Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Çekişmeli taşınmazın bulunudğu yerde tespi tarihinden önce 16.05.1986 ve 11.05.1989 tarihlerinde kesinleşen orman kadastrosu ve aplikasyon uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi 30.10.2006 tarihinde kesinleşmiş, 150 ada 17 sayılı parsel belgesizden davalı adına tespit ve tescil edilmiştir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman kadastro haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu dışında kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 29.09.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....

    Davacı vekili, toplam 9.354,52 TL yönünden menfi tespi isteminde bulunmuş, mahkemece 28/01/2016 gününde davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizce verilen onama kararına karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur. HUMK’un değişik 440/III-1.maddesindeki karar düzeltme ile ilgili parasal sınırın altında olan davalara ait hükümlerin onanmasına veya bozulmasına ilişkin Yargıtay kararları hakkında karar düzeltme yoluna başvurulamaz. Bu nedenlerle davacı vekilinin hükme bağlanan 9.354,52TL'ye yönelik ilâm ile ilgili karar düzeltme isteminin reddi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle karar düzeltme isteminin REDDİNE, peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyen davacıya iadesine, 22/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Davacı vekilinin temyizine gelince; Sulu tarım arazisi niteliğindeki taşınmazın değeri belirlenirken Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre % 4 oranında kapitalizasyon faizi uygulanması gerekirken, bu oranın % 5 olarak kabulü ile az bedel tespi Doğru görülmemiştir. Davacı vekillinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, aşağıda yazılı kalan onama harcının alınmasına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, taraflardan peşin alınan temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 05/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        DAVA KONUSU : Faturaya Dayalı Takipten Dolayı Menfi Tespi KARAR : 6100 sayılı HMK'nun 352.maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Her ne kadar dosya dairemize gönderilmiş ise de uyuşmazlık Haksız Eylemden Kaynaklanan menfi tespit davası olup, Hakimler Savcılar Kurulunun 13.02.2018 tarih ve 206 sayılı kararıyla düzenlenen Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri İş Bölümünün 3. Hukuk Dairesinin görevini düzenleyen kısmının 8/b nolu bendi ( İİK'nın 72. maddesine dayanan ticari dava niteliğindeki menfi tespit ve istirdat davaları sonunda verilen hüküm ve kararlar), gereğince, anılan karara ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvuru incelemesi Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nin görevi dahilinde olduğundan dosyanın Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        Bölüm kararı da göz önüne alınarak, kamulaştırma bedeline 08.02.2010 tarihinden, karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz yürütülmesi gerektiğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1. bendinin sonuna(tespi edilen bu bedelden 22.622,73 TL'sine 08.02.2010 tarihinden ilk karar tarihi olan 14.04.2010 gününe kadar,kalan 150,09 TL'sine ise 08.04.2010 gününden 16.05.2013 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine) ibaresinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 20.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TARİHİ: 17/12/2020 DAVANIN KONUSU: Menfi Tespi GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ::20/12/2021 İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde davacı vekilince istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi. Üye hakimin görüşü değerlendirildi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen 17/12/2020 tarih ve ... Esas ... Karar sayılı karara davacı vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiştir. Davacı vekili 13/12/2021 tarihli dilekçesi ile; istinaf talebinden feragat ettiğini bildirmiştir. Bu nedenle 6100 Sayılı HMK'nın 349/2. maddesi gereğince istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 74/1, 5237 sayılı TCK'nın 62, 53/1, 54 maddeleri gereğince mahkumiyet 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hüküm, sanık ..., sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanıklar ... ve ... müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Dosya içerisinde mevcut 19.08.2004 tarihli olay yeri tespi tutanağı bulunduğu anlaşılmakla, suç tarihi olarak 19.08.2004 tarihi esas alınarak yapılan incelemede; Sanıklara isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylem, 2863 sayılı Kanunun 74/1 maddesinde yaptırıma bağlanmış olup, anılan suç 5237 sayılı TCK’nın 7/2 maddesi yollamasıyla lehe neticeler doğuran (mülga) 765 sayılı TCK'nın 102/4 maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımına tabidir....

              resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde: Sanığın üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunun gerektirdiği cezanın miktar ve nevi itibariyle, TCK'nın 204/1, 66/1-e ve 67/4 maddelerine göre hesaplanan 12 yıllık dava zamanaşımı süresinin, suç tarihi olan 01/11/2007 ile inceleme tarihleri arasında gerçekleştiği anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanun'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, B) Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde: Dosya kapsamında toplanan delillere göre, bahse konu çek aslının ele geçirilemediği, bu haliyle çekin sahte olup olmadığın tespi...

                Dava, icra takibine konulmuş bonoya dayalı menfi tespi davasıdır. Mahkemece, davalı tarafça malen kaydını taşıyan bonoya ilişkin olarak herhangi bir mal teslim olgusunun ispat edilmediği bu nedenle davacının davalı şirkete icra takip dosyası kapsamında borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Dosya kapsamından, taraflar arasında imzalandığı ileri sürülen patates üretim sözleşmesinin tarafların imzasını taşımadığı ve davalı tarafça da sözleşmenin kabul edilmediği anlaşılmaktadır. Davalı, elinde takibe konulan geçerli bir kambiyo senedinde malen kaydının bulunduğunu, davalının davacıya bu senet karşılığında gübre, ilaç, tohum sattığını ileri sürmüş ve 4 adet toplam tutarı 17.205,95 TL olan fatura ibraz etmiştir. Bu durum karşısında, sözleşmenin tarafları bağlamadığı hususu gözetilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki menfi tespi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, tarımsal sulama abonesi olduğunu, ... elektrik kullanmadığı halde hakkında tutanak tutularak ek tahakkuk yapılarak borçlu gösterildiğini iddia ederek, davalıya 12.005,65 YTL asıl ve 3.503,89 YTL geçikme cezası borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu