin şekle tabi olmasının, hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesine engel bir durum olmadığını, ilgili mevzuat düzenlemelerinde de ihtiyati tedbir verilmesini engeller bir madde bulunmadığını, davalı şirketin dava konusu maden ruhsatını 3. şahıslara satmak için çaba gösterdiğini, hatta konkordato dosyasına sunduğu projesinde dava konusu maden ruhsatının 3....
ve davalının kuyuya müdahalesinin men'ini, aksi taktirde 20.000TL kuyu bedelinin davalıdan alınmasını istemiştir....
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde, esasa ilişkin talepleri yanında davalı şirket adına kayıtlı tüm araç ve taşınmazlar üzerine üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde, ihtiyati tedbir yoluyla şirkete yönetim kayyımı atanmasına veya 100.000 TL üzeri işlemlerin kayyım onayına tabi tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
yanın okul işletme ruhsatının devrinin önlenmesi adına öncelikle ve ivedilikle ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, Dairenin aksi kanaatte olması durumunda ise davalıdır şerhi konmasına karar verilmesini talep etme zorunluluğu doğduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ara kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Buna göre tarafların bahsi geçen sözleşmenin gereklerini yerine getirmekle birlikte sonradan davalının, davacının suyu kullanmasını engelleyerek sözleşmeye aykırı davrandığı, mahkemece de el atmanın önlenmesi davasının reddine karar verilmekle bu safhadan sonra davalı tarafından sözleşme gereğinin yerine getirilmesinin beklenemeyeceği anlaşılmaktadır. Bu sebeple; davacı, sözleşmeye aykırı davranan davalıdan kuyu yapım giderine ortak olarak katılmış olması sebebiyle yarı oranındaki kuyu giderini ve bu kuyudan faydalanmak için çektiği boruların tesis bedelini talep edebilecektir. Bahsi geçen el atmanın önlenmesi davasının dosya içeriğindeki bilirkişi raporuna göre dava konusu yapılan sondaj kuyusunun yapım maliyeti 16.352,00 TL, davacının arazisini sulamak için çektiği boru hattının tesis maliyeti toplamı ise 4.500,00 TL'dir....
Buna göre dava konusu asansörün kuyu dibinin davalıya ait bağımsız bölümün tavanına denk geldiği ve bağımsız bölümün içine doğru hafif bir girinti yaptığı görülmektedir. Davacı kuyu dibinin standarda uygun hale getirilmesi için izin isteminde kuyu dibinin bağımsız bölümün bir kısmını işgal edecek şekilde alt zemine kadar indirilmesini talep etmektedir. Öncelikle asansörlerin şuanki mevcut halinin mimari projesine uygun olduğu bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Ancak mimari projede öngörülen kuyu dibi bilirkişi raporunda açıklandığı üzere profil ile kapatılmış ve standartlara uygun değildir. Kuyu dibinin standarda uygun hale getirtilmesi için dahi mimari projede öngörülmeyen şekilde bir bağımsız bölümün bir kısmının işgal edilerek ortak alan haline getirilmesi ve bağımsız bölümün net kullanım alanının küçültülmesi mümkün değildir. Bu nedenle davanın reddi doğru olup, istinaf isteminin reddi gerekir....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sözleşme gereğince yüklenici tarafından yapı ruhsatının sözleşme tarihinden itibaren 6 ay içerisinde alınacağı, inşaatın da ruhsat tarihinden itibaren 30 ay ve her halde 3 aylık ek sürenin sonunda teslim edileceğinin kararlaştırıldığı, 9 nolu parsel için inşaat ruhsatının 09.06.2008' de alındığı, yüklenicinin 1 nolu parsel üzerine yaptığı inşaatın yapı ruhsatının bulunmadığı, 9 nolu parsel üzerindeki inşaatın % 97, 1 nolu parsel üzerindeki inşaatın ise % 15 seviyesinde olduğu, 9 nolu parsel üzerinde yapılan bağımsız bölümlerin üçüncü kişilere devrinin gerçekleştirildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, taraflar arasındaki sözleşmenin geriye etkili olarak feshine karar verilmiştir. Kararı, davalı temsilcisi temyiz etmiştir....
Diğer davalılar vekili, müvekkili Recep Çörekçi’nin Vinca Organik..Ltd Şti’nin ortağı ve yetkilisi olduğunu, hisse devrinin müvekkili şirkete yapıldığından müvekkili Recep Çörekçi’ye husumet yöneltilemeyeceğini, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, hisse devrinin usulüne uygun olarak bedeli ödenmek suretiyle yapıldığını, davacının davalı T9’a verdiği vekaletnamenin usulüne uygun olup, pay devrinin yapıldığı tarihte geçerli olduğunu, devir bedelimin vekaletteki yetkiye dayalı olarak vekil davalı T9’a ödendiğini, davacının davalı T9’ı aradan bir yıl geçtikten sonra azlettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesinin tensip ve 22.12.2017 tarihli ara kararlarıyla davacının ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 5.7.2006 gününde verilen dilekçe ile tapulu taşınmaza müdahalenin önlenmesi ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, dair verilen 2.11.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili ve davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davacının murisine ait 10 parsele davalıların kuyu açmak suretiyle elatmalarının önlenmesi ve tazminat istemi ile açılmıştır. Davalılar açılan kuyunun kendi taşınmazlarında kaldığını, sadece bir miktar toprağının davacı taşınmazına taştığını, ölçümün aletle yapılmadığını savunarak davanın reddini istemişlerdir....
İbraz edilen ek bilirkişi raporunda, Ağanıngölü, Gözlüpınar, Yenigöl, Kanlıgöl ve Sıkmapınarı su kaynaklarının beslenme alanının, davalı kuyunun bulunduğu yer ile farklı olduğu, dolayısıyla bu beş kaynağın davalı kuyudan etkilenmesinin mümkün olmadığı, davacılara ait Laloğlu ve Kurtoğlu kaynaklarının ise; davalı kuyu ile aynı beslenme alanı içerisinde bulundukları ancak dava konusu edilen davalıya ait kuyu dışında aynı beslenme alanı içerisinde 14 adet dava dışı kuyunun daha bulunduğu, dava dışı olan bu kuyular ile ilgili olarak da pompaj testi yapılmadan kaynakların etkilenme oranının net olarak tespit edilmesinin mümkün olmadığı, dava konusu kuyu ile ilgili yapılan ölçüm ve değerlendirmede de; % 9 oranında bir etkilemenin tespit edildiği, ancak bu değerin kabul edilebilir değerlerden olduğu, bu sebeple olası etkileme anlamını taşımadığı, kaynakların debisi göz önüne alındığında önemsenecek bir etkilenme oranı değerinde olmadığı belirtilmiştir....